Prof. Dr. Kemal Sayar: Şehirler zihniyetimizi şekillendiriyor!
Şehirlerin insan karakterini ve psikolojisini etkilediğini söyleyen Psikiyatri Hekimi ve Yazar Prof. Dr. Kemal Sayar, “Şehirler zihniyetimizi şekillendirir. Güzel şehirler güzel insanları inşa eder. Geleneksel çarşı başka bir şey, AVM başka bir şeydir. Çarşı kendi ahlakıyla vardır. AVM kapitalizmin kendi ahlaksızlığıyla vardır. Maalesef ki bazı konularda yıllar içerisinde eksik kaldık. Konya bu anlamda çok güzel bir şehir. Nispeten kendini korumuş şehirdir” dedi.
Çarpık şehirleşmenin ruhsal sıkıntıların artmasına, yoğunlaşmasına sebep olduğunu söyleyen Kemal Sayar, “Peki, biz neden güzel şehirler inşa edemedik? Cedlerimizin inşa ettiği güzel şehirleri neden kuramadık? Bunun nedenini yoğun bir demografik depremin yaşanmasına bağlıyorum. Yani köyden kente göçün misliyle fazla hızlı olmasından kaynaklanıyor” ifadelerini kullandı.
‘ZİHNİYETİMİZ ŞEHİRLERİ ŞEKİLLENDİRMELİ’
Şehirlerin zihniyetimizi şekillendirdiğini söyleyen Kemal Sayar, sözlerine şöyle devam etti: “Aslında zihniyetimiz şehirleri şekillendirmeli fakat çarpık şehirleşmenin egemenliği insanları çok stresli hale getiriyor. Bu konuyla ilgili bazı çalışmalar var. Hastanede yeşile bakan odalarda oturan hastalar, boşluğa bakan odalarda oturan hastalara göre çok daha hızlı iyileşiyorlar. Yani bir şehirde yeşil alanların, insanların rahatlayabileceği alanların varlığı insanların kendilerini çok daha iyi ve mutlu hissetmelerine yol açıyor. Çarpık şehirleşme de ruhsal sıkıntıların artmasına, yoğunlaşmasına sebep oluyor. Peki, biz neden güzel şehirler inşa edemedik? Cedlerimizin inşa ettiği güzel şehirleri neden kuramadık? Bunun nedenini yoğun bir demografik depremin yaşanmasına bağlıyorum. Yani köyden kente göçün misliyle fazla hızlı olmasından kaynaklanıyor. Çok hızlı bir göç yaşadık. Bu arada şehirlerimizi durup dinlenerek imar edecek şeyi bulamadık. Yoksa insanlar yüzyıllar öncesinde harikulade şehirler yapmış” diye aktardı.
‘GELENEKSEL ÇARŞIYI YAŞATMALIYDIK’
Şehirleşmenin içerisindeki geleneksel çarşının korunması gerektiğini vurgulayan Sayar, “Bugün derme çatma evler neredeyse bütün Anadolu şehirlerinde var. Ancak Konya bu anlamda çok güzel bir şehir. Konya, Kayseri gibi şehirlerimiz şehirleşmenin içerisinde nispeten kendini korumuş şehirlerdir. Fakat öncelikli birçok şehirde çarpık yapılaşma, gecekondulaşma görüyoruz. İstanbul’un belli bir kısmında gecekondulaşma var. Durup dinlenemedik. Göçebe ruhumuz devam ediyor. O yüzden sanki iyi şehirler inşa edemiyoruz. Ama güzel şehirler güzel insanlar inşa eder. Mevcut medeniyetin gökdelen medeniyeti olması da insan ruhunu gezen, boğan bir şeydir. Bizim bunlardan uzak durmamız gerekmektedir. AVM kültüründen mümkün olduğunca uzak durmalı ve geleneksel çarşıyı yaşatmalıydık. Geleneksel çarşı başka bir şey AVM başka bir şeydir. Çarşı kendi ahlakıyla vardır. AVM kapitalizmin kendi ahlaksızlığıyla vardır. Maalesef ki bazı konularda yıllar içerisinde eksik kaldık” şeklinde konuştu.
‘KENDİMİZİ İFADE EDERKEN ÜSLUBUMUZ BİZİ ELE VERİR’
Söyleşisinde iyilik konusuna da değinen Sayar, şunları anlattı: “İyilik sabırdır. Sabırla vaktin olgunlaşmasını beklemektir. Dolayısıyla bazı kapılar hemen açılmaz. Bazı kapılar beklemeyi bilene açılır. Bazı kapılar ise içeriden açılır. Senin zorlamanla açılmaz. ‘Dost elinden yel olmayınca gidilmez’ der Neşet Ertaş. Dost elinin seni buyur etmesi lazım ki o kapının sana açılması lazım. İyilik bir meseledir. Bunu hayatlarınızda daha çok düşünmeniz lazım. Düşmanlarınıza karşı çıkmak cesaret gerektirir ama dostlarınıza karşı çıkmak daha büyük cesaret gerektirir. ‘Aman insanlar beni iyi bilsin, aman sesimi çıkarmayım’ diyen insanlar vardır. Duygularını içlerine atarlar, içlerine hapsederler. Kendi görüşlerini, ruhlarını ortaya koymazlar. Onlardan olmayın. Kendinizi ifade edin. Ama kendinizi güzel bir üslupla ifade edin. Kendimizi nasıl ve hangi üslupla ifade ettiğimiz insan olarak bizim aynamızdır ve bizi ele verir.”
‘BİR AYAĞIMIZ BU ALEMDE DİĞER AYAĞIMIZ ÖBÜR ALEMDEDİR’
Çok öfkeli bir toplum olduğumuza dikkat çeken Sayar, “Çabuk kızıyoruz, çabuk bağırıp çağırıyoruz ve bu arada çok haksızlık edebiliyoruz. İyilik biraz da kendimizi tutabilme kabiliyetimizle alakalıdır. Her lafı konuşmamak, her aklımıza geleni yapmamak, düşünerek konuşmak gerekiyor. Laf taşımamak, bir başkasına kötü bir haber vermek için aşırı bir arzu, iştiyak duymamaktır. Bunlar iyiliğin taşıyıcılarıdır. Cömertlik, sevdiklerimize dikkat etmek, onların varlığını hatırlamak, onların varlığı için Allah’a şükretmek iyiliğin bir parçasıdır. Alemleri yaratan bir iyilik ediyor. Diyor ki, ‘Sana insanlığını gerçekleştirebilmen için bir fırsat verdim.’ İyilik yaptığın anda seçilmiş oluyorsun. Ve iyilik yaparak insanlığını gerçekleştirmiş oluyorsun. Sonsuz kere şükretmemiz lazım. Bir muhasebe içerisinde olmalıyız. Yahya Kemal, ‘Biz iki cihanda beraber yaşayan insanlarız’ der.” diye konuştu.
SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ