Modern nokta nokta -3-
Geçtiğimiz hafta bir konferansa gittim. Konuşmacı kendi yazdığı şiiri, ‘modern şiir’ olarak tanımlayınca, salondan bir konuk ‘Bu tanımın doğru olmadığını’ söyleyerek itiraz etti. Tabii ki bu itiraz konuşmacı tarafından reddedildi! Konuya başka konuklar da dahil oldu ama sonuçta anlaşılamadı, anlaşılamazdı da zaten. Çünkü bu mesele günün değil son birkaç yüzyılın meselesiydi ve çözümlenememişti. Önceki yazılarımda ‘modern’ kelimesini açıklamış ve benim düşüncemde olumsuz bir yerde durduğunu söylemiştim. Şiirin de bizim milletimiz için çok önemli bir yerde olduğunun altını çizmiştim. Şimdi bu iki kelimenin yani ‘modern’ ve ‘şiir’ kelimelerinin aynı cümlede yer alması bile ‘Benim için bir meseledir.’ dememe bile gerek yok.
‘Yunusların, Mevlanaların, Karacaoğlanların, Yahya Kemallerin, Necip Fazılların, Mehmet Akiflerin şiir söylediği bir iklimde ‘modern’ diye tanımlanan şiir tanımına ne gerek var?’ anlamak mümkün değil. Konuşmacı bu listedeki birçok şairin de ‘modern şiire dâhil olduğunu’ söyledi. Buna katılmak en azından benim için mümkün değil. Her şair kendi çağının şiirini söyler, eğer kasıt buysa eyvallah. Ama ‘modern’ kelimesi bu yazı boyunca anlata geldiğim gibi bu kadar masum değil. ‘Modern şiir,’ şiirdeki bütün kalıplardan, gelenekten ve inançtan, ahlaktan bağımsızdır. Bu tarifimi modern şiiri tanımlayan herkes yapmaktadır, benim bir tanımım değil. Sırf bu tanım yüzünden bile Yahya Kemal’e, Necip Fazıl’a, Mehmet Akif’e ‘modern şair’ diyemeyiz. Bunu ne kendileri kabul ederlerdi yaşasalardı ne de bizler kabul ederiz. ‘Modern şiir’ tam da bu şairlerin şiirlerinde anlattıkları kültüre karşıdır zaten konunun özünde. Bu ayrımı yapmadığımız zaman böyle iddialarda bulunmaya devam edilir gider. Adı geçen şairler için ‘yenilikçi’ diyebiliriz. ‘Eski şiirimizden farklı söyleyişleri var.’ diyebiliriz. ‘Çağdaş’ bile diyebiliriz ama ‘modern şairler’ içinde sayamayız.
Geçen yazımızda ‘imgeler,’ ‘simgeler’ ve ‘yengeler’den söz etmiştik; kısaca onlara da açıklık getireyim. Eski şiirde dağlar, ovalar kırsal mekanlar, hızmalı, al yazmalı kızlar, kadınlar anlatılır yârden dem vurulurdu. Oysa şimdi şehirlerde, meydanlarda, alışveriş mekanlarında görülen dalgalı saçlı, çapkın bakışlı Avrupai giyimli sevgiliden söz ediliyor. Bu bile bizlere ‘modernizmin’ nerelere kadar yol aldığını gösteriyor.
Haftaya devam edeceğiz. Sevgiyle kalın.
