Özel eğitimle engel kalkıyor

Her geçen gün toplumda engelli bireylerin sayısının artmasıyla birlikte üniversitelerdeki özel eğitim bölümüne de ilgi artıyor. Konya’da engelli bireylere yönelik önemli çalışmalar yapıldığına değinen Prof. Dr. Hakan Sarı, Türkiye’de Özel Eğitim Öğretmenliğine olan ihtiyacın her geçen gün arttığını söyledi.
Özel eğitimle engel kalkıyor

Özel Eğitim Öğretmenliğinin toplumdaki değerinin çok yükseldiğini söyleyen Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hakan Sarı, “Özel Eğitim Öğretmenliği manevi saygınlık olarak insana iç huzur veren bir meslektir. Örneğin anne veya baba diyemeyen bir çocuğun anne veya baba demesine vesile oluyorsunuz. Onlara akademik beceri, temel yaşam becerileri, sosyal becerileri kazandırarak meslek edinmelerini sağlıyorsunuz. Hal böyle olunca bu hem bize manevi huzur veriyor hem de bu çocuklar artık toplumda kabul görmeye başlıyor” ifadelerini kulandı.

hakan-sari.jpg

‘HEM NİCEL HEM NİTEL ANLAMDA BÜYÜTTÜK’

Özel eğitim bölümünün kuruluşu hakkında bilgi veren Prof. Dr. Hakan Sarı, “Yüksek Lisansımı İngiltere’de Warwick Üniversitesi’nde yaptım. Doktoramı Oxford Brookes Üniversitesi’nde yaptım. 2000 yılında Türkiye’ye dönerek Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesine Özel Eğitim bölümünü kurdum. Konya’da böyle bir bölümün eksikliğini gördüm ve Özel Eğitim Bölümünü hem nicel hem de nitel anlamda büyüttük. Bu bölümü ben kurduğum için 3-4 yıl tek başıma çalıştım. Bütün alan derslerine kendim girdim. Şu an itibarıyla 21 öğretim elamanıyla birlikte çalışıyoruz. Bölümümüzde 750 tane öğrencimiz var. Türkiye’de her yıl KPSS sınavlarında KPSS Türkiye birincileri özel eğitim bölümünden çıkıyor. Bunun yanında birçok üniversitede akademisyenlik yapan, yüksek lisans, doktora yapan, yurt dışında yüksek lisans doktora sınavlarını kazanıp akademik çalışma yapan öğrencilerimiz var. Şu anda ülkemizin 81 vilayetinde ve Kıbrıs’ta görevli öğrencilerimiz var. Kıbrıs’ta bizim yetiştirdiğimiz öğrenciler özel eğitim alanında çalışmaktadırlar” şeklinde konuştu.

ozel-egitim-1.jpg

‘ÖZEL EĞİTİM GENEL EĞİTİMİN AYRILMAZ PARÇASIDIR’

Özel eğitimle genel eğitimin ayrılmaz bir parça olduğunu vurgulayan Hakan Sarı şöyle konuştu: “Ülkemizde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı kurumlarda yaklaşık 20 milyona yakın öğrencimiz var. Ülkemizin büyük oranda genç nüfusa sahip olması nedeniyle hem genel eğitimi hem de özel eğitimi birlikte düşünmemizi sağlıyor. Özel eğitim genel eğitimin ayrılmaz ve tamamlayıcı bir parçasıdır. Özel eğitim olmazsa genel eğitimde hedeflerinize ulaşamazsınız. Özel eğitim deyince bilişsel gelişim, sosyal gelişim, duyusal gelişim, bedensel gelişim, dil gelişimi itibarıyla farklılaşan ve bu yüzden özel olarak geliştirilmiş ya da uyarlanmış programlarla, öğretim yöntemi teknikleriyle, araç gereçlerle, özel olarak hazırlanmış ortamlarda özel olarak yetiştirdiğimiz personellerle verilen eğitime özel eğitim diyoruz. Bu eğitimi veren kurumlara da Özel Eğitim Kurumları diyoruz. Özel Eğitim Kurumlarının içerisinde hem özel eğitim okullarımız var hem özel eğitim sınıflarımız var hem de kaynaştırma ya da bütünleştirme modeliyle eğittiğimiz normal okullardaki öğrencilerimiz var. Aynı zamanda Özel Eğitim ve Rehabilitasyon merkezlerimiz var.”

ozel-egitim-2.jpg

‘ENGELLİ BİREYLER TOPLUMA KAZANDIRILIYOR’

Engelli bireylerin eğitilerek topluma kazandırıldıklarının altını çizen Hakan Sarı, “Özel eğitim 12’kategoriye ayrılmaktadır. Zihinsel engelliler, işitme engelliler, görme engelliler, özel öğrenme güçlüğüne sahip çocuklar, üstün zekalı, üstün yetenekli öğrenciler, otizmli öğrenciler, dikkat eksikliğine hiperaktiviteye sahip olan öğrenciler, bedensel engelliler… Bunların hepsi özel eğitim alanının içerisindedir. Her birisine ayrı ayrı uygulamamız gereken programlar var. Geç ve güç öğrenen çocukların da eğitim hakkı vardır ve bunların topluma kazandırılmaları gerekiyor. 4 yaşında özel eğitime başlayan çocuklar 14 yıllık bir eğitim aldıktan sonra akademik, mesleki, kişisel gelişim becerilerini alarak topluma uyumlu milli ve manevi değerlerimize saygılı, toplumda bir meslek kazanmış bireyler olarak yetişmesi sağlanıyor. Bunun için özel eğitim öğretmenlerinin çok iyi yetiştirilmesi gerekiyor” ifadelerine yer verdi.

ozel-egitim-3.jpg

‘KONYA’DA EĞİTİMEYECEĞİMİZ HİÇBİR ÇOCUĞUMUZ YOK’

Konya’da engelli bireylere yönelik önemli çalışmalar yapıldığına değinen Sarı, şunları aktardı: “Konya’da özel eğitim bölümü kurulduktan sonra Özel Eğitim Rehabilitasyon merkezlerinin sayısı artmaya başladı Şu anda Konya’mızda 50’den fazla Özel Eğitim Rehabilitasyon Merkezi bulunmaktadır ve Necmettin Erbakan Üniversitesinden mezun olan öğrencilerimiz çalışıyor. Öğrencilerimizi daha iyi yetiştirebiliriz. Bunun için okullarımızda genel eğitimin yanında özel eğitim de veriyoruz. Aynı zamanda özel eğitim kurumlarında özel eğitimi de veriyoruz. Konya’da çok sayıda özel eğitime muhtaç öğrencimiz için hem anaokullarımız var hem ortaokullarımız var hem de mesleki eğitim veren lise düzeyindeki kurumlarımız var. İşitme engelli, görme engelli özel eğitim meslek liselerimiz var. Bedensel engelli çocuklarımız için hastane sınıflarımız var. Üstün zekalı üstün yetenekli çocuklarımız için bilim ve sanat merkezlerimiz var. Konya’da okuluna devam edemeyen dört ay rapor alıp evde tedavi görmesi gereken çocuklarımız için evde eğitim hizmetlerimiz var. Görülüyor ki artık eğitemeyeceğimiz hiçbir çocuğumuz yok. Her türlü çocuğumuz her yerde artık özel eğitim alabiliyor.”

ozel-egitim-4.jpg

‘ENGELLİ BİREYLER KAMU VE ÖZEL SEKTÖRDE İSTİHDAM EDEBİLİYOR’

Engelli bireylerin okul sonrası dönemlerde özel sektörlerde ve kamu sektöründe istihdam edilmesinin mümkün olduğunu belirten Sarı, “Devletimiz bu noktada 2013 yılında Özürlü Memur Seçme Sınavı’nı (ÖMSS) başlattı. Bu sınavının sorularını hazırlayacak komisyonu ben görevlendirdim. Bu sınavlara giremeyecek orta ve ağır düzey olan engelli bireyler için Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk düğmeye basmasıyla kurayla atama yapıldı. Devletimiz ilk defa kamu kurumlarına kurayla engelli bireyler atadı. Açıkta kalanlar için de devletimiz onlara yardım ediyor ve özellikle engelli olup da özel sektörde çalışanlar vergi ödemiyor. Bu sayede engellilerin toplumda bir kimliği oldu. Dolayısıyla bizim toplum olarak bu insanların ne kadar işlerinde başarılı olduğuyla ilgili büyük fabrikalara özel sektörde hangi kurum olursa olsun aktarmamızda bir iletişim eksikliği var. Eğer toplum bilinçlenirse her firma engellilerle istihdam etmek isteyecektir. Bunun sayısı da artacaktır” diye konuştu.

ozel-egitim-5.jpg

‘HEM MADDİ HEM MANEVİ KAZANIM SAĞLIYOR’

Özel Eğitim Öğretmenliğinin hem maddi hem de manevi kazanım sağladığının önemine dikkat çeken Sarı, “Özel eğitim öğretmenliğinin toplumdaki değeri artık çok yükseldi. Diğer öğretmenlerle karşılaştırdığımız zaman özel eğitim öğretmeni yüzde 25 tazminat alabiliyorlar. Diğer öğretmenlerden ayda bin lira fazla alıyorlar. Bunu 1 yıl boyunca hesapladığımız zaman 12 bin lira yapar. Yani devletimiz özel eğitim öğretmenlerine 12 değil 14 maaş vermiş oluyor. Bu hiçbir memurun alabileceği bir maaş değil. Manevi olarak da çok saygın bir meslektir. Çünkü bu mesleğin içerisine giren bunu Allah rızası için de yapıyor. Özel eğitim öğretmenliğine olan ihtiyaç ülkemizde çok fazla. Önümüzdeki 10 yıl kadar çok sayıda özel eğitim öğretmenlerinin özel eğitim kurumlarına atanmış olması lazım. Bugün KPSS’den 70-75 alan bir öğrenci rahatlıkla atanıyor. Özel eğitimden mezun olan öğrencilerin devlete atanma oranı yüzde 99’dur. Bu nedenle özel eğitim öğretmenliği çok fazla tercih ediliyor” diyerek sözlerini noktaladı.

SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ