Pınar Kuruyemiş lezzetini dünyaya tanıtıyor
Türkiye dünyada kuruyemiş üretiminde üçüncü sırada yer alıyor. Konya’nın önde gelen firmalarından olan Pınar Kuruyemiş, ürünlerini dünyaya tanıtıyor. Kuruyemiş sektörünün gelişmesinin Türkiye’nin büyüme oranının üzerinde devam ettiğini söyleyen Hasan Hüseyin Karapınar, “Büyümenin sebebi iç tüketimdir ama en önemli bir sebebi de, Pınar Kuruyemiş olarak, kuruyemiş çeşitlerini çerezlik olarak dünyaya da tanıtmamız ve tükettirmemizdir. Her gelen yılda daha büyük miktarlarda dünyaya ihracat yapıyoruz” dedi.
Sağlıklı ve lezzetli ürünleriyle sektöre yön veren Pınar Kuruyemiş, Türkiye’de öncü firmalar arasında yer alıyor. Pandemi döneminde çeşitli organizasyonların iptal olması, restoran kafe gibi yerlerin kapatılması ve ikramların kaldırılmasıyla kuruyemiş tüketiminde azalma yaşandı ancak Pınar Kuruyemiş, üretimine tam gaz devam etti. Türkiye’nin kuruyemiş üretimi ve tüketimi açısından son derece şanslı bir ülke olduğunu ifade eden Pınar Kuruyemiş Firma Sahibi Hasan Hüseyin Karapınar, “Türkiye’de kişi başı 3,5 civarında kuruyemiş tüketimi vardır. Amerika’da yer fıstığının hem üretimi çok fazla hem tüketimi fazla ama onlar endüstride kullanmaktalar. Biz işin daha çok çerezlik boyutundayız. Kuruyemiş, yüzyıllardır tüketim kültürümüze yerleşmiş durumdadır” ifadelerini kullandı.
‘TİCARİ HAYAT BİSİKLET SÜRMEK GİBİDİR’
Ticari hayatı bisiklet sürmeye benzeten Hasan Hüseyin Karapınar, bunu şöyle açıkladı: “Pınar Kuruyemiş, hem yurt içi hem yurt dışında dağıtım ağı olan, bayilikler oluşturan bir firmadır. Bizler ticari hayatı bisiklet sürmeye benzetiriz. Bisiklette sürekli pedalı çevirirseniz mesafe kat edersiniz. Eğer pedalı çevirmezseniz o iki tekerin üzerinde dengede duramazsınız. Ticari hayatta aynen böyledir. Sürekli yeni yatırımlar, yeni çeşitler, yeni sürümler çıkarmak zorundasınız. Pınar Kuruyemiş olarak son yıllarda Konya’daki çiftçilerle sözleşmeli ekim yaptık. Bu doğrultuda kendi ham maddelerimizin ekimini yaptırdık. Bu durum iki taraf için de faydalı olmaktadır. Şubat- Mart aylarında çiftçilerle bir araya geliyoruz. Eylül ayındaki hasat döneminde ay çekirdeği, kabak çekirdeği gibi ürünleri kaç paradan alacağımızı tahmini olarak fiyat anlaşmaları yapıyoruz ve çiftçilerimize tohum, gübre gibi destekler vererek ekim yaptırıyoruz.”
‘HEM KALİTE HEM DE TONAJ GARANTİSİ VAR’
Ekim süreci kontrollü gittiği için ürünlerde hem kalite hem de tonaj garantisi olduğunu belirten Karapınar, “Tarımda en büyük problemlerden biri de, çiftçi bir ürün ekiyor ama hasat döneminde önceki fiyatları veya tahmin ettiği fiyatları bulamıyor. Daha düşük fiyatlara satmak zorunda kalabiliyor. Eğer önerdiğimiz üretim şartları yerine getirilirse bir dekarda ne kadar ürün alacağını takribi olarak söylüyoruz. Hesabını Şubat- Mart aylarında yaparak onun piyasası garanti oluyor. Ürettiğimiz ve üreteceğimiz ürünleri sezonundan önce büyük firmalarla da satış bağlantısı yaparak böyle bir avantaj elde ediyoruz. Pınar Kuruyemiş olarak son iki- üç yıldır buna ağırlık veriyoruz. Paketleme makinaları, kavrum makinaları ve eleme makinaları alarak hem kapasite artırımını hem de teknolojide en son hangi noktaya geldiysek onları bünyemize kazandırdık. Yine yurt dışından getireceğimiz yeni bir paketleme makinasıyla bu yatırımlarımıza devam edeceğiz” diye konuştu.
‘İŞİN ÇEREZLİK BOYUTUNDAYIZ’
Kuruyemiş sektörünün sürekli gelişme halinde oluğunu kaydeden Karapınar, “Dünyada üretim ve tüketim açısından üçüncü sıralarda yer alıyoruz. Kişi başı 3,5 civarında kuruyemiş tüketimi vardır. Amerika’da yer fıstığının hem üretimi çok fazla hem tüketimi fazla ama onlar endüstride kullanmaktalar. Biz işin daha çok çerezlik boyutundayız. Kuruyemiş, yüzyıllardır tüketim kültürümüze yerleşmiş durumdadır. Şu anda kuruyemiş çeşitleri olabilecek en natürel en masum, birçoğuna hiçbir katkı maddesi girmeyen en güvenilebilecek tüketim mallarından biridir. Kuruyemiş sektörünün büyümesi, gelişmesi Türkiye’nin büyüme oranının üzerinde devam eder. Bunun bir sebebi iç tüketimdir ama en önemli bir sebebi de, Pınar Kuruyemiş olarak, kuruyemiş çeşitlerini çerezlik olarak dünyaya da tanıtmamız ve tükettirmemizdir. Her gelen yılda daha büyük miktarlarda dünyaya ihracat yapıyoruz” şeklinde konuştu.
‘MAKİNALARIMIZI DURDURMADIK’
Pandemi döneminde üretime devam ettiklerinin altını çizen Karapınar, şunları aktardı: “Pandemin ilk zamanlarında kuruyemişe olan talep biraz artı ve bu anlamda bir yoğunluk yaşadık. Üretim kapasitemizi iki katına kadar çıkardık ama ondan sonraki pandemi tedbirleri bizi olumsuz yönde etkiledi. Düğün, dernek organizasyonlarının iptal olması, kafelerin, restoranların kapatılması, ikram çeşitlerinin sadece suyla sınırlı bırakılması da satışları azalttı. Bir düğün demek bizde ortalama 20-30 kilo kuruyemiş tüketimi demektir. Yüzlerce düğün iptal edildi ve o yönde bir eksiğimiz oldu. Kuruyemiş çeşitleri sağlık yönünden çok önem arz etse de halk nezdinde biraz daha lüks tüketim olarak görülüyor. İnsanların psikolojileri de biraz pandemiye endeksli hale geldi. Dolayısıyla zaman zaman tüketim kalemlerinden çıkardığımız oluyor. Bu işin tiryakileri veya sürekli tüketenler her halükarda tüketmeye devam ediyorlar. Pınar Kuruyemiş, belli sayıda personelin çalıştığı bir müessesedir. Yeni pazarlar arama noktasında mücadele ediyoruz. İhracatımızı artırma gayreti içerisindeyiz. Kısmi bir tonaj düşüklüğü yaşasak da hamd olsun makinalarımızı durdurmadık.”
‘PAKETLENMİŞ ÜRÜNLERE TALEP ARTTI’
Pandemi sonrası paketli ürünlere talep arttığını belirten Karapınar ”İki türlü ürün satıyoruz. Açıkta kilo olarak sattığımız ürünler ve bir de paketli ürünlerimiz vardır. Bu süreçte halkımız da ciddi şekilde bilinçlendiği için marketlerde paketlenmiş ürünlere rağbet arttı. Açık satılan ürünlerimiz de el değmeden üretilmektedir. Pınar Kuruyemiş olarak hijyen noktasında bütün önlemlerimizi alıyoruz. Koronvirüsten önce de böyleydi bundan sonra da böyle olmaya devam edecek. Kuruyemişin ham maddelerini üretmesi için alıştırmaya çalışıyoruz. Burada ektireceğimiz ürünlerin tüm Türkiye genelinde önce denemelerini yapıyoruz daha sonra Konya civarına ağırlık veriyoruz. Şu anda ayçekirdeği, kabak çekirdeği, mısır gibi ürünler ekiliyor. Aslında kuruyemiş bunlardan ibaret değil. Sert kabuklu çeşitlerimiz de var. Ürünlerimizin bir avantajı da ortalama 4 defa sulamayla çok kârlı bir netice alıyor. Çiftçimiz açısından da daha verimli oluyor” diye aktardı.
‘KAPLAMA ÜRÜNLER TEHCİH EDİLİYOR’
Kuruyemiş sektöründe 50 yıllık geçmişlerinin olduğunun bilgisini veren Karapınar, “Kuruyemişlerin çiğ halleri de tavsiye edilen, sağlık açısından da en faydalı olanlar da çiğ halleridir ama orada tüketim maalesef çok az. Naturel haliyle de damak tadını çok veremiyorsunuz. Burada en önemli iksir kavrum ürünleridir. Kavrum makinalarında eskiden bu imkanlara sahip değildik. Şimdi kavrum makinalarımızda bunun hangi ısıda kavrulacağı, hangi aşamalardan geçeceğiyle alakalı kaliteyi yakalamaya çalışıyoruz. Kaplama ürünler yapıyoruz. Leblebinin üzerine şeker kaplıyoruz, baharatla kaplıyoruz, yer fıstığını da kaplıyoruz. Yeni nesil de buna çok rağbet gösteriyor. Bizi biz yapan ürünlerimizin lezzetli olması kavrum esnasındaki gösterdiğimiz ustalıktan kaynaklanmaktadır. Endüstriye koyduğumuz çerez diye kullanmadığımız ürünümüz bile İtalya’nın, İspanya’nın ürünlerinden çok daha lezzetlidir” dedi. Tadı damaklarda kalan lokum üretimi de yaptıklarına dile getiren Karapınar, “Hitap ettiğimiz müşteri çeşidimiz çok fazladır. İhracat yapıyoruz, toptan bayilerimiz var, ulusal ve yerel market zincirlerde varız. Fabrika satış mağazalarımız da bulunmaktadır” diyerek sözlerini tamamladı.
SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ
