"Mısır'daki Yeni Anayasal Değişiklikler: Sebep ve Sonuçları" paneli

AK Parti Genel Başkan Danışmanı, İbn Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasin Aktay:- "Türkiye, Mısır hatta birçok Arap ülkesi arasındaki en ciddi fark, darbe dönemleri dışında Türkiye'de halk iradesinin tartışmasız yansıdığı bir seçim sistemi va
"Mısır'daki Yeni Anayasal Değişiklikler: Sebep ve Sonuçları" paneli

İSTANBUL (AA) - AK Parti Genel Başkan Danışmanı, İbn Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasin Aktay, "Türkiye, Mısır hatta birçok Arap ülkesi arasındaki en ciddi fark, darbe dönemleri dışında Türkiye'de halk iradesinin tartışmasız yansıdığı bir seçim sistemi var. Ayrıca Türkiye'de darbe dönemlerinde bile hiçbir zaman Mısır'dakine benzer bir baskı dönemi olmadı." dedi.

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi (İZÜ) İslam ve Küresel İlişkiler Merkezi (CIGA) ile Katar merkezli Aljazeera Arapça Televizyonu'nun ortaklaşa düzenlediği "Mısır'daki Yeni Anayasal Değişiklikler: Sebep ve Sonuçları" panelinde konuşan Yasin Aktay, Mısır'ın, yetenekli ve zeki insanlara sahip büyük bir ülke olduğunu, ülkede yaşananları son derece üzüntü ile izlediklerini söyledi.

Bu kadar değerli bir halkın kötü bir yönetim tarafından yönetilmesinin de son derece trajik bir durum olduğuna vurgu yapan Aktay, "Eğer yönetim Mısır halkına verilirse hiç kimse müdahale etmezse halk kendi kendini çok daha iyi yönetebilir. İnsani değerlere, kalkınmaya ve gelişmeye daha çok adım atacağına ve daha başarılı olacağına inanıyoruz." diye konuştu.

Türkiye'nin darbeler konusunda acı tecrübeleri olduğunu hatırlatan Aktay, şunları söyledi:

"Türkiye'de ne zaman bir darbe yapıldıysa ülke hep geriye gitti. Hiçbir darbe Türkiye'ye hayır getirmedi. Dolayısıyla halkı, anayasayı koruma adına gerçekleştirilen tüm darbelerde halk, istikrar dışında her oluşumun kargaşadan başka bir şey getirmediğini gördü. Asker hiçbir zaman istikrarı sağlayamıyor. Türkiye ve Türk halkı her zaman orduya ve askere saygı duydu. Çünkü asker ülkeyi, ve ülkenin topraklarını koruyan bir yapıdır.

Ancak ordunun görev alanı farklı, halkı yönetmek ise apayrı bir şeydir. Türkiye'de seçimler yapılır ve bu seçim neticesinde halk iradesinin belirlediği bir hükümet ülkeyi yönetir. Ne zaman halkın iradesi ile seçilmiş bir yönetim ülkeyi yönetmişse ülkeye refah, demokrasi ve adalet gelmiştir ve Türk halkının onuruna yakışır bir şekilde hareket edildiğini gördük. Dolayısıyla Türkiye darbelerden çok acı tecrübeler edindi. Tüm darbelerden sonra dikta rejimleri geldi ve bunlar sürekli olarak halk üzerinde baskı kurdu."

-"Türkiye'de halk iradesinin tartışmasız yansıdığı bir seçim sistemi var"

Aktay, Türkiye'de anayasa değişikliklerinin darbelerden sonra gerçekleştirildiğini, 12 Eylül 2010 referandumu ile anayasanın değiştiğini, askeri vesayetin tamamen ortadan kalktığını ve halk iradesi neticesinde bir anayasa oluşturulduğunu anlattı.

Anayasa değişiklikleri yapılmak istendiği zaman mutlak bir şekilde halka sunulması ve tartışılması gerektiğinin altını çizen Aktay, "Anayasa değişikliğinin zorla değil halkın istek ve talepleri doğrultusunda ve onaylayacağı bir şekilde değiştirilmesi, düzenlenmesi gerekiyor. Biliyorsunuz, Türkiye'de son yıllara kadar askeri vesayet vardı ve Türkiye bu askeri vesayetten kurtuldu. Yalnız burada dikkat edilmesi gereken bir şey var. Türkiye, Mısır hatta birçok Arap ülkesi arasındaki en ciddi fark, darbe dönemleri dışında Türkiye'de halk iradesinin tartışmasız yansıdığı bir seçim sistemi var. Ayrıca Türkiye'de darbe dönemlerinde bile hiçbir zaman Mısır'dakine benzer bir baskı dönemi olmadı." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'de darbe döneminden kalan anayasanın halkın talebi ve iradesi sonucunda referanduma sunulduğunu belirten Aktay, şunları kaydetti:

"Türkiye, 1980 darbesinden sonra yapılmış anayasanın değiştirilmesi konusunda kendi iradesini kullandı. Çünkü askeri vesayetten kalma bu anayasanın ihtiyaçlarını karşılamadığını biliyordu. AK Parti döneminden önce de anayasada çok sayıda madde değiştirildi. Ama asıl anayasa değişikliği ve askeri vesayetin sonu AK Parti hükümeti ile sona erdi. Ve asker asil görevi olan pozisyonuna geri döndü.

Şu anda Türkiye, kalkınma, gelişme, insan haklarına saygı ve tüm konumları gözetleme işinde gerçek demokrasiye ulaşmış durumda. Türkiye'de şu anda cumhurbaşkanı bile halk tarafından denetleniyor. Şu anda Türkiye'de bir seçim var ve en çok halka giden kendisini anlatan, onay isteyen Cumhurbaşkanı'dır. Dolayısıyla şu anda Türkiye'de Cumhurbaşkanı 'eğer halk beni isterse devam ederim, istemezse giderim' diyebiliyor. Dolayısıyla Türkiye'de başkan değil halk güçlüdür."

- "Yeni bir Arap baharı bekliyoruz"

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Cemal Nassar ise Mısır tarihine kara bir leke olarak geçen darbeci rejimin, tarihin karanlık sayfalarına gömülmeye mahkum olduğunu belirterek, Mısır'daki darbeci ve despot rejimin en kısa zamanda yıkılacağını söyledi.

Mısır'da gerçekleştirilecek anayasa referandumuna hiç kimsenin "evet" demeyeceğine dair inancını koruduğunu aktaran Nassar, şunları kaydetti:

"Bu referandumun çok kolay olmayacağını biliyoruz. Çünkü şöyle bir bölgeye baktığımızda yeni bir Arap baharı kıvılcımının yakılmaya başlandığını gözlemleyebiliyoruz. Arap ülkelerinde devrime karşı yapılan devrimler başarılı olmadı. Çünkü despot ve diktatör rejimler vaat ettikleri hiçbir şeyi yerine getirmediler. İstikrar getireceğiz dediler ama tam tersini yaptılar.

Başta Mısır olmak üzere bu ülkelerin hepsinde istikrasızlık var. Ekonomik, toplumsal ve politik hiçbir sorunu çözemediler. Baskı ile istikrarı sağlayamadıkları için kendi kendi yerlerini sağlamlaştırmak için yöntemler arıyorlar. Dolayısıyla bu referanduma 'evet' diyenlerin Mısır'ın geleceğini düşünerek karar vermesi gerekecek. Biz Arap coğrafyasında yeni bir Arap baharının dalgalanmasını bekliyoruz. Arap dünyası bu despot rejimleri yıkmak ve gerçek demokrasiye ulaşmak için bunu yapmak zorunda. Çünkü kafasına kurşun sıkılan her gençle geleceğimizi çalıyorlar."

Kaynak: