Ramazan, yeni nesillere "milli ve manevi kültür ve kimlik aktarımını" yaşatıyor

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Ana Bbilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Ayten:- "Ramazan ayı yeni nesillere milli ve manevi kültür ve kimlik aktarımının yaşandığı en önemli zaman dilimidir"- "Bu ayda bireysel olduğu kadar toplu
Ramazan, yeni nesillere "milli ve manevi kültür ve kimlik aktarımını" yaşatıyor

İSTANBUL (AA) - HALİS AKYILDIZ - Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Ayten, ramazan ayının yeni nesillere milli ve manevi kültür ve kimlik aktarımının yaşandığı en önemli zaman dilimi olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Ayten, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kur'an-ı Kerim'in ramazan ayında indirilmeye başladığını, Hz. Muhammed'in bu ayda Peygamber olarak görevlendirildiğini anlattı.

Ayten, Kadir Gecesi'nin de inananlar için ibadet, tövbe, mağfiret dileme, kurtuluşa erme açısından manevi bir fırsat olduğunu kaydetti.

Ramazan ayında tutulan orucun, duygusal, bilişsel, davranışsal açıdan dönüştürme potansiyeline sahip olduğuna işaret eden Ayten, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Hazret-i Peygamber'in hadislerinde belirttiği üzere 'Cennet kapılarının ardına kadar açıldığı, cehennem kapılarının sıkıca kapandığı' bir aydır. Ramazan, manevi olgunlaşma ve yükseliş için fırsat ayıdır. Müslümanlar bu ayda Kur'an okumaya, ibadetlerine yoğunlaşmaya daha fazla özen gösterir. Ramazan, dindarlığın özellikle ibadetlerle ilgili eksikliklerinin giderilmeye çalışıldığı aydır. Toplumsal ve kültürel dokuda da bunun izlerini görmek mümkündür. Müslümanlar bu ayda ibadete yönelişlerini artırır, dua, ibadet ve yakarışla Allah'a daha yakın olmaya, manevi hayatlarını güçlendirmeye çalışır."

- "Ramazan orucu Türk toplumunun en çok riayet ettiği ibadetlerden"

Din Psikolojisi Uzmanı Prof. Dr. Ali Ayten, manevi dönüşüm için ramazanın bireysel ve toplumsal anlamda da değişim ve dönüşümün yaşandığı bir ay olduğuna işaret etti.

Ramazanın açlığı hatırlayıp tecrübe ederek kişinin biyolojik eksikliklerini tanıdığı ve bedenine yoğunlaştığı ay olduğunu anlatan Ayten, şunları kaydetti:

"Biyolojik açıdan rutinin dışına çıkma, insana yaşadıklarını sorgulama ve içsel muhasebe imkanı tanır. Bu ay irade gösterene adeta yeni başlangıç yapma ve tertemiz sayfa açma imkanı tanır. Ramazan ayı bireysel ve manevi açıdan dönüşümü mümkün kılan başlangıcı rahmet, ortası bağışlanma, sonu kurtuluş potansiyeli taşıyan aydır. Bu ayda bireysel olduğu kadar toplumsal bir dönüşüm de yaşanır. Ramazanda tutulan oruç, Türk toplumunun en çok riayet ettiği ibadetlerdendir. Kişiyi manevi açıdan dönüştüren oruç ibadetinin yardımlaşma, ötekini anlama açısından birçok olumlu toplumsal yansıması vardır."

Ayten, Hazret-i Peygamber'in "Yalan söz söylemeyi bırakmayanın yemeyi, içmeyi bırakmasına Allah'ın ihtiyacı yoktur." hadisini de örnek göstererek, oruçlu kişinin ihtiyaçlarını kontrol ederek iç disiplini sağlarken, bunun getirdiği manevi dönüşümle ötekine karşı daha ilgili olduğunu kaydetti.

Oruçlu bireyin şükür, sabır, affetme, mütevazılık gibi erdemlerin kıymetini yeniden kavrayıp bunları gerçekleştirme eğiliminin arttığını aktaran Ayten, şunları söyledi:

"Ramazan ayı kişiye insanlar arasında karşılıklı anlayışı ve yardımlaşmayı sağlayan kolektif bilinç değişikliği sunar. Bu farkındalığı kazananlar, başkalarının ihtiyaç, dert ve kederlerine daha duyarlı ve muhtaçlara karşı daha yardımsever olur. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki ülkemizde oruç ibadeti insanların en fazla yerine getirdiği ibadettir. Ramazan ayında kendi iftarlığını başkasıyla paylaşan, komşusuna yemek götüren, aç insanları doyurmaya gayret eden, akrabalarını ve arkadaşlarını yemeğe davet eden insanların diğer aylara oranla arttığını görürüz. Bütün bunlar orucun ve ramazanın insanların empatik ve yardımsever eğilimlerinde bıraktığı olumlu izlerden bazılarıdır. Ramazan ayının getirdiği manevi ve psikolojik dönüşüm bireylerin daha alçakgönüllü ve başkalarının kusurlarını daha affedici olmalarını hedefler. Böylece bireyler biyolojik, psikolojik ve manevi anlamda dönüşüm yaşama imkanını daha iyi değerlendirir."

- "Ramazan kültür aktarımının yapılması açısından fırsat ayı"

Kültür aktarımının yapılması açısından da ramazanın bir "fırsat ayı" olduğuna değinen Ali Ayten, "Ramazan, yeni nesillere milli ve manevi kültür ve kimlik aktarımının yaşandığı en önemli zaman dilimidir. Çünkü bu ayda çocuklar ve gençler hayatında dini ve manevi ilkelerin yerini çok canlı şekilde görür. Kendilerinin de bu manevi coşku ve dönüşüme katılabileceğinin farkına varır." dedi.

Ayten, ramazan ayından önce ailelerdeki hazırlıklar, sokaklardaki değişimler, camilerdeki ışıklandırmalar, çocuklara ve gençlere yönelik ramazan etkinlikleri, bayramlaşma, el öpme ve harçlıkların dini ve milli kimliğin aktarımı için önemli fırsatlar olduğuna vurgu yaptı.

Ebeveynlerin oruca ve ramazanın birey üzerindeki etkisine dair olumlu aktarımlar yapması gerektiğine dikkati çeken Ayten, bu ayda anne ve babaların, yaşanan değişim ve dönüşümü çocuklarına hissettirmelerinin önemine değindi.

Ayten, çocuk ve gençlerin ebeveynlerinde ramazanda gözlemleyecekleri değişimleri hayatlarına da aktaracaklarını söyleyerek, "Bu ayda yaşayacakları gerçek deneyimler, biriktirecekleri güzel anılar kimlik inşasında oldukça önemlidir. Yetişkinler sadece kendileri için değil çocukları ve gelecekleri için de bu fırsatı değerlendirmelidir. Ramazan coşkusu birlikte yaşanabilir. Ramazan ayı gelmeden evde küçük bir 'Ramazan köşesi ve panosu' oluşturulup ufak süslemeyle çocuklar ramazana hazırlanabilir. Bu sayede ramazan boyunca çocukların iftar, sahur ve teravih heyecanını yaşamaları sağlanabilir." ifadelerini kullandı.

- "Bu süreç hepimizi derinden etkiliyor"

Ramazan ayının hem bireysel hem de toplumsal hayata dair birçok değişim ve dönüşümü getirdiğini anlatan Ali Ayten, sözlerini şöyle tamamladı:

"Ancak bu yıl olağan dışı şartların yaşandığı zor günlerden geçiyoruz. Küresel boyutta bir travmayla mücadele ediyoruz. Bu süreç hepimizi derinden etkiliyor. Ramazanın yaşanma biçimini de belirliyor. Yetişkinler bu süreci anlamlandırmakta ve sürecin zorluklarıyla başa çıkmada güçlükler yaşarken çocuklar ve gençler de bundan etkileniyor. Yine bu süreçte ebeveynlere sorumluluklar düşmektedir. Ramazan ayında daha önce yaptığımız birçok şeyi bu yıl yapamayacağız. Orucun yanı sıra toplu kılınan teravih ve bayram namazları, Kadir Gecesi etkinlikleri, iftarlar, mevlitler, hatim okumaları, bayram ziyaretleri de bu ayın önemli unsurlarıydı aslında. Bunlardan bazılarından kısmen ya da tamamen bu sene mahrum kalacağız. Bu eksikliklerin bir kısmını aile içerisinde yapacağımız pratik çözümlerle halledebiliriz."

Kaynak: