Müslüman oldu, Konya’ya yerleşti

Amerikalı Emekli Hemşire Diane Lynn Robertson (74) Cezayirli rahmetli eşinin aracılığıyla İslamiyet’i seçerek Müslüman oldu. Bu duruma tepki gösteren ailesi kendisiyle görüşmeyi bıraktı. Bir arkadaşının tavsiyesi üzerine hoşgörü şehri olan Konya’ya yerleşen Diane Robertson’ın, vatandaşlık almak için gittiği Konya İl Göç İdaresi, onunla aynı mesleği icra eden Emekli Hemşire Leyla Göçer (73) ile onu bir araya getirdi. Aynı dili bilmeseler de aynı duyguları paylaşıyor olmaları aralarında güzel bir dostluk kurmalarını sağladı.

Müslüman olduktan sonra Konya’ya yerleşen Amerikalı Emekli Hemşire Diane Lynn Robertson, burada kendisi gibi eskiden aynı mesleği icra eden Leyla Göçer ile tanıştı. Göçer, Müslüman olan Diane’nin ismini Elif olarak değiştirdi. Aralarında güzel bir dostluk oluşan iki hemşire, birbirlerinin yalnızlıklarını da paylaşıyor. Konya’ya geldikten sonra hayatında çok şey değiştiğini söyleyen Robertson, İslam dinini seçtiği için de çok huzurlu olduğunu belirtti. Amerika’da görüşlere saygı olmadığını vurgulayan Dayana, “Müslüman olduğum için ailem beni terörist ve tehditkâr biri olarak görüyor. Benimle sadece kız kardeşim konuşuyor. Amerika’da bütün dinlere, dillere saygı duyduğu söyleniyor ama isteyen istediğini yapar ilkesi yok. Sırf Müslümanlığı seçtiğim için beni terörist ilan ettiler. Bu şekilde düşünmeleri benim için önemli değil çünkü ben seçtiğim dinle mutluyum” dedi.

‘KENDİMİ EVİMDE GİBİ HİSSETTİM’

Müslüman olma ve Konya’ya gelme hikayesinden bahseden Robertson, “Daha önce eşimden dolayı İslam’ı biliyordum ve İslam’a karşı bir ilgim vardı. Eşim Cezayirli bir Müslümandı. Cezayir’de bir imam bana, “Sen Müslüman gibi yaşıyorsun, Müslüman gibi düşünüyorsun, bütün her şeyin Müslümanlığa ait, neden Müslümanlığı seçmiyorsun?” dedi. İmamın söylediklerine hak verdim. Daha çok araştırdıktan sonra 2012 yılında gittiğim Kudüs ziyaretimde Müslüman oldum. Daha önce hiç hissetmediğim bir şekilde içimde rahatlama ve huzur oluştu. Konya’ya gelmem ise bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine oldu. Arkadaşım bana Konya’nın güzel bir Mevlana şehri olduğunu anlattı. Ben de dünyada Türkiye’nin, Türkiye’de de Konya’nın İslami bir yer olduğunu öğrendim. Nasıl tarif edilir bilmiyorum ama buraya gelmek benim için büyük bir huzurdu. Kendimi evimde gibi hissettim. Hayatımın bundan daha iyi olabileceğini zannetmiyorum” diye aktardı.

‘TÜRKİYE’YLE İLGİLİ OKUDUĞUM KİTAP BENİ CEZBETTİ’

Gençlik yıllarında Türkiye’nin tarihiyle ilgili bir kitap okuduğunu ve bundan çok etkilendiğini dile getiren Robertson, “Kitap tarihten ziyade tıp alanıyla da ilgiliydi. Türkler o dönemde sağlıkla ilgili bir şey icat etmişti. Türkiye’nin o icadı beni çok cezbetmişti ama bir gün Türkiye’de yaşayacağımı düşünemezdim. Amerikalılar en iyi ülkenin kendilerinin olduklarını düşünüyorlar ama öyle bir şey yok. Özellikle Türkiye çok şey üretebiliyor” ifadelerini kullandı. Leyla Göçer ile arkadaş olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Robertson, “Kendisi çok sevecen bir insan. Leyla ile tanışmak beni çok mutlu etti. Bana karşı güler yüzlü oluşunu, bana kapısını açmasını çok sevdim. Ayrıca Konyalı insanları da çok seviyorum” dedi.

‘BÜYÜK BİR YIKIMLA YÜZLEŞTİLER’

Türkiye’nin pandemi sürecinde inanılmaz bir başarı yakaladığına ve sağlık sisteminin çok iyi olduğuna değinen Robertson, Amerika’daki sağlık sistemini beğenmediğini ve orada virüs olayını ciddiye almadıklarını söyledi. Özellikle yönetimdeki insanların kurallara uymadıklarını ifade eden Robertson, şöyle konuştu: “Amerika’da özellikle yönetimdeki insanlar zaten bize bir şey olmaz deyip maske takmadılar. Yönetimdekiler bu şekilde dalga geçince insanlar da önemsemediler. Bu nedenle büyük bir sıkıntıyla karşılaştılar ve büyük bir yıkımla yüzleştiler. Türkiye’deki sağlık sistemini orayla kıyaslayamayız bile. Çünkü Türkiye gerçekten harika bir iş çıkardı. Bu dalga geçilecek bir mesele değildi ama Başkan Trump dalga geçti ve bu sürecin altında kaldı. Trump, ‘Biz Amerikalıyız, kimse bize bunu yapamaz’ diyor ama virüs bu, kimseyi dinlemez.”

‘GÖNÜLDAŞLIK BAŞKA BİR ŞEY’

Diana ile tanıştığı için çok mutlu olduğunu ve aralarda bir bağ oluştuğunu ifade eden Emekli Hemşire Leyla Göçer ise, “Ben aslen Yozgatlıyım. Rahmetli eşim Konyalıydı. O nedenle Konya’da yaşıyorum. Konya İl Göç İdaresi Uyum İletişim biriminden Nesibe kızım Diana ile bizi bir araya getirdi. Ben İl Göç İdaresine çok teşekkür ederim. Onların sayesinde güzel bir dost kazandım. Aramızda bir gönül bağı oluştu. Bu zaten gönül işidir. Dostluk, öyle şekille, biçimle, makamla olmaz. Pandemi nedeniyle çok görüşemedik ama inşallah bundan sonra güzel sıcak ortamlarda buluşuruz. Ben 60 yıldır Konya’dayım. Öğrenciliğim, hemşireliğim burada geçti. Konya’ya karşı gönlümüzde zaten manevi bir aşk var. Konya bizim içim çok başka bin mana alemidir. Mevlana aşk adamı, Konya aşk şehri, buraya da âşıklar gelir. Şair, “aşk deyince ötesini arama” diyor. Bizim bütün derdimiz aşk. Dostluk yani gönüldaşlık başka bir şey” dedi.

‘RABBİMİN ONU BURAYA GETİRİŞİNİ SEVDİM’

Nasibin Amerika’dan Konya’ya kadar uzandığını ifade eden Göçer, “Biz birbirimize bir şeyler katıyoruz. Allah’ın rızasında olan dostlukta zaten karşılıklı alışveriş oluyor. O bir yerden bir şey almak değil, sadece hissetmek. Eskiler buna gönle gelen duygular diyor. Diana ile bizim bir araya gelmemiz Rabbimin hikmetidir. Onun sıcacık bir gülümsemesi, ve Rabbimin onu buraya getirişi tesadüf değil kaderdir. İslam dini sevgi dini, kardeşlik dini, muhabbet dini, öyle olunca da Diana’daki o güzel duyguyu hissettim. Ben inanıyorum ki bundan sonra birbirimize katacağımız güzellikler olacaktır” diyerek sözlerini noktaladı.

Konuşmaların ardından Konya İl Göç İdaresi Müdürü Zeki Afşin Buzcu, Diane Lynn Robertson ve Leyla Göçer'i makamında ağırlayarak hediye takdim etti.