Mehmet Akif İnan vefatının 20. yılında anıldı

Dr. Ahmet İnan:- "Onun hedefi gençlikti. Onun hedefi nesildi"- TYB Kurucusu ve Şeref Başkanı Mehmet Doğan:- "Akif İnan bir ıstırap adamıydı. Muzdaripti. Şiir yazması da bundandı. Fikir işleriyle uğraşması da. Hatta bir sivil toplum kuruluşunun başına geçm
Mehmet Akif İnan vefatının 20. yılında anıldı

İSTANBUL (AA) - Türk edebiyatının usta isimlerinden Mehmet Akif İnan, vefatının 20. yılında Fatih Belediyesi ve Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesinin ortaklaşa düzenlediği özel bir programla anıldı.

Kızlarağası Medresesi'ndeki programda Mehmet Akif İnan'ın hayatı, eserleri ve kişiliği konuşuldu.

TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı'nın yönetimindeki söyleşide, Mehmet Akif İnan'ın kardeşi Dr. Ahmet İnan, TYB Kurucusu ve Şeref Başkanı Mehmet Doğan ve Prof. Dr. Turan Koç, konuşmacı olarak yer aldı.

Akif İnan'ın bir nesle ağabeylik ettiğinin altını çizen Ahmet İnan, "Ağabeylik vasfı onun en önemli vasfıydı. Dava adamlığı da onun şahsını temsil ediyordu. İnanın ki adam gibi adamdı." dedi.

Akif İnan'ın daha 17 yaşındayken "Derya Gazetesi"ni çıkardığını aktaran İnan, "Bu gazetenin vasfı tamamen edebiyat ve şiir özelliği olan bir gazete olmasıydı. İddialı bir gazeteydi." diye konuştu.

İnan, kendisi gençken babalarını kaybettiklerini anlatarak, "Akif ağabeyim babamın yerindeydi. Hiçbir zaman ölümden korkmadı. Hiçbir zaman hırs, makam sevdası içinde bulunmadı." değerlendirmesini yaptı.

Akif İnan'ın hedefinin gençlik olduğunun altını çizen İnan, şunları kaydetti:

"Onun hedefi sizlerdiniz. Onun hedefi gençlikti. Onun hedefi nesildi. Yoksa kış, kar, yağmur, soğuk, maddi karşılığı yok, tamamen kendisine eziyet gibi görünse de aslında hayır. Onun hedefi işte bugünkü bu nesildi. Bunu anlatmaya çalışıyorum."

İnan, kendisinin bir gün Akif İnan'a "24 saat bana yetmiyor, zaman yetmiyor" dediğini ve ağabeyinin çok kızdığını anlattı. Ağabeyinin uyarısından sonra bir daha "zaman yetmiyor" kalıbını kullanmadığını söyleyen İnan, Akif İnan'ın kendisine söylediği şu sözleri aktardı:

"Sen kim oluyorsun da zaman yetmiyor sana. Yavrum, İmam-ı Azam gibi bir mezhep kurucusu, onlarca öğrenci yetiştirmiş, devrin büyük tüccarı, hayatında 40 kez hacca gitmiş bir insana zaman yetiyor da sana nasıl zaman yetmiyor? Demek ki sen zamanı kullanmasını bilmiyorsun."

Akif İnan'ın Mescid-i Aksa'yı hiç görmediğini belirten İnan, onun bir Kudüs aşığı olduğunu söyleyerek ağabeyinin "Mescid-i Aksa" şiirini okudu.

- "Bir ıstırap ve cemiyet adamıydı"

Mehmet Doğan da Akif İnan'la tanışmalarının 1960'ların sonuna kadar gittiğini anlatarak, şunları söyledi:

"Bizden yaşı büyük olmasına rağmen bizi arkadaş sınıfına dahil etti Akif ağabey. O bir ıstırap adamıydı. Muzdaripti. Şiir yazması da bundandı. Fikir işleriyle uğraşması da. Hatta bir sivil toplum kuruluşunun başına geçmesi de bunun içindi. O ıstırap ona bir sorumluluk yüklüyordu. O sorumluluğun icabında şiir yazıyordu. Yoksa şairlik mertebelerini, mütefekkirliği çok önemsediğinden değil. Yine altını çizmem gereken şey şu, Akif İnan bir cemiyet adamı, sosyallik bakımından ileri bir şahsiyetti. Birtakım organizasyonların içinde bulunmak bakımından şartları çok uygun bir kişiydi. Benim bildiğim kadarıyla Ankara'ya geldikten sonra da hep böyle kurumlar içinde bulundu."

Akif İnan'ın Türkiye Yazarlar Birliğinin kuruluşunda da yardımları olduğunu söyleyen Doğan, "Bir konuyla ilgili kendisine bir sorumluluk düşüyorsa onu sonuna kadar götüren biriydi." dedi.

Doğan, Akif İnan'ın Memur-Sen'i kurmasından da bahsederek, "Bir insanın mirasının ondan sonra nasıl değerlendirileceği önemlidir. Akif ağabey bize hem edebi miras bıraktı, hem fikri miras bıraktı hem de böyle bir miras bıraktı. Güçlü bir sivil toplum kuruluşu bıraktı. Biz onu şair olarak hatırlayacağız, fikir adamı olarak hatırlayacağız ama sendika da hatırlayacak. Kitaplarını yayınladılar. Bundan sonra Akif ağabey, bizim anlatma sahamız dışarısında da daha fazla hatırlanacak, ismi daha fazla yaşayacak." ifadelerini kullandı.

- "Akif ağabey istikamet tutturmamızda uzağı görmemizde yardımcı oldu"

Prof. Dr. Turan Koç ise Akif İnan'la tanışmalarını anlatarak, ilk izlenimlerinden bahsetti. İnan'la tanıştıklarında kendisinden çok etkilendiğini söyleyen Koç, "Akif ağabey edebiyat dergisi yazarları içerisinde bana en sıcak gelen şairdi. Şiir denemelerimin ilk başlangıcında bir basamak yukarı veya bir ayrı kulvar tutturması söz konusu ise etkilendiğim, katıldığım, bütünleştiğim Akif ağabeyin şiiri oldu. Akif ağabey dili ile üslubu ile olduğu kadar tavır ve hareketleriyle de bana ve benim gibi arkadaşlara istikamet tutturmamızda uzağı görmemizde yardımcı oldu." dedi.

Akif İnan'ın çevresinin de çok geniş olduğunu aktaran Koç, bazen onunla sinemaya gittiklerini ve sonrasında İnan'ın yorumlarıyla kendilerine bir filmi nasıl izlemeleri gerektiğini de öğrettiğini söyledi.

Koç, Akif İnan'ın modern şiiri de çok iyi bildiğini ifade ederek, "Aynı zamanda geldiği yerde de bir geleneğin devamıydı. Hem şiiriyle hem sesiyle hem şiirinin biçimiyle. O kadar başına buyruk gibi görünen bir insan aynı zamanda son derece munis, son derece dost, dost olduktan sonra da sizi omuzlarında taşıyacak bir karakterdi." değerlendirmesinde bulundu.

Program, katılımcıların Akif İnan şiirleri okumasının ardından sona erdi.

Kaynak: