"Phubbing" salgında aile içi ilişkileri tehdit ediyor

Uzmanlar, koronavirüs tedbirleri kapsamında insanların zamanlarını evde geçirdikleri bugünlerde, her fırsatta akıllı telefonların ekranına bakmak olarak tanımlanan dijital çağın hastalığı "phubbing" nedeniyle aile içi ilişkilerin bozulabileceği konusunda
"Phubbing" salgında aile içi ilişkileri tehdit ediyor

İSTANBUL (AA) - ZEYNEP RAKİPOĞLU - Her fırsatta akıllı telefonların ekranına bakarak karşındaki kişiyi önemsememek olarak tanımlanan dijital çağın hastalığı "phubbing", yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında insanların zamanlarının büyük çoğunluğunu evde geçirdikleri bugünlerde telefon bağımlılığının artmasına ve aile içi ilişkilerin bozulmasına neden olabiliyor.

Teknolojinin gelişmesi, dijital araçların yaygınlaşması ve sosyal medyanın bilinçsizce kullanılması nedeniyle bireylerde "e-hastalık" olarak adlandırılan telefon ve ekran bağımlılığı ortaya çıktı. Akıllı telefon kullanımının yaygınlaşmasıyla insanlar karşılarındaki kişileri daha az dinler ve umursar hale geldi.

İngilizce "phone" ve "snubbing" kelimelerinin Türkçe karşılığı olan "telefon" ve "küçük görme" anlamını taşıyan sözcüklerden doğan ve "telefonla görgüsüzlük" olarak tanımlanan phubbing kavramı, modern zamanın önemli bir hastalığı haline dönüşen telefon bağımlılığına dikkat çekiyor.

Uzmanlar, özellikle koronavirüs salgını nedeniyle insanların evlerine kapandıkları bu süreçte dijital cihazları kullanma süreleri ve teknoloji bağımlılığının arttığını vurguluyor.

Ayrıca uzmanlar, evde aile bireyleriyle verimli vakit geçirme yerine devamlı telefonla ilgilenmenin özellikle çocuk ve gençlerin gelişimini olumsuz etkilediğini, aile içi ilişkileri de tehdit ettiğini belirterek, vatandaşları uyarıyor.

- "Bu davranışlar nezaketsizlik ve saygısızlık olarak görülmektedir"

İbn Haldun Üniversitesi (İHÜ) Psikolojik Danışma Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sefa Bulut, AA muhabirine, teknolojideki gelişmelerle birlikte her gün hayata yeni araçların ve kavramların girdiğini, özellikle de cep telefonu ve akıllı cep telefonlarındaki yeni gelişmelerin çok yüksek hızda ilerlediğini anlattı.

Önceleri televizyon, radyo, telefon, bilgisayar ve oyun tableti gibi ayrı ayrı olan cihazların şimdi tek ve küçük bir araçta toplandığına işaret eden Bulut, artık herkesin bir ya da birden fazla telefon hattı ve akıllı telefonu olduğunu, hatta cep telefonu sahibi olmanın ilkokul dönemine kadar indiğini söyledi.

Telefon teknolojisinin hayatı kolaylaştırma ve hızlandırma gibi avantajlara sahipken, bir o kadar da dezavantajı beraberinde getirdiğine dikkati çeken Bulut, şöyle konuştu:

"Çocuk ve ergenlerin televizyon, internet ve oyun bağımlısı olduğunu sıkça duyarız. Fakat işin ilginç yanı bu sadece çocukları değil, yetişkinleri de etkilemektedir. Belki de bu sorunları yaşayan yetişkin ve anne baba sayısı çocuk sayısından fazladır. Bu bağlamda en son hayatımıza phubbing kavramı girdi. Anlamı, başkalarının yanında, sosyal ortamlarda sosyalleşirken ya da iş toplantılarında bir şeyler anlatılırken, konuşulurken cep telefonunu kontrol etmek, mesajlara bakmak ve cevaplamak, internette dolaşmak, haber okumak, sosyal medya hesaplarını hesabını kontrol etmek gibi davranışları içermektedir. Bu davranışlar görgü kuralları açısından da nezaketsizlik ve saygısızlık olarak görülmektedir."

- "Ailemize fiziksel ve zihinsel olarak birlikte olduğumuzu hissettirmeliyiz"

"Phubbing"le günlük hayatın pek çok boyutunda karşılaşılabildiğine işaret eden Bulut, "Phubbing, özellikle koronavirüs salgını nedeniyle evde vakit geçirilen bu zamanlarda aile içi ilişkileri olumsuz etkilemektedir. Evli çiftler ve kadın erkek ilişkilerinde sorunlara yol açmaktadır. Eşlerden birisinin sürekli telefonla oynaması, telefonunu sık sık kontrol etmesi, kaliteli geçirilen bir zamanda araya birinin girmesi ilişkiyi olumsuz etkilemektedir." dedi.

Bulut, phubbinge maruz kalan kişinin kendisini değersiz ve önemsiz hissettiğini, yaşamdan ve ilişkiden doyum alamadığını ve mutsuz olduğunu, bu durum devam ettiğinde depresif duyguların geliştiğini, hatta depresyona girmeye bile neden olduğunu belirtti.

Nezaket ve görgü kurallarına uymanın önemine dikkati çeken Bulut, ailelere, "Ev ortamında birlikte olduğumuz insanlara, anne babamıza, eşimize, çocuklarımıza ve kardeşlerimize yönelip, sık sık göz kontağı kurarak orada fiziksel ve zihinsel olarak birlikte olduğumuzu hissettirmeliyiz." önerisinde bulundu.

- "Phubbingin insan ilişkilerine büyük zararları var"

İHÜ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Thseen Nazir de koronavirüs salgınının yayılımını durdurmak için sosyal mesafeye daha fazla önem verildiğini fakat çoğu insanın sosyal mesafeyi yanlış anladığını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Fiziksel olarak bir mesafemiz olması gerekir ancak akıllı telefonların varlığı, aynı mekanda insanları birbirinden uzaklaştırmakta farklı dünyalara ve farklı alemlere götürmektedir. Phubbing olarak tanımlan bu fenomenin insan ilişkilerine büyük zararları var. Çoğumuzun ahlaki, sosyal, psikolojik destek açısından birbirimize ihtiyaç duyduğu ve birbirimizin yanında olması gerektiğinde bu karantina günlerinde maalesef hepimiz bizi çok kötü etkileyen bu davetsiz misafirle karşı karşıyayız. Stres, depresyon yaşıyoruz, endişe hissediyoruz ve bugünleri ailemizle geçirdiğimizi düşünüyoruz fakat iç gözlem yaparsak aile üyelerimizle herhangi bir müdahale olmadan ne kadar vakit geçiriyoruz? Müdahale dediğimizde telefon ya da bilgisayarları kastediyoruz."

Nazir, akıllı telefonların eşler tarafından zaman zaman aşırı derecede kullanıldığını, eşleri birbirlerini dinlememe, ihmal etme gibi davranışlara ittiğini, bu nedenle evliliğin ve ilişkinin bitme noktasına geldiğini aktardı.

- "Ebeveyn-çocuk ilişkisini olumsuz etkiliyor"

Nazir, "Telefonlarına aşırı derece dalan anne babalar, çocuklarının evde neler yaptığını, kendileriyle neler konuştuğunu ve ne sorduğunu fark etmemekte. Bu nedenle çocuklar da daha çok sosyal medyaya ya da TV'ye odaklanmakta ve kaliteli anne baba ilişkisinden mahrum olmaktadır." değerlendirmesini yaptı.

"Phubbing"in, yeni bir sosyal problem ve hastalık olduğunu ve toplumun her kesiminden insanı olumsuz etkilediğine işaret eden Nazir, sözlerini, "Bu durumun yetişkinler ve gençler tarafından anlaşılması ve bilinçlenmeleri gerekir. Bu konuda kendimizi eğitmezsek ve bilinçlenme sağlamazsak çevremizdeki insanlara belli mağduriyetler yaşatacağımız çok açıktır. Çok geç olmadan toplumsal düzeyde bir bilinçlenmeye ihtiyacımız vardır." diye tamamladı.

Kaynak: