Küflü peynir dünyaya açılmalı

Konya’nın vazgeçilmez ürünleri arasında yer alan küflü peynir, Fransa’nın dünyaca ünlü ‘Rokfor Peyniri’ ile yarışıyor. Konya kültüründe çok önemli bir yere sahip olan küflü peynirin merkezi, Kadınlar Pazarı olarak biliniyor.
Küflü peynir dünyaya açılmalı

Konya’nın vazgeçilmez ürünleri arasında yer alan küflü peynir, Fransa’nın dünyaca ünlü ‘Rokfor Peyniri’ ile yarışıyor. Konya kültüründe çok önemli bir yere sahip olan küflü peynirin merkezi, Kadınlar Pazarı olarak biliniyor. Konya mutfağının gözdesi olan küflü peynir, şehir dışından ve dünyanın farklı noktalarından da talep görüyor.

Konya'da, şehrin en kalabalık ve merkezi yerinde bulunan ve "Kadınlar Pazarı" olarak bilinen Tarihi Melike Hatun Çarşısı, bir asırdır canlılığını koruyor. Melike Hatun Çarşısı, şehrin yöresel lezzetleri "küflü peynir" ve "Konya gevreği"nin yanı sıra organik ürün arayan tüketicilerin ilk tercihleri arasında yer alıyor. Konya’nın meşhur küflü peyniri, gurmeler tarafından Türkiye’nin en lezzetli ilk 10 peyniri arasında yer alırken, kimileri de küflü peynirin, Fransa’nın dünyaca ünlü ‘Rokfor Peyniri’ ile kıyaslıyor.

fdfszfsg.jpg

ANTİBİYOTİK ETKİSİ OLUŞTURUYOR

Konya’nın yöresel peyniri küflü peynir, lezzeti kadar sağlığa olan faydasıyla da dikkat çekiyor. Kahvaltı, börek, tost gibi birçok çeşitte tercih edilen küflü peynir antibiyotik etkisinin de olmasıyla dikkat çekiyor. Küflü peynir, doğal ve sağlıklı bir peynir olmasıyla biliniyor. Boğaziçi Gıda Şarküteri sahibi Ahmet Saygı doğal peynirin sağlıklı olması için 1 yıl bekletilmesi gerektiğini ifade etti.  Küflü peynirin penisilin özelliği taşımasından dolayı eskinden yaraları sarmada kullanıldığını belirten Saygı, “Yıllar önce, savaşa giden askerler, yaralandıkları zaman küflü peynir sararlarmış yaralarına. Küflü peynir o zamandan beri bizim topraklarda hükmünü koruyor. Daha sonra küflü peyniri yemeye başlamışız. Penisilin alerjisi olanlara küflü peyniri fazla yemelerini tavsiye etmiyoruz. Alerjisi olmayanlara zaten bir zararı yok. Ben küflü peynirden zarar gördüm, hastalandım, diyen insanlara şahit olmadım hiç. Küflü peynir künefe hariç peynir kullanılan her yerde tüketilir. Buna tirit dâhil” şeklinde konuştu.

kfl.jpg

 

“KENDİNE HAS BİR RENGİ VAR”

İyi bir küflü peynirin nasıl olması gerektiğini tarif eden Saygı şunları aktardı: “Küflü peynirin, kendine has bir rengi var. O yeşilimsi, ıslak olmayan kuru kadifemsi bir yapısı olması lazım. Bazı peynirler küften ziyade kırmızılaşıyor. Değişik değişik renkler alıyor, vatandaşlarımız ondan kaçmalı. Peynirin asıl rengi beyaz ve krem rengi olacak. Ve o asıl olan rengi peynir küflenmiş olsa dahi beyaz kalan yerler o rengi koruyacak. Peynirin beyaz veya belli bir tonu olur. Hayvanın yayılımına göre, inek, koyun, keçinin beslenmesine göre peynirin rengi değişir.” Küflenirken bozulan peynirlerin renklerinin değiştiğini söyleyen Saygı kahverengileşen peynirlerin çürümüş peynirler olduğunu ve onların yenilmediğini sözlerine ekledi. Kaşar veya beyaz peynir küflendiği zaman kesinlikle yenilmemesi gerektiğine vurgu yapan Saygı, “Küflü peynirin küflenme aşaması var. Aşamada izinle ve bilgiyle yapılan bir aşama. Rastgele peyniri koyalım kenara, orada dursun küflensin diye bir şey söz konusu olamaz. Bizim sattığımız peynir, kesinlikle Tarım ve Köy İşleri Bakanlığından izinli, hiçbir hilesi olmayan, tamamen hijyenik ortamlarda yapılan peynirlerdir. Bizdeki peynirler, krom ve nikel tezgâhlarının üzerinde dinlendirilerek, uzun vadede artı penisilin, rokfor bakterisi sıkılarak, küflendirilen peynirlerimizdir” ifadelerini kullandı.

 

kkkkkkkkkkkkkkkkkkkkk.JPG

“TURİSTLERDEN DE ÇOK FAZLA İLGİ VAR”

Konya’da yıllık 950 ton ile bin 150 ton arası küflü peynir tüketimi olduğunu söyleyen Saygı, küflü peynire turistlerin de çok fazla ilgi gösterdiğini dile getirerek şunları söyledi: “Onların ülkelerinde üretilen daha değişik peynirler var. Buralara kadar isimleri duyulmuş. Bizim küflü peynirimizin, Fransa’nın rokfor peynirinden hiçbir eksiği yok. İç Anadolu bölgesinde özellikle Konya yöresinin peyniri kalite olarak birinci sınıf olmasına rağmen; reklamlarını, tanıtımlarını yapamadığımızdan dolayı çevremizden daha ilerisine gidememiş. Bizim peynirimiz aslında onlarınkinden daha üstün bir peynir. Onların ki biraz daha ıslak yapıldığı için aroması, kokusu baskın. Bizimki gibi lezzetli değil peynirleri.” diye konuştu. Yabancı ülkelerde yapılan peynirlere alışık bir damak tadımızın olmadığını kaydeden Saygı, sadece isminden ve Avrupai bir peynir olmasından dolayı insanların kulak kabarttığını ifade ederek,” Bin kişiden bir tanesi ancak yemiştir ama biz onları taklit ediyormuşuz gibi algılanıyor. Hâlbuki esas olan biziz.” dedi.

SÜMEYRA KENESARI/ YENİ HABER GAZETESİ