Kuraklık jeolojik yapıyı bozuyor!
Kuraklık, iklim değişikliği ve bilinçsiz yer altı suyu kullanımı Konya Ovası'nı tehdit ediyor. Günden güne artan kuraklıkla beraber Konya’nın jeolojik yapısında bozulmalar meydana geliyor. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Fetullah Arık, “Konya’nın jeolojisinde obruklar, yüzey oturmaları ve yüzey yarılmaları şeklinde üç farklı tip deformasyon var. Bunlar zemine çok ciddi zararlar veriyor” dedi.
Uçsuz bucaksız düzlükleriyle binlerce yıldır tarım yapılan bereketli Konya Ovası tehlike altında. Konya’daki obruk sayısının binin üzerinde olduğunu söyleyen Konya Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fetullah Arık, “Sadece bu yıl yaklaşık 700-800 tane obruk tespit ettik. Bunlar Karapınar’daki gibi çok derin obruklar şeklinde algılanmasın. Yüzey oturmaları, örtü kayacı çökmeleri şeklinde belirlediğimiz obruklar. Bu durum Konya’nın jeolojik yapısında bozulmaların olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.
‘TESPİT ETTİĞİMİZ YENİ ÇÖKÜNTÜ ALANLARI VAR’
Obruk Araştırma Merkezi olarak tespit ettikleri yeni çöküntü alanlarının olduğunu ifade eden Arık, “Geçen yıl daha çok Karapınar çevresinde çalışmalar yapıyorduk bu yıl biraz daha genişlettik. Ereğli, Emirgazi, Karatay, Çumra, Meram ve Selçuklu’nun bazı bölgelerinde çalışıyoruz. Bir hayli tespit ettiğimiz yeni çöküntü alanları var. Bunların araştırmasını yapıyoruz, risk durumlarını belirliyoruz. Proje bitiminde bir eylem planı geliştirilerek ona göre hareket edilecek. Şu anda acil olarak yapılacak işlemler özellikle Karapınar ve Karatay bölgesinde yerleşime açılacak yeni imar alanlarında, ‘yerleşime uygunluk’ değerlendirmesiyle yapılan jeoteknik çalışmalarda ilave olarak obruk riski araştırması da yapılıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ilgili birimlere bir talimat gönderdi. Şu anda gerek Büyükşehir Belediyesi gerek ilçe belediyeleri yaptıkları imar çalışmalarında obruk merkezimizden obruk riski değerlendirmesini alıyorlar. ‘Çalışma sonuçlanıncaya kadar mümkünse yeni imar çalışması yapılmasın’ noktasında bir karar alındı. Bu çalışmalar neticesinde bazı yerleşim alanlarının riski ortaya koyuldu ve belirlenen bazı alanlarda imara izin verilmedi” diye aktardı.
‘KONYA DIŞINDA ÇALIŞMALARIMIZ SÜRÜYOR’
Konya dışında da çalışmalar yaptıklarını dile getiren Arık, şöyle konuştu: “KTÜN Araştırma Merkezi olarak kapsamlı bir çalışma yürütüyoruz. Jeofizik alanlarıyla sondaj yerlerini biz belirtiyoruz. Yapılan çalışma neticesinde sadece AFAD’ın değil konuyla ilgili bütün kurumların katıldığı toplantılarda eylem planları belirlenecek. Bunların içerisinde yerleşimin kısıtlanması, yasaklanması, tarımsal alanlarda riskli bölgelerde yaşayanların tahliye edilmesi gibi birçok çözüm önerisi de mevcut olacak. Şu aşamada vatandaşı da tedirgin etmemek adına mevki ve mahalle adı vermeden söylüyoruz ama bu durumda o mevkilerde oturanlar, oraların üst yöneticileri, il ve ilçe belediyeleri, valiliğin kararlarıyla birlikte bu bölgelerde tedbir alınması gündemde. Bölgemizden geçen önemli kara yolları, demiryolları, hızlı tren hatları, petrol, doğalgaz hatları gibi spesifik yapılarla ilgili obruk riski değerlendirmelerini yapmaya devam ediyoruz. İmarı da esas tutmaları da; yapılan jeoteknik etikleri ve obruk riski görüşlerimiz sunuyoruz. Sadece Konya’da değil Konya dışında da çalışmalarımız sürüyor.”
‘YER ALTI SU SEVİYESİ DÜŞÜYOR!’
Yer altı su seviyesinin düştüğünün bilgisini veren Arık, “Şu anda yüzey deformasyonlarının pek çoğu kuraklığa bağlıdır. Bu yıl içerisinde ülkenin değişik noktalarında obruk benzeri yapılar oluştu. Bu yıl, Siirt’te, Urfa’da, Eskişehir’de, Batı Anadolu’da çeşitli yerlerde obruk oluşumları mevcut. Bunların temel nedeni; o bölgelerde obruk oluşumuna uygun çözülebilecek nitelikte kayaların bulunmasıdır. Riskli bölgelerde çözülebilir kayalar çözüldükten sonra altta meydana gelen boşluklar bir şekilde çökebiliyor. Doğal jeolojik etkenler oluşabildiği gibi insani faaliyetlere bağlı olarak da gelişebiliyor. Örneğin yer altında gömülü bulunan bir kanalizasyon hattının patlaması da çökmelere neden olabiliyor. Esasen içinde bulunduğumuz kuraklık aşırı ve kontrolsüz yer altı suyu kullanımından kaynaklanıyor. Bunun nedeni de yer altı seviyesinin düşmesidir. Havzalara göre su idaresini sağlayacak olan bir yönetim modeline geçmemiz gerekiyor. Her havzada her bitkinin üretilmemesi gerekiyor. Mesela Konya kapalı havzasında çok su tüketen bitkilerin azaltılabilmesi için farklı üretim modelleri geliştirilebilir. Daha az su tüketen bitkilerin üretimi gibi ya da ağaçlandırılma faaliyetlerinin artırılması gibi modeller olabilir” şeklinde konuştu.
‘HEM VATANDAŞ KAZANÇ SAĞLAR HEM DE DAHA AZ SU TÜKETİLİR’
Konya’da az su tüketen ürünlerin ekilmesi gerektiğini öneren Arık, “Vatandaşın tarım yaptığı alanlarda hem gelir getirsin hem de ağaçlandırsın anlamında doğal bitki örtüsünün yanı sıra badem, ceviz, kestane, çam fıstığı gibi, bu iklime de uygun olabilecek nitelikte ağaçlandırmalar yapılırsa eğer hem vatandaş bu ürünlerden kazanç sağlar hem de daha az tüketilir. Yeraltı su seviyesine de katkısı olacağından uzun vadede önleyici bir tedbir olur” diyerek sözlerini tamamladı.
SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ