Kültür Kenti Vakfı'nın "Dost İftarı"

Kültür sanat, siyaset, medya, akademi ve iş dünyası, Kültür Kenti Vakfı'nın "Dost İftarı"nda bir araya geldi- Vakıf Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Misbah Demircan:- "Çoklukta birliği yakalayanlara dost, arkadaş, kardeş diyoruz. Bu kavramlar, makamdan, unv
Kültür Kenti Vakfı'nın "Dost İftarı"

İSTANBUL (AA) - Kültür Kenti Vakfı'nın "Dost İftarı", kültür sanat, siyaset, medya, akademi ve iş dünyasından birçok ismi bir araya getirdi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal'ın onur konuğu olarak katıldığı iftar programı Sütlüce'deki Lazzoni Hotel'de gerçekleştirildi.

Kültür Kenti Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve önceki dönem Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, burada yaptığı konuşmada, dostluğun önemine değinerek, "Birbirini yıkayan eller, birbiri için bakan gözler, birbirinin iyiliğini düşünen akıllar, beraber çarpan kalpler... Hasılı çoklukta birliği yakalayanlara dost, arkadaş, kardeş diyoruz. Bu kavramlar, makamdan, unvandan, zenginlik ya da yoksulluktan, görüşten, anlayıştan bağımsız. Bu kavramlar, neşemizin, huzurumuzun, birliğimizin, dirliğimizin ve insanlığımızın kaynağı." diye konuştu.

- "Dostların yenemeyeceği güçlük yoktur"

Kaynağı duru olan insanın, dünyanın en güçlü insanı olduğu yorumunu yapan Demircan, şöyle devam etti:

"Kaynağı duru olan topluluk da dünyanın en güzel topluluğudur. İşte bu toplantıların, iftarların, bir araya gelme isteğinin altında olan duygu bu. İftar soframızın etrafında halkalanan sizler, her biriniz benim için duru bir insanlık kaynağı dostlarımsınız. Birbirimizin dostlarıyız, Allah eksikliğinizi vermesin. İyi ki varsınız. İstanbul'un, Türkiye'nin, dünyanın sorunları var ya... İşte o sorunların devası, ilacı, bu sofranın, bu sofraların etrafında halkalanan insanlardadır."

Demircan, dostlukların kalıcı olması temennisinde bulunarak, "İyi niyetle, doğrulukla, birlikte hareket eden dostların, kardeşlerin, arkadaşların aşamayacağı engel, yenemeyeceği güçlük yoktur. Sizlerle çok zorlukları aştık, çok güzel işler yaptık. Gücümüzle değil sizin varlığınızla başardık. İnşallah, önümüzdeki süreçte çok güzel işleri yine sizlerle birlikte yapacağız. Varlığınızla büyük işler başaracağız. Bundan şu sofranın varlığı kadar eminim." ifadelerini kullandı.

- "Samimiyeti nezaketle süslersek daha rafine duygularımız ortaya çıkıyor"

Mahir Ünal da iftar yapılan salonda, hayata dair yaşanmışlığın, deneyimin, tecrübenin getirdiği bir dostluk, muhabbet, sevgi, kardeşlik ve vefanın olduğunu söyledi.

Hayatta en kıymetli şeyin nezaket ve o nezaketin kalplerde oluşturduğu samimiyet olduğunu aktaran Ünal, "Eğer samimiyeti biz nezaketle, nezahatle süslersek o zaman biraz daha rafine duygularımız ortaya çıkıyor. Bugün böyle bir toplulukla birlikte olmanın mutluluğunu yaşadım." dedi.

Sanatçı Orhan Gencebay ise bir insanın en büyük kavgasının kendisiyle olduğuna vurgu yaparak, "Kendisini yenen insan en büyük zaferi kazanmış demektir. Ben yaşam boyu kendimle kavga etmeye çocukluğumdan itibaren başladım ama sonra şunu da anladım; 'Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni' diye bir beste yaptım." şeklinde konuştu.

Farklı olaylardan ilham aldığını belirten ve "Bedensiz Aşk" isimli eserinin sözlerini okuyan Gencebay, şunları kaydetti:

"Allah ile bir olana ölüm de ömür de hoş gelir. Çünkü ikisi de kardeştir; ölüm de ömür de. Ben çocukluğumda duyduğum bu söze aşık oldum ve gönlümce, isteyerek Yaradana teslim oldum. Sevginin önemini anladım ve Yaradana teslim olmanın özünde aşkı, sevgiyi gördüm. Şunu anladım ki en büyük aşk Yaradan aşkıdır, Allah aşkıdır.”

- "Benim en büyük partim vatan için ölmektir"

Süryani Katolik Korepiskoposu Yusuf Sağ da vefanın olmadığı yerde dostluğun olmayacağını, dostluğun da bir bedeli olması gerektiğini ifade etti.

Kendisinin bir partiye mensup olmadığını aktaran ve "Benim en büyük partim, Allah'ın emri olarak bize emanet edilen vatanın korunması, vatanı sevmek ve vatan için ölmektir." diyen Yusuf Sağ, şöyle devam etti:

"Atlantik'in azgın dalgalarıyla çarpışmakta olan bir vapurdayız. O vapurda din, dil, inanç, renk, ırk, milliyet yok. Vapur yolcusu var, insan var, can var. O vapuru salimen limana vardırmak için orada yaşayan tüm yolcuların o vapurun kurtarılması için namusları gereğince, kendine düşen görevleri yapmak zorundadır. Bu bir lütuf değildir. Ben Türkiye'yi onun için seviyorum. Türkiye batarsa ben batacağım."

Kur'an-ı Kerim'den ayetler de okuyan Sağ, paylaşmanın önemine vurgu yaparak, "Recep Tayyip Erdoğan'a bir minnet borcum var. İskenderun'da benim 55 sene cep sineması olarak çalıştırılan kilisemi ancak Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde Süryani Katolik Kilisesi'nin emrine vererek Aziz Paul anahtarını bize teslim etmiştir." dedi.

Programa Kültür Kenti Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Bülent Katkak, İstanbul Kültür Sanat Vakfı Genel Müdürü Görgün Taner, TÜRSAK Vakfı Başkanı Elif Dağdeviren, Adnan Polat, Başaran Ulusoy, Hüseyin ve Kezban Hatemi, Anadolu Ajansı Kültür Sanat Haberleri Editörü Bünyamin Yılmaz ve Anadolu Ajansı İstanbul Haberleri Editörü Hüseyin Altınalan'ın yanı sıra birçok isim katıldı.

Kaynak: