Mevcut bilimsel veriler kahvaltıyı yasaklamıyor

Avrupa Endokrinoloji Derneği Yöneticisi Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız:- "2019 yılında yayımlanan iki büyük meta-analiz makalesi, kahvaltıyı atlamanın obezite ve kalp hastalığı riski üzerinde etkisini değerlendirmiştir"- Yeditepe Üniversitesi Hastanesi İç H
Mevcut bilimsel veriler kahvaltıyı yasaklamıyor

İSTANBUL (AA) - GÜÇ GÖNEL SAĞIROĞLU - ABD'de yaşayan Türk cerrah Dr. Mehmet Öz'ün, kahvaltının "reklam aracı" olduğu ve "yasaklanması gerektiği" yönündeki açıklamaları, kahvaltının gerçekten gereksiz olup olmadığı yönünde bir tartışma başlatırken, Türkiye'deki uzmanlar bilimsel verilerde bunun bir karşılığının bulunmadığına dikkati çekti.

Türkiye'de yıllarca uzmanlar kahvaltının günün en önemli öğünü olduğu yönünde açıklamalarda bulunurken, Dr. Mehmet Öz'ün bu konuda karşıt görüş bildirmesi, bu alanda uzun yıllardır çalışan uzmanlar arasında tartışma yarattı.

Avrupa Endokrinoloji Derneği Yöneticisi Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mevcut bilimsel veriler ışığında kahvaltı için "yasaklanmalı" ya da "gereksiz" denilemeyeceğini kaydetti. Kahvaltının gerekli olup olmamasından ziyade, ne zaman yapılacağının tartışılması gerektiğini vurgulayan Yıldız, metabolizmanın "öğünler arasındaki açlık süresinden" etkilendiğini vurguladı.

Metabolizma hızını tek belirleyen faktörün de açlık süresi olmadığını dile getiren Yıldız, günlük toplam alınan enerji miktarından diyetin içeriğine, gece ne kadar uyunduğu ve stres düzeyinden hangi yemeğin ne hızda yendiğine kadar birçok faktörün bunda etkili olduğuna işaret etti.

Rafine şeker ve beyaz ekmek içeren bir kahvaltı, obezite ve ilişkili hastalık riskini artırırken, protein ağırlıklı bir kahvaltının, iştah kontrolü ve tokluk hissi üzerinde olumlu etki gösterdiğini belirten Prof. Dr. Yıldız, şöyle konuştu:

"Sabah kalktığınızda karnınız acıkmış olmasına rağmen kahvaltıyı atlarsanız, özellikle erken dönemlerde huzursuzluk, sinirlilik, yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü belirtileri ortaya çıkabilir. Birçok kişide haftalar içinde vücudun adaptasyonu ile bu yakınmalar kaybolsa da bazı kişilerde uzun süre devam edebilir. Kahvaltıyı sabah hangi saatte yaptığınız ve kahvaltıda ne yediğiniz, gün içinde iştah kontrolünü, tatlı krizlerini, doygunluk hissini ve atıştırma alışkanlığını etkiler. 2019 yılında yayımlanan iki büyük meta-analiz makalesi, kahvaltıyı atlamanın obezite ve kalp hastalığı riski üzerinde etkisini değerlendirmiştir. Bugüne kadar yapılmış 45 çalışmanın sonuçlarını toplu olarak analiz eden ilk makale, sabah çoğunlukla kahvaltı yapmayan kişilerde obezite riskinin yüzde 50'ye varan oranda arttığını göstermiştir. İkinci makalede, 280 binden fazla kişinin dahil edildiği sekiz çalışmanın toplu analizi kahvaltının atlanmasının kalp hastalığı riskini yüzde 24 artırdığını göstermiştir."

Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, akşam yemeği ile kahvaltı arasında geçen yaklaşık 12 saatlik sürenin sonunda insan bedeninin normal işleyişini sınırlı bir süre sürdürebileceğinin de altını çizdi. Yıldız, "10-14 saatlik açlık sonrası karaciğer şeker depolarının tükenmesiyle vücut, yağ dokusunda önceden depolamış olduğu yağları karaciğerde keton cisimlerine dönüştürerek enerji ihtiyacını karşılamaya çalışır. Gerek hayvan çalışmalarında gerekse kısa süreli insan çalışmalarında 12-18 saat arası açlık süresinin obezite, diyabet, kalp damar hastalıkları gibi durumlar üzerinde olumlu etkisi olacağını gösteren veriler mevcuttur. Bu çalışmaların çoğu genç ve orta yaşlı, fazla kilolu erişkinlerde yapılmıştır. Dolayısıyla herkes için genellemek mümkün olmayabilir." dedi.

- Kahvaltı yapmayanlarda abur cubur tüketimi daha fazla

Yeditepe Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hasan Aydın da kahvaltı içeren diyetlerle içermeyen diyetlerin kilo verdirici özelliklerinin birbirine benzediğini söyledi. Kahvaltı yapmanın olumsuz etkisi olduğunu gösteren bilimsel bir çalışma bulunmadığının altını çizen Aydın, kahvaltı yapmamanın ise olumsuz etkilerini gösteren bazı çalışmalar bulunduğunu aktardı.

Bu çalışmaların, kahvaltı yapmayan kişilerin daha çok açlık hissederek daha fazla abur cubur atıştırdıklarını gösterdiğine değinen Prof. Dr. Aydın, "Sürekli abur cubur atıştırma modunda, sağlıksız besinlere yönelmeye başlıyorsunuz. Kahvaltı yapmayan kişilerde obezitenin daha fazla olduğunu, diyabet, kalp hastalıklarına yakalanma riskinin daha yüksek olduğunu gösteren çalışmalar var." dedi.

Prof. Dr. Aydın, vücudun uzun süre aç kalması halinde ilk 8 saatte glikojen depolarını kullandığını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"8. saatten sonra bu tükenir, bunun ardından kişi yağ deposunun kullanımına başlar, bu da sizin kilo vermenizi sağlar, diye bir mantık var. Fakat bunlar kısa sürede vücudun adaptasyonunu tekrar sağladığı düzenler. Kısa dönemde olumlu etki etmişsiniz gibi olur, ama vücut kendini hemen adapte eder. Bunun neticesinde hem kilo veremezsiniz hem de bunu idame ettirmeniz zor hale gelir. Çünkü vücut ondan kaçacak yollar bulmaya başlar. Sizi daha fazla yemeye, kaçamak yapmaya itecek bir düzene getirir. Uzun süre aç kaldığı zaman vücutta enerji eksikliği ortaya çıkar. Bu da vücudu strese sokmak demektir. Stres nedeniyle vücutta adrenalin, kortizon artar. Sinirlilik, el titremesi gibi tepkiler açığa çıkar."

Aydın, vücudun gece boyunca büyüme ve doku yenilenmesi için çalıştığını ve çok fazla enerji harcadığını da belirterek, "Sabah kahvaltı yapmak, gece harcadığımız enerjiyi yerine koymak için de gerekli. Ben kahvaltı yapılmasından tarafım. Ama kahvaltıyı yaparken sağlıklı besinlerden oluşsun, protein içersin, tam tahıllar, sağlıklı yağlar, meyve ve sebzelerden oluşsun. Yoksa tost, poğaça yemek kahvaltı etmek değil." dedi.


Kaynak: