Rahmet peygamberinin doğum günü: Mevlid Kandili

Bugün Mevlid Kandili. Yani Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa Sallallahü Aleyhi ve Sellem Efendimiz’in dünyaya teşriflerinin seneyi devriyesi.
Rahmet peygamberinin doğum günü: Mevlid Kandili

Bugün Mevlid Kandili. Yani Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa Sallallahü Aleyhi ve Sellem Efendimiz’in dünyaya teşriflerinin seneyi devriyesi. Bugün O’nu gerçekten anmak ve anlamak için büyük bir fırsat. Onsuz geçen her gün biraz daha karanlığa gömülen dünyamızın ‘O’nun getirdiği değerlere olan ihtiyacı her geçen dakika biraz daha artıyor.

Kandiller; ışıklarıyla sadece karanlık gecelerimizi değil, aynı zamanda manevî feyziyle de daralan gönüllerimizi aydınlatan, zihinlerimizi berraklaştıran gecelerdir. Kandiller; öze dönüşün, Yüce Yaratanımıza yürekten yakarış ve yönelişin, günahlarla kirlenmeye yüz tutmuş gönüllerimizi arındırmanın, geçici olanla kalıcı olanı fark etmenin, kalp gözümüzü açıp gönül dünyamızı temizlemenin fırsatı olan, nefsin yanıltıcı arzu ve isteklerinden uzaklaşmanın imkânlarını sunan kutlu zaman dilimleridir. İşte Mevlid Kandili de insanı insan yapan bütün güzelliklerin odaklandığı bir şahsiyet olan rahmet elçisi Hz. Peygamberin doğumunu kutladığımız, onun bireysel ve toplumsal hayatımızı aydınlatan insanlık ve merhametini, insaf ve adaletini, sabır ve metanetini, kerem ve cömertliğini, kısaca insanlığa sunduğu değerleri anlayıp hayatımızı onun yüce ahlâkıyla güzelleştireceğimiz bir tazelenme mevsimidir.

İNSANLIĞIN KURTULUŞU İÇİN GÖNDERİLDİ

İnsanlığın kurtuluşu için gönderilen son ve en büyük Peygamber, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) 571 yılında kameri aylardan Rebiü’l evvel ayının 12. gecesi doğmuştur. Miladi takvime göre ise bu, 571 yılı Nisan ayının 20’sine rastlamaktadır. Bu mübarek geceye “Doğum günü” anlamında olan “Mevlid Kandili” denir. Fahri Kainat Efendimiz (s.a.v)’in doğum yıldönümlerinde okunan mevlitleri saygı ve huşu içinde, O’nun mübarek ruhuna salat ve selam okumak hiç şüphesiz Sevgili Peygamberimiz (s.a.v)’e olan sevgi ve bağlılığın bir ifadesidir. Bu ve diğer gecelerde kişinin kendisinin, ailesinin ve tüm Müslümanların selameti, affı ve mağfireti için dualar etmeli kaza namazları varsa onları kılmaya çalışmalıdır. Aslında kaza namazları için sadece mübarek gün ve geceleri beklemek yanlıştır kaza namazlarımız ilk fırsatta kılınmalıdır.

YÜZYILLARDIR BEKLENEN GÜN

Kâinat ve beşeriyetin yüzyıllardır yolunu gözlediği o Peygamberler Peygamberi’nin doğum günüdür bugün. Hz. İbrahim’in duası, Hz. İsâ’nın müjdesi ve dedesi Abdülmuttalip ve annesi Âmine’nin rüyasıdır. Fil vak’ası onu haber verdi. Doğduğu gece irhasât denilen bir takım olağanüstü hâdiseler cereyan etti. Dünyanın doğusunu ve batısını aydınlatan bir nur görüldü. Sâve Gölü’nün suları bir anda çekiliverdi. Ateşe tapanların bin yıldır aralıksız yanmakta olan ateşleri hiç sebepsiz sönüverdi. Asırlardır kupkuru olan Semâve Vadisi, seller altında kaldı. Gökyüzünden onlarca yıldız kaydı. Kisrâ’nın saraylarından on dört burç kendiliğinden yıkıldı. Kâbe’deki putların pek çoğu baş aşağı devrildi. Şeytan, ölesiye çığlık kopardı. Daha ne gizemli olaylar iç içe ve peş peşe yaşandı. Nasıl yaşanmasındı ki; Kâinatın Efendisi, insanlığın iftihar tablosu Hz. Ahmet’i Mahmud’u Muhammed Mustafa (s.a.v.) dünyaya teşrif ediyorlardı. Bütün varlık O’nu ayakta karşılamıştı.

ONUN GELİŞİYLE, TARİHİN EN BÜYÜK İNKİŞAFI VE DÖNÜŞÜMÜ YAŞANMIŞTIR

Onun gelişiyle, bireysel, toplumsal ve evrensel düzeyde, zihin, fikir ve ahlak planında tarihin en büyük inkişafı ve dönüşümü yaşanmıştır. Rabbimiz onu bizlere, “şahit, müjdeleyici, uyarıcı” ve “dosdoğru yol üzere gönderilmiş bir elçi” olarak tanıtmaktadır.  Kur’an-ı Kerim’e göre, Peygamber Efendimizi sevmek Allah’a itaatin ölçüsüdür ve o, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmaya iman edenler ve Allah’ı çokça zikredenler için en güzel örnektir. Bilinmelidir ki, Hz. Peygamber’in sünneti, Kur’an’ın hayata dönüşmüş şeklidir. Kur’an’dan sonra İslam’ın ikinci temel kaynağıdır. Dolayısıyla onu göz ardı ederek İslam’ın anlaşılması ve yaşanması mümkün değildir.

O, BÜTÜN İNSANLIĞIN REHBERİDİR

O, Yüce Allah’ın insanlığa gönderdiği son peygamber ve bütün insanlığın rehberidir. Ahlaki değerleri ve erdemleri kaybeden insanlık, onun gelişiyle tekrar hak, hukuk, merhamet, güzel ahlak gibi değerlerle buluşmuştur. Cehaletin, zulmün hâkim olduğu, merhametin, erdemin, hikmetin kaybolduğu, güçlünün zayıfı ezdiği bir çağ, onun gelişiyle, ilmin, adaletin, şefkatin aydınlığında, asr-ı saadete dönüşmüştür. Cahiliye girdabında yolunu ve değerlerini kaybeden insanlar; onun peşinden giderek, kardeşliğin, ahde vefanın, güzel ahlakın ve bütün iyi davranışların en güzel örnekleri olmuşlardır.

AYŞE AKINCI / YENİ HABER GAZETESİ