Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, televizyon programında soruları yanıtladı: (2)

"(FETÖ ile mücadele) Şu ana kadar 24 bin 185 kişiye işlem yapıldı. Her geçen gün bu rakam değişiyor ve devam ediyor"- "Libya Libyalılarındır. Dolayısıyla Libyalıların önerdikleri, öncü oldukları çözümlere bizim katkı sağlamak görevimizdir"- "Biz F-35'in o
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, televizyon programında soruları yanıtladı: (2)

ANKARA (AA) - Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, FETÖ ile mücadelede şu ana kadar 24 bin 185 kişiye işlem yapıldığını bildirdi.

Akar, CNN Türk televizyonunda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Libya'daki son duruma ilişkin soru üzerine Akar, Türkiye ve Libya'nın tarihi geçmişine değinerek, şu anda Libya'da Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınan, Fayiz es-Serrac'ın başında olduğu Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin (UMH) bulunduğunu söyledi.

Libya ile yapılan işbirliği muhtıralarının tamamının uluslararası hukuka ve karşılıklı olarak hükümetlerin iradesi çerçevesinde yapılan çalışmalar olduğunu vurgulayan Akar, "Bu çalışmalar sırasında, münasebetlerimiz çerçevesinde bizzat Sayın Serrac tarafından Sayın Cumhurbaşkanımıza bir mektup yazılmak suretiyle yardım talebinde bulunuldu. 'Bize de bu yardım edin' talebinde bulundu. Biz de bu aşamada hem çeşitli genel durumu hem ikili ilişkilerimizi değerlendirilmek suretiyle yapabileceğimizin ne olacağını tartıştık, konuştuk görüştük ve daha sonra bildiğiniz gibi Mecliste bu konuda bir tezkere icap etti, onun çıkması sağlandı. Bu doğrultuda da orada bir kısım asker, subay, astsubayımız oradaki Libyalı kardeşlerimize eğitim veriyorlar, danışmanlık yapıyorlar. Mesele bizim açımızdan bundan ibaret." diye konuştu.

Bunun dışında Libya'da Hafter'e çok ciddi şekilde Ortadoğu'dan, bazen Avrupa ülkelerinden, denizden ve havadan çok yoğun bir şekilde destek sağlandığını anlatan Akar, muhataplarla yapılan görüşmelerde, Hafter'e yapılan bu yardımlara dikkati çektiklerini ifade etti.

Burada çok açık, ilkeli bir tutum ve tavır içinde olduklarına dikkati çeken Akar, ocak ayında bölgede ateşkesin sağlanması için yapılan toplantılar ve hazırlanan metni hatırlatıp, Hafter tarafının bu toplantılarda uyumsuz davrandığını anımsattı.

Türkiye'nin dünya kamuoyu ve BM tarafından tanınan Serrac hükümetiyle çalıştığının altını çizen Akar, "Onlarla beraber oraya bir an evvel ateşkesin sağlanması, silahların susması, akan kanın durması, bir siyasi çözüm için sürecin başlaması için gayret gösteriyoruz. Diğer tarafın da yaptıkları ortada, bunun da dünya kamuoyu tarafından görülmesi, bilinmesi lazım. Bu şekilde yaklaşımla bölgeye bir an önce barış, huzurun gelmesine herkesin katkı sağlaması lazım. Çünkü biz tekrar tekrar her fırsatta şunu söylüyoruz; Libya Libyalılarındır. Dolayısıyla Libyalıların önerdikleri, öncü oldukları çözümlere bizim katkı sağlamak görevimizdir." ifadelerini kullandı.

Avrupa Birliğinin "Libya'ya silah ambargosunu denetlemek için operasyon başlatacağına" ilişkin açıklamasının hatırlatılarak, "Niye böyle bir açıklama yapılıyor, bu hamle Türkiye'ye karşı mı, Böyle görüyor musunuz?" sorusu üzerine Akar, bunun kendileriyle ilgisi olmadığını ifade etti.

"Asıl denizden ve havadan Hafter gruplarına silah, araç gereç, malzeme gönderenler düşünsünler" diyen Akar, Avrupa Birliğinin orada böyle ambargo denetleme yetkisi ve gücü olup olmadığının sorgulanması gerektiğini söyledi.

Libya'da BM'nin ortaya koyduğu bir tavır olduğuna işaret eden Akar, "Biz o tavrın etrafında, BM tarafından alınacak inisiyatifler etrafında birleşmenin, çalışmanın çok doğru olacağını değerlendiriyoruz." dedi.

- "Biz F-35'in ortağıyız, müşterisi değiliz"

F-35'lere ilişkin bir soru üzerine Akar, şunları kaydetti:

"Biz F-35'in ortağıyız, müşterisi değiliz. Bu yapılan şey bütün kurallara aykırı, kural hatası var burada. Yani tutup da üye ülkelerden birinin çıkıp, Amerika'nın, 'hayır, ben size bunu satmıyorum.' Hayır, değil, biz ortağız, anlaştık biz şu ana kadar da 1,4 milyar dolar para ödedik, ortak olarak. Bu ortaklığın bir başka uzantısı olarak da F35'in bin değişik kalemde parçasını Türkiye'de ürettik, hala da üretmeye devam ediyoruz. Belli bir süre daha üretmeye devam edeceğiz, öyle mutabık kaldık. Ve 2,1 milyara kadar da ödememiz var bizim. Bunu da zaten ödeyeceğimizi taahhüt ettik ve bu konudaki Amerikalı dostlarımızın, bakan yardımcılarının beyanları var, bu konuda en disiplinli ülke Türkiye. Hem taksitlerini ödedi hem verilen siparişleri zamanında yaptı, kalitesine, standardına göre teslim etti. Orada biz ortaklık sorumluluğumuzu yerine getirdik. Amerika'nın da diğer ülkelerin de bu ortaklık konusundaki sorumluluklarını yerine getirmesini bekliyoruz."

- Rand Corporation'ın raporu

Bakan Akar, Rand Corporation adlı düşünce kuruluşunun "Türkiye'nin Milliyetçi İstikameti ve bunun ABD-Türk Stratejik Ortaklığı ve ABD Silahlı Kuvvetleri Üzerindeki Etkileri" başlıklı 276 sayfalık raporundaki darbe iddialarının hatırlatılarak, "Bir darbe tehlikesi var mı?" şeklindeki soru üzerine, şöyle konuştu:

"Bu Rand raporu hangi amaçla, ne amaçla hazırlandı? Onları mahfuz kalmak kaydıyla oradan çıkan, amaçları bu veya değil, fakat oradan üretilen bir fitne var, fesat var, nifak var ve kurnazlıklar var. Herkes o raporu bir şekilde kendi amaçları doğrultusunda kullanmak suretiyle bir yerlere varmaya, birtakım sonuçlar çıkarmaya çalışıyorlar." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı kararıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinin Milli Savunma Bakanlığı bünyesine alındığını anımsatan Akar, şöyle konuştu:

"Bizler, komuta grubu olarak, bakan, genelkurmay başkanı, kara, deniz, hava kuvvet komutanlarımız, anayasa çerçevesinde, aklın ve bilimin ışığında, yasalar doğrultusunda görevinin başında, milletinin emrinde, bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın, açık ve net. Dolayısıyla biz burada bu çalışmaları yaparken, ne olup ne olmayacağı, neler olabileceği konusunda 15 Temmuz'u yaşamış insanlar olarak, tedbirlerimizi, çalışmalarımızı, koordinasyonumuzu, Milli İstihbarat Teşkilatımızla, ilgili bakanlıklar, ilgili kurum ve kuruluşlar, İçişleri Bakanlığımızla, Emniyet Genel Müdürlüğümüzle, Jandarma Genel Komutanlığımızla her anlamda karşılıklı diyalog, koordinasyon içinde çalışmalarımızı büyük bir hassasiyetle büyük bir dikkatle sürdürüyoruz. Burada aslolan hiyerarşidir."

Akar, "Türk Silahlı kuvvetlerinin ve askerin, vazifesinin gereklerini yapması ve vazife sınırları içinde kalması", "hukuka uygun, yasa, yönerge, yönetmelikler çerçevesinde çalışılması" ve "her şeyin şeffaf olması." konusunda herkesin büyük bir fedakarlık ve kahramanlık içinde kendilerine verilen görevleri yapmaya çalıştığını söyledi.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin meşguliyeti konusunda NATO'daki operasyonel seviyeye ilişkin kıyaslamada bulunan Akar, 29 NATO ülkesinin ancak "2 büyük operasyon yapabiliriz, 6 küçük operasyon yapabiliriz." dediğini, Türkiye'nin şu anda sayısal olarak, bu rakamın üzerinde olduğunu ifade etti.

Rand raporunun, Türkiye'nin operasyonel başarısını yıpratmaya yönelik olup olmadığına ilişkin soruya Akar, "Bazıları ülkemizde, medyadan, siyasetten, akademik çevrelerden, bir şekilde halk arasında bu raporun dışında fitneye, fesata, nifaka sebep olabilecek şekilde zaten muğlak olan bazı ifadeleri, biraz daha çarpıtılarak ortaya konulmakta. Bu tabii ki ülkemizin istikrarına zarar vermekte, silahlı kuvvetlerin moral, motivasyonunu olumsuz etkilemekte ve bizim buradaki meşguliyetimizi de bir şekilde artırmakta." diye konuştu.

Akar, Rand Raporu'nun iyi okunması gerektiğine işaret ederek, raporda kendisiyle ilgili ABD ve diğer muhataplar için "kilit muhatap" olduğuna ilişkin ifadeleri hatırlattı.

Akar, "kilit" sözünün hatalı tercüme edildiğini vurgulayarak, Silahlı Kuvvetlerinin, Milli Savunma Bakanlığı bünyesine alınmasının ardından bir bakan geldiğinde, savunma ve güvenlik konularında bakanlık düzeyinde muhatap olarak, kendilerine geldiklerine dikkati çekti.

Bunun, "çok doğal bir şey" olduğunu belirten Akar, "Buradaki ifade bir şekilde çarpıtılıp, Amerika ve diğer ülkeler, 'diğer ülkeler' de kaldırılıp, 'key' kelimesi de tercüme edilirken alıp başını gitti, 'Amerikan yanlısı' olduk. Bu gerçekten büyük bir cehalet. Bilgisi olmadan kanaat sahibi olmaya çalışanlar. Doğrusu çok açık ve net burada, burada saklı gizli bir şey yok. Bu yapısıyla Milli Savunma Bakanlığı doğal olarak, Türkiye'ye savunma ve güvenlik konusunda gelen bakanların ana muhatabıdır. Doğal bu. 'diğer ülkeleri' de kaldırmışlar. Okuyanların lütfen bunu görmesi lazım. Buna göre bakmak, ona göre yorum yapmak lazım." şeklinde konuştu.

Akar, bu konuda herkesi dikkate ve hassasiyete davet etti.

- "Silahlı kuvvetlerimiz, bu FETÖ'den temizlendikçe güçlenmekteyiz"

FETÖ ile mücadele konusundaki soru üzerine Akar, "şüphe aklın yarısıdır" anlayışıyla işlerini, olayı ötelemeden, aynı hassasiyetle, örnek düzeyde, fedakarlık ve kahramanlıkla yaptıklarını söyledi.

"Biz hiçbir zaman silahlı kuvvetlerde FETÖ ile mücadele bitti demedik, demeyeceğiz." ifadesini kullanan Akar, bu bağlamda yeni bilgi, belge, deliller geldikçe Cumhuriyet savcılıkları, MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Emniyet istihbaratla çok yapıcı ve çok yakın iş birlikleriyle, bu konuda yapılması gereken ne varsa yapıldığını anlattı.

Aynı şiddetle aynı tempoda, hassasiyetlerini kaybetmeden FETÖ ile mücadelelerini sürdürdüklerini anlatan Akar, şu değerlendirmede bulundu:

"Şu ana kadar da 24 bin 185 kişiye işlem yapıldı. Her geçen gün bu rakam değişiyor ve devam ediyor. Şu ana kadar bu yasal düzenlemeler çerçevesinde bir de bakan onayıyla atılanlar, ihraç edilenler var. Oda tarafımızdan, bizim imzamızla 3 bin 963 kişi ihraç edildi. Dolayısıyla bu mücadelede azalma, eksilme, yavaşlama, sapma asla söz konusu değil. Yapılması gereken ne varsa bunların hepsi aynı hassasiyetle yapıldı, yapılmaya devam ediyor. Şunu görüyoruz. Biz, silahlı kuvvetlerimiz, bu FETÖ'den temizlendikçe gücümüz artmakta, güçlenmekteyiz."

Bakan Akar, bir tarafta terörle mücadelede hudut güvenliği sağlanırken, diğer tarafta Irak'ın kuzeyi, Barış Pınarı, Fırat, Zeytin Dalı, İdlib'de faaliyetlerin sürdüğüne işaret ederek, "Deniz Kuvvetlerimiz, Hava Kuvvetlerimiz gerçekten çok yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürmekte. Bazı günlerde 250 civarında sorti üretebilmekteyiz. Çok büyük bir rakam bu hava kuvvetlerinde. Deniz Kuvvetlerimiz bir anda Ege'de, Doğu Akdeniz'de, Orta Akdeniz'de 15-20-25 gemiyle faaliyet sürdürebilmekte. Bütün komandolarımız görevli şu anda. Özel Kuvvetlerimizin tamamı görevli. Bunları topladığımız, çarpıp böldüğümüz zaman inanın NATO'nun ürettiği, imkan ve kabiliyete eş değer bir kabiliyetimiz var şu an, 30 ülkenin." diye konuştu.

Silahlı kuvvetlerin kahramanlığını, fedakarlığını, Mehmetçiğin moral ve motivasyonunu etkileyecek konularda dikkatli ve hassas olunması gerektiğine dikkati çeken Bakan Akar, "Sonunda 'pardon' denilecek, konuşmalardan, yazılardan kaçınmak lazım." dedi.

FETÖ mücadelesi konusunda geçmişle bugün arasında bir kıyaslama yapıp yapmadıklarına ilişkin soruya da Akar, "Biz o günlerden de ders çıkarmak suretiyle şu andaki problem, harekat sahalarımız, yapılması gereken görevlerimiz, vazifelerimiz, dikkat edilmesi gereken hassasiyetler var. Bunlarla birlikte faaliyetlerimizi görevlerimizi kazasız, belasız, 'Allah utandırmasın' diye yerine getirmeye çalışıyoruz." değerlendirmesini yaptı.

Vesayet tartışmalarına ilişkin vesayet talebi görüp görmedikleri ve sivil asker ilişkilerinin değişip değişmediğine yönelik soruya Akar, Cumhurbaşkanı, bakanlar, kurumlar, Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanlıkları ve ona göre hiyerarşik bir yapı içinde gayet mükemmel bir ilişkileri olduğunu, modern bir hukuk devletindeki asker- sivil ilişkilerinden bir farkları olmadığını anlattı.

Akar, Rand Raporu'na ilişkin bir başka soru üzerine, ABD'de bu tür düşünce kuruluşu sayısının çok olduğunu, böyle raporların üretildiğini anlatarak, bunların ne abartılması ne de küçük görülmemesini, yerinde değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

Akar, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, egemen ve bağımsız bir devletiz bunun iyi anlaşılması lazım. Buna göre bizim yapmamız gereken neyse ülkemizin hak ve menfaatlerinden hareketle silahlı kuvvetlerimizin etkin caydırıcı ve saygınlığını güçlendirmek açısından yapmamız ne gereken ne varsa yaptık, yapmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Şu anda Mehmetçiklerin yurt içinde, sınır ötesinde, dağda, bayırda, kışta, ayazda, yağmurda, çamurda gerçekten büyük bir fedakarlık ve kahramanlık gösterdiğini belirten Akar, bu mücadeleyi sürdüren Mehmetçiğe ve silah arkadaşlarına kazasız belasız hayırlı, başarılı görevler diledi.

(Bitti)


Kaynak: