Pelin Diştaş: "Neden Türkiye'den bir 'La Casa De Papel' dizisi çıkmasın"

"Brand Week İstanbul 2019"da "Netflix: Türkiye'den Dünyaya" başlıklı oturumda Netflix İçerik Direktörü Pelin Diştaş, OGM Pictures Kurucusu ve Yürütücü Yapımcısı Onur Güvenatam, yönetmen Ozan Açıktan, Görüntü Yönetmeni Gökhan Tiryaki ile oyuncu Kaan Urganc
Pelin Diştaş: "Neden Türkiye'den bir 'La Casa De Papel' dizisi çıkmasın"

İSTANBUL (AA) - Netflix İçerik Direktörü Pelin Diştaş, "10 yıl önce Orta Doğu ile başlayan dizi ihracatının Doğu Avrupa ve Latin Amerika'ya sıçramasıyla birlikte dünyada Türk dizilerinin farkına varıldı." dedi.

Bu yıl "Geleceği Tasarlamak" temasıyla Zorlu PSM'de gerçekleştirilen "Brand Week İstanbul 2019"da "Netflix: Türkiye'den Dünyaya" başlıklı oturum yapıldı.

Yekta Kopan'ın moderatörlüğünü yaptığı oturumda, Netflix İçerik Direktörü Pelin Diştaş, OGM Pictures Kurucusu ve Yürütücü Yapımcısı Onur Güvenatam, yönetmen Ozan Açıktan, Görüntü Yönetmeni Gökhan Tiryaki ile oyuncu Kaan Urgancıoğlu konuşmacı olarak yer aldı.

Diştaş, yaptığı konuşmada, Türkiye dizi sektörünün başka ülkelere nazaran çok daha hızlı geliştiğine dikkati çekerek, bunu zor şartlara rağmen Türkiye'de rekabetin birçok ülkeden yoğun olmasının sağladığını dile getirdi.

10 yıl önce Orta Doğu ile başlayan dizi ihracatının Doğu Avrupa ve Latin Amerika'ya sıçramasıyla birlikte dünyada Türk dizilerinin farkına varıldığını vurgulayan Diştaş, şöyle devam etti:

"Türkiye tarihi ve etnik yapısıyla toprağı kazısan hikayenin fışkırdığı verimli bir bölge. Bunun yanında dijital platformlarda İngilizce konuşulmayan ülkelerin yerel hikayelerinden çıkan işlerin rağbet gördüğü bir zamandayız. Dolayısıyla sektöre girmek isteyen yaratıcı, yazar, yönetmen gibi figürlerin kendilerini gösterebilmeleri açısından fırsatlar ortaya çıkacak. Bugüne kadar çeşitliliğin az olmasının, sadece tutan işlerin tekrarlanmasının sebebi yaratıcılığa tolerans gösterecek ekonominin olmayışından kaynaklıydı. Şimdi dijital platformların çoğalması ve sunduğu imkanlarla yaratıcılıkta çeşitliliğe ve kültürün başka bir şekilde yayılmasına hizmet edecek."

Diştaş, Netflix Global'in lokalize olmaya çok önem verdiğini aktararak, "Türkiye'de büyük bir potansiyel görüyorlar ve buradaki yaratıcı gücün farkındalar. Netflix güncel metotlarla buraya özgü içeriklerin nasıl bir araya getirilebileceğine odaklanılmış durumda. Dünyada bunun çok güzel örneklerini gördük. Neden Türkiye'den de bir "La casa de papel" dizisi çıkmasın." değerlendirmesinde bulundu.

- "Ebeveyn kontrollerini biraz daha genişlettik"

Birtakım dijital platformlara yönelik düzenlemelerin yeni bir alan olması bakımından dünyanın her yerinde gündeme geldiğine değinen Diştaş, "Biz de çocuklara uygun olmayacak içeriklerden onları koruyabilmek adına ebeveyn kontrollerimizi biraz daha genişlettik." dedi.

Onur Güvenatam da dijital platformlar ile televizyona iş yapmak arasında çok fark olduğunu söyleyerek, "Normal dizilerde çok fazla değişken var. Senaryonun nereye gideceğini tahmin edemiyorsunuz ve neredeyse haftalık gelen hikayeleri çekmek zorunda kalıyorsunuz. Senaryonun pek çok etkene göre sürekli olarak değişebileceği bir zeminde çalışıyorsunuz. Dijitalde ise proje kabul edildiğinde baştan sona her şeyi belirlemiş bir şekilde işe koyuluyorsunuz." diye konuştu.

Netflix'in yapım aşamasında içeriğe müdahil olmasından ötürü memnun olduğunun aktaran Güvenatam, "İçeriklerimizi birlikte kolektif çalışmanın ürünü olarak yarattığımızda daha kıymetli olduğuna inanıyorum. Çünkü bizim söylediğimiz bir şeyle onlardan gelen fikrin harmanlanmasında doğu-batı sentezi gibi enteresan şeylerin çıkmasına imkan tanıyor. Örneğin 'Muhafız' dizisindeki başrol bir süper kahramandır. Fakat bir süper kahraman olarak karakterimiz ilk bölümde babasının ölümüne yas tutuyor ve uzun süre ağlıyor. Mesela bu bizden gelen bir şey ve bence bu platformu kıymetli kılan buradaki lokal ile globali birleştirebilmesidir." ifadelerini kullandı.

- "Netflix başarının tanımını değiştirdi"

Yakın zamanda Netflix'te "Atiye" isimli dizisi yayınlanacak yönetmen Ozan Açıktan ise Netflix'in başarının tanımını değiştirdiğini söyleyerek, "Netflix başarının en çok izlenen içerik olmadığından hareketle daha az izlenen ama sıkı takipçileri olan içeriklere de imkan tanıyor." dedi.

Açıktan, Netflix'in sağladığı ikinci avantajın dil bariyeri olduğuna işaret ederek, "Herhangi bir yönetmenin, yazarın Türkiye'den dünyaya açılması için belirli uluslararası film festivallerinde yer bulması gerekiyordu ama şimdi herhangi bir Netflix içeriğinde işiniz 39 dile çevrilebiliyor. Dolayısıyla içerik üreticileri açısından hodri meydan gibi bir durum ortaya çıktı. İşinizin iyi olduğuna güveniyorsanız o içerik dünyada sahne alabiliyor. Bu da artık dev isimlerle yönetmen, yazar, yapımcı aynı düzeyde rekabet edebileceğiniz anlamına geliyor." diye konuştu.

Gökhan Tiryaki ise dijital platformların üretilen içeriklerin evrensel olmasına özen gösterdiğini belirterek, "Netflix içerik üreticileri açısından sektörü teknik anlamda bir standarda zorluyor. Kamera özellikleri, kayıtların aktarılma biçimi, montaj standartları, renk yapma ve yayınlama standardına kadar yapısında teknolojiyi kullanma biçimi olarak da maksimum kaliteyi seyirciye ulaştırmayı hedefliyor." değerlendirmesini yaptı.

Oyuncu Kaan Urgancıoğlu da diziye başlarken bütün sezonu görebilmenin tasarım yapabilmek açısından avantaj olduğunu dile getirerek, "Televizyonda bir işe başlıyoruz ama sonrasında tabiri caizse kervan yolda düzülüyor. Tabii dijital platformların avantajlı taraflarını konuşuyoruz fakat izleyici geri dönüşü olarak nasıl sonuç alacağımızı pek ölçemedik şimdiye kadar. Yani heyecanlıyız fakat biraz da bilinmez sular henüz." şeklinde konuştu.



Kaynak: