Oyuncu Orhan Kılıç, "evde kal" çağrısı yaptı

"İnşallah fazla insan canına mal olmadan, bu lanet olası şey Türkiye'den gider. Hepimizin duası bu zaten"- "Herhalde milyon defa izledim. Tosun Paşa'dan Şabanoğlu Şaban'a, hepsine hala katıla katıla gülüyoruz. Muhteşem filmler yapmışlar"- "Ben aslında pla
Oyuncu Orhan Kılıç, "evde kal" çağrısı yaptı

İSTANBUL (AA) - HİLAL UŞTUK- SALİH ŞEREF - Elveda Rumeli", "Diriliş Ertuğrul", "Sağır Oda" ve "Azize"nin yanı sıra çok sayıda dizi ve filmde rol alan Orhan Kılıç, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında hayata geçirilen "Evde kal" kampanyasına destek verdi.

Hastalığın yayılmasını önlemek amacıyla Sağlık Bakanlığı tarafından "Hayat Eve Sığar" sloganıyla yapılan "evde kal" çağrısına ünlü isimlerin desteği sürüyor.

Telekonferans yöntemiyle AA muhabirlerinin sorularını yanıtlayan Kılıç, oğlu Aras ile söyleşiye katılarak, "Çocuklar da bu çok sıkıntılı dönemi bizimle beraber yaşıyor. Yaşı 9 ama büyüdüğü zaman çocuklarına, 'Biz böyle bir şey yaşamıştık diye anlatır umarım ve yine umarım onun yaşı benim yaşıma gelene kadar böyle şeyler yaşanmaz." dedi.

Orhan Kılıç, hastalık dolayısıyla evde kaldıklarının altını çizerek, şunları kaydetti:

"Yemek yapmayı zaten severdim. Şimdi daha çok yemek yapıyorum. Karıma biraz izin verdik, evle ilgilensin dedik. Ama bunun dışında çok doğru bir şey var. Ben yurt dışındaydım ve bu aralar Türkiye'de de çalıştım. Karım ve oğlum yurt dışındaydı.İkisinden çok ayrı kaldım. Gerçekten herhalde iki sene sonra, ilk defa bu kadar beraberiz. Yani hiç ayrılmıyoruz, evdeyiz. Umarım bu birliktelik bu süreçte daha sıkıntılı olmaz. Biz alışmıştık böyle ayrı yaşamaya. Eşim Sema da oradan dinliyor. Gerçekten çok iyi oldu. Oğlumla, çok kaliteli, güzel bir zaman geçiriyoruz. Bir de ben İstanbuldan başka yere taşındım. Daha küçük bir sahil kasabasına taşındım. Dolayısıyla biz evden çıkmıyoruz. Evde ne yapılması gerekiyorsa yapıyoruz. Balkonumuz var, oradan denizi izliyoruz. Bu konuda biraz şanslıyız galiba. Büyükşehirdeki insanların hepsi bu şansa sahip değil."

- "İnşallah fazla insan canına mal olmadan, bu lanet olası şey Türkiye'den gider"

Dünyayı etkisi altına alan hastalığın ve hastalık dolayısıyla evde kalmanın çok kötü olduğunu aktaran başarılı oyuncu, her insanın çalışma gereksinimi olduğunu ancak böyle bir dönemde aileyle vakit geçirmenin çok iyi bir fırsat olacağını söyledi.

Kılıç, anne ve babasının İstanbul'da yaşadıklarını dile getirerek, şu bilgileri verdi:

"Onları da getirecektim buraya. Fakat, 'Ramazan geliyor, dolayısıyla ramazanı halledelim, ondan sonra geliriz yanına.' dediler. Ama sonra bu koronavirüs çıktı. Her gün hemen hemen telefon açıyorum. 'Sakın çıkmak yok' diyorum. Kardeşlerim, ablalarım orada. Ellerinden geldiğince yardımcı oluyorlar. Bir de güzel bir mahallede yaşıyorlar. Orada herkes birbirine yardımcı olur. Türk toplumunun en güzel şeylerinden biri bu bence. Onlar da çok çıkmak derdinde değildiler. Zaten az çıkıyorlardı. Şimdi, 'Hiç çıkmasak da olur' diyorlar. Tek yaptıkları dua etmek. İnşallah fazla insan canına mal olmadan, bu lanet olası şey Türkiye'den gider. Hepimizin duası bu zaten."

Anne babasının teknolojinin faydalarını henüz keşfedemediklerine işaret eden Kılıç, hala ev telefonu ile görüştüklerinin altını çizdi.

- "Evdeki vaktimizi Yeşilçam filmleriyle geçiriyoruz"

Söyleşiye katılan sanatçının oğlu Ahmet Aras da evde mutlu olduğunu belirterek, "Bazen bilgisayarla ve kediyle oynuyorum. Bol bol Şaban oğlu Şaban izliyorum." dedi.

Kemal Sunal filmlerini keyifle izlediklerine vurgu yapan sanatçı şunları söyledi:

"Ben Aras kadardım. 1980'li yılların ortaları... Bu filmleri izlerdik. Kemal Sunal, Şener Şen ve o tanıdığımız isimlerin oynadığı, Arzu Film'in yaptığı filmler. Biraz daha büyüdükten sonra 'Acaba benim oğlum da bunlara güler mi, bunları izler mi? derdim. Ben onunla tekrar keşfettim. Çünkü devamlı evde o serileri izliyor. Yani 1970'lerde yapılmış, Şener Şen, Kemal Sunal, Halit Akçatepe'li filmleri izliyor ve o kadar eğleniyor ki. Hepsini ezberleyip burada bize oynuyor. Bu insanlar o kadar ölümsüz filmler yapmış ki. Buradan bu vesileyle o insanlara selam durmak istiyorum. Evdeyken sürekli onları izliyoruz, Aras vasıtasıyla. Netflix falan hepsi hikaye. Herhalde milyon defa izledim. Tosun Paşa'dan Şabanoğlu Şaban'a, hepsine hala katıla katıla gülüyoruz. Muhteşem filmler yapmışlar. Şener Şen'e Allah uzun ömürler versin. O kadrodan ölenlere de Allah gani gani rahmet eylesin. Büyük insanlar, büyük sanatçılarmış."

Kılıç, Yeşilçam filmlerini tercih etmelerinin sebebine de değinerek, "Çünkü gülüyoruz. Gerçekten gülüyoruz. Tabii ben artık 44 yaşında adamım. Bakışım daha değişik. Şimdi bakıyorum teknolojimiz ve her şeyimiz var. Yani yok, yok Türkiye'de, teknoloji anlamında film çekmek için ama şu dünyayı, ruhu, gerçekliği ve komediyi yakalayamıyoruz. Küfür ve hakaret yok ve katıla katıla gülüyoruz. O kadar eğleniyoruz ki. Gerçekten öğretici. Mesela oğlum, tek kelime küfür duymadan onları izleyebiliyorsa ve hani deriz ya 'gülmekten öldüm', bunu yapabiliyorsa, o zaman evet, Yeşilçam'la geçirmek gerekiyor bugünleri. Bu benim düşüncem. Bence çocuklar için en uygunu bunlar." açıklamasını yaptı.

- "Bu süreçte iki senaryo yazma planım var"

Orhan Kılıç, evde kalma sürecinin uzaması durumunda yapmayı planladığı işlere ilişkin, şunları kaydetti:

"Ben aslında plan, programı seven bir adam değilim ama madem böyle bir şey olacak, yazmak istediğim şeyler vardı, onları yazacağım. Bir haftadır ev taşıma hengamem vardı. Onu hallettik. Yeni evimize alışıyoruz. Eksikler var. Sağ olsun karım ilgileniyor daha çok işlerle. Sokağa çıkmadan (dışarı) bakıyoruz. Sokakta polisler var. Onlara da soruyoruz, çıkabilir miyiz, nasıl durum diye. Zaten birkaç yer açık. 65 yaş üstü insanları göremiyoruz sokaklarda. Zaten her yer yürüme mesafesinde. Elimizde eldivenler. Doğrusu ben maske takmıyorum. Kendim hasta olsam tabii ki takarım da gereği yok. Hemen alışverişimizi yapıyoruz. Zaten kalabalık da değil. Buradaki insanlar gerçekten buna çok riayet ediyor. Dolayısıyla böyle geçiriyoruz. Plan, program anlamında yazmam gereken şeyler var. 2 tane senaryo anlamında düşüncem var. Onları yazacağım."

Kitap okumaya ilgisine de değinen Kılıç, kitap okumanın hobi değil, bir iş olduğunu söyleyerek, "Plan daha çok çoçukla, evle, aileyle zaman geçirmek. Bol bol da Yeşilçam izleyeceğim. Netflix'te sevdiğim diziler de var. Onları izleyeceğim. Daha çok belgeselleri tercih ediyorum." ifadelerine yer verdi.

Başarılı oyuncu, virüsün dünyayı etkisi altına alma sürecinin çok çabuk olduğunu aktararak, "Bunu anlamak istemeyenleri gerçekten anlıyorum. Zor. Diyor ki, 'Bir şey yok'. Yakınında kimseyi gözüyle görmedikten sonra insanlarımız inanmıyor, haklı olarak. Ama şunu söylemek isterim, gerçekten çok ciddi bir olay. Ben Almanya'yı yakından takip ediyorum. Almanya teyakkuz halinde. Almanya gibi çok gelişmiş bir ülke sokağa çıkma yasağı ilan etti. Tüm restoranlar, her yer kapalı. Çok vahim bir durum. Bunu çok ciddiye almamız lazım. Sadece yaşlılarla sınırlı değil bu olay. Çocuklara, gençlere, herkese gelebilir. Herkesin bağışıklığı buna uygun olmayabilir. Lütfen evde kalın." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: