Korsan fotoğrafçılara çare aranıyor

Stüdyo Osmanlı’nın sahibi Şükrü Yavuz; “Müşteri fotoğrafçının bir iş yeri var mı güvenilir mi ona bakmalı. Korsan fotoğrafçılar tarafından kandırılma şikâyetleri ile çok sık karşılaşıyoruz” dedi.
Korsan fotoğrafçılara çare aranıyor

İş yerine gelen müşterileri ile her türlü konuda birebir kendisinin görüştüğünü söyleyen Stüdyo Osmanlı’nın sahibi Şükrü Yavuz; “Müşteri fotoğrafçının bir iş yeri var mı güvenilir mi ona bakmalı. Korsan fotoğrafçılar tarafından kandırılma şikâyetleri ile çok sık karşılaşıyoruz” dedi.

Yaklaşık 15 yıldır bu sektörün içinde olduğunu söyleyen Stüdyo Osmanlı’nın sahibi Şükrü Yavuz korsan fotoğrafçılar hakkında bilgi vererek şunları söyledi; “Piyasadaki korsan fotoğrafçılar, devlete vergi ödemeden herhangi bir iş yeri sahibi olmadan bu mesleği kötü kullanıyorlar. Fotoğrafçılıkla alakası olmayan bu insanlara karşı, ben vatandaşımızı uyarmak istiyorum. Bu şahıslar vatandaştan kapora alıp daha sonra telefonlarına çıkmıyorlar. Ya da fotoğrafını çekiyor albümün parasını alıyor. Daha sonra teslimatta kayıplara karışıyor. Böyle mağdur olan çok insanımız olduğunu duyuyoruz. Biz fotoğrafçılar olarak vatandaşımız adına çok üzülüyoruz. Çünkü hem vatandaşımız mağdur oluyor. Hem de bizim bu sektördeki güvenilirliğimiz sarsılıyor. Bu konuda önlem alınması lazım. Benim önerim şu, vatandaşımız fotoğraf ile ilgili işleri olduğu zaman web üzerinden değil, birebir yüz yüze fotoğrafçı ile görüşsün. İş yerini, iş yerinin konumunu görsün. Bu şekilde iki taraf içinde sağlıklı ve güvenilir olacaktır. Böylece mesleğimiz de kötü duruma düşmez. Şu an Ecdat Parkı’nda bu konu ile ilgili önlem alınmış durumda. Parkın kapısından girerken güvenlik görevlileri fotoğrafçının kimlik kartına bakıp dolandırıcı olup olmadığını anlıyor. Bunun Kelebekler Vadisi, Japon Parkı ve Meram Bağları gibi yerlerde de olması gerekiyor.”

8-1-5.gif

“BU MESLEKTE HER ŞEY ANLIK”

Fotoğraf işinin bir aşk olduğunu söyleyen Yavuz; “Reklam, iletişim ve bilgisayar gibi bölümleri bitiren arkadaşlarımız, hayatlarına fotoğrafçı olarak devam etmek isteyebilirler. Onlara tavsiyem eğer bu işi seviyorlarsa asla peşini bırakmasınlar. Sektöre katılmaları ileriki yıllar içinde ülkemize fayda sağlayacaktır” diye konuştu. Fotoğrafçılığın emek isteyen bir meslek olduğunu dile getiren Yavuz sözlerine şöyle devam etti; “Bizim mesleğimizin geri dönüşü yok maalesef ki. Mesela insan o düğün gününü bu olmadı bir daha yapalım diyemiyor. Bu bizim içinde geçerli. O anı tekrar çekemezsin. Bu sebeple en iyi şekilde işimizi yapmamız gerekiyor. Yüzde yüz hatasız bir şekilde vatandaşımızı memnun ederek işimizi yapmak en büyük gayemiz. Bazen müşterilerimiz dış çekim için geliyor. Kimisine mezuniyet çekimi için kimisi düğün çekimi istiyor. Fakat o gün yaşadığı bazı tatsızlıklar sebebiyle yüzleri asık olabiliyor. Biz öyle durumlarda bile onların havasını düğün havasına geri döndürüp, şakalar ve esprilerle yüzlerini güldürmeye çalışıyoruz. Başka bir açıdan mesleğin zorluğu ekipmanınızın iyi olması. Sadece çekime götürülen ekipmandan bahsetmiyorum. İş yerinde kullanılan bilgisayar ve makinalarında iyi olması gerekiyor. Çekilen bir kamera kaydının ya da fotoğrafların bilgisayar da kaybolması demek hem bizim için hem de müşterimiz için felaket olur. O yüzden iş yerindeki malzemelerimizin her zaman bakımlarını yaptırıyoruz. Benim en dikkat ettiğim nokta budur. Müşterime yaptığım her işi kendime yapılıyormuş gibi itina ile yaparım.” diye konuştu.

8-1-2-sukru-yavuz.gif

“GÖNÜLDEN BAĞLILIK ŞARTTIR”

Her eline kamera alanın fotoğrafçı olamayacağını söyleyen Yavuz; “Biz bu işi gönülden yapıyoruz. Müşteri geldiğinde kendim iş yeri sahibi olarak görüşürüm. Çekimlere de kendim giderim. Neyin nasıl yapıldığına birebir şahit olurum. Benim felsefeme göre, fotoğraf bir sanattır. Yetiştirdiğim elemanlarıma da bunu her zaman söylerim. Gönülden bağlılık şarttır. Nasıl ki bir insan sevmeden sanat icra edemezse fotoğrafçı da böyledir. Fotoğrafçılığa hevesi olmayan bir insan eline kamera alıp ben bu işi yapabilirim diyemez. Yapsa da güzel bir iş çıkmaz ortaya. Fotoğraf makinasını tutmak bile bir sanattır. Biz fotoğraf çekerken en aşağı kırk elli kare farklı poz yakalayabiliyoruz. Bunu profesyonelleşmemiş bir insan yapamaz. En fazla beş on farklı poz çeker. Çevirip çevirip aynı pozları alır. Müşteri de bir noktadan sonra çekimden sıkılır. Bunun için vatandaş çekim yaptıracakları fotoğrafçıların önceden çektikleri albümlere bir baksınlar. Nasıl bir performans sergilemiş incelesinler” dedi.

8-1-4.gif

8-1-1.gif

GÜLŞEN YILMAZ / YENİ HABER GAZETESİ