65 yaş üstü ne zaman rahatlayacak?

Ömer Kocabaş

Yeni gelen aşılarla birlikte aşılama sayısında önemli bir mesafe kat ettik, ediyoruz. Sağlık Bakanının söylediğine göre ay sonuna doğru 20’li yaşlardakine bile sıra gelecekmiş. Peki, aşılama ile koronayı yenebilecek miyiz? Bundan o kadar emin olamıyoruz. Çünkü yine çok fazla dedikodu var…

Aşı yaptırarak korona ile mücadele edeceğimiz, koronaya yakalansak bile daha hafif atlatacağımız söyleniyor. Bu kadar söylenti arasında bilimsel veri olarak elimizde olan bu. Lakin bilim adamları aşıyı nedense ısrarla koronayı yok edecek bir şeymiş gibi pazarlamaya çalışıyor. Bizim toplum zaten kutuplaşmayı sever, aşı üzerinden de yaptıranlar ve yaptırmayanlar diye gül gibi bir ayrışmamız oldu. Öncelikle şunda bir anlaşalım; aşı yaptıran sadece kendini koruma altına almış oluyor. Aşı yaptıran koronaya yakalanmayacak, koronayı başkalarına bulaştırmayacak diye bir şey yok. Aşı konusunda tereddüdü olmayan aşısını yaptırsın.

Diğer türlü özellikle belli bir yaşın üzerinde olan ve kronik rahatsızlığı bulunanların doğal olarak kafalarında soru işaretleri var. Bu tarz insanlara mahalle baskısı yapmanın bir âlemi yok. Adı üstünde aşı yaptırmak isteğe bağlı bir şey. Kafasına yatan yaptırsın, yatmayan yaptırmasın. Yaptıranda kendine yaptırmayanda… Zaten hâlihazırda nüfusun tamamını aşılayacak kadar elimizde aşımız yok. Gelen aşıları yaş gruplarını aşağıya çekerek yaptırmalıyız ki öyle yapılıyor. Gönüllük esasıyla toplumun ne kadarı aşılanacak bir bakmak lazım. Sürü bağışıklığı için gereken orana ulaşıp ulaşmayacağımız birkaç aya netleşir, ona göre yeni bir strateji belirlenir.

Sağlık Bakanlığı insanları aşı olmaya davet ederken günlük açıklanan rakamları da iyi izah etmeli. Şu ara günlük vaka sayımız altı bin civarında fakat hastaneye yatan kişi sayısı 500’lerde. Yani neredeyse vakanın yüzde 10 seviyesinde. Ölüm sayımızda 100 altına düştü. Bu noktada aşının faydasından söz edebiliriz. İnsanlar koronaya yakalansam da aşı sayesinde hafif atlatacağım düşüncesi ile motive olabilir. Diğer yandan felaket tellalları sayılar biraz artınca hemen ortalığı karıştırmaya çalışıyor. Bunun önüne geçmek lazım. Korona ve aşı konusunda bilmediğimiz o kadar çok şey var ki. Ortaya çıkan varyantlarla hastalığın bulaşma hızı arttı. Aşının bu varyantları tetiklediğini de iddia edenler var. Örneğin İngiltere’de yetişkin nüfusun yüzde 77’si ilk doz, yüzde 54’ü de ikinci doz aşısını yaptırmasına rağmen geçtiğimiz hafta 4 binlerde gezen vaka sayısı varyant virüsün etkisiyle bir anda 7 binleri gördü. Normalleşmenin yaygınlaşması ile birlikte bizde de benzer manzaralar olabilir. Yani aşı olunca her şey bitmiyor.

Virüsle mücadelede bilinmez fazla olunca kervan yolda düzülür ya da düzelir stratejisi izleniyor. Hastalığın ilk döneminde tedavi de kullanılan ilaçların zararları tespit edilince kullanılmaktan vazgeçildi. İki doz aşı yeterli denilirken üçüncü doz gündeme geldi. Bakanın açıklamasına göre sonbaharda bizde de üçüncü doz aşılama başlayacakmış. Her altı ayda bir aşı yapılsın diyende var. Yani ortada net bir şey yok. İşte bu kadar bilinmezin olduğu bir yerde aşı yaptırmak istemeyene de saygı duymak gerekiyor. Çünkü aşının yan etkisiyle belli bir yaş üzerinde hayatını kaybedenler var. İnsanların çekimser kalmaları kadar doğal bir şey yok. Fakat 65 yaş üstü aşı yaptırmayanlara hayatı zehir etmeye devam ediyoruz. Gün içerisinde belli saatlerde dışarı çıkabiliyorlar, seyahat etmeleri yasak. Emin olun bu konuda bir dava açılsa kazanılır. Emekli dernekleri bence harekete geçmeli. Seyahat izni için illaki iki doz aşı isteniyor. Yani aşı olmaya karar veren birisi ilk dozu yaptırsa da yine şehir dışına çıkamayacak. İkinci doz ortalama iki ay sonra. Bu arada yaz bitmiş, güz gelmiş kimin umurunda(!)  Bakanlık acilen bu konuya bir çözüm getirip, yaşlı insanların mağduriyetini gidermeli. Bir yılı geçti, artık bu insanları rahat bırakalım…

Yaz aylarında virüsün etkisi azalıyor. Asıl sınav eylül’de okulların açılmasıyla başlayacak. Asıl o zaman aşının faydasını zararını kısacası Hanya’yı Konya’yı göreceğiz. Allah sonumuzu hayretsin…