A-SALA-K

Necmettin Şimşek
Gündem her an değişiyor.
 
Değişim etkilerine bakıldığı zaman sürekli etkisini artırıyor ve artçı depremler gibi tepkilerimiz yavaşlıyor.
 
11 Ekim’deki yazımda ülke olarak çok da dostumuz olmadığından bahsetmiştim.
 
Savaşlar artık toprak altında ganimet varsa karadan oluyor.
 
Her savaş ekonomik olarak bir bedel ödetiyor. Amerika ve batı ülkeleri Afrika kıtası ve Ortadoğu’da sürekli harekât halindeler.
 
Doğu dediğimiz ülkelerden hiç böyle bir harekât olmuyor. Hindistan ve Çin ülke nüfusu ekonomileri ile dünyanın neredeyse yarısı olmasına karşı hiç karışmıyorlar.
 
Coğrafi konumumuz itibari ile kimse bize karışmasın diyemiyoruz.
 
Bazen doğudan, bazen batıdan, bazen kuzeyden, bazen güneyden yani dört bir tarafımızdan sınırlarımız, ülkemiz taciz ediliyor.
 
 
ASALA
Arşivleri şeffaf bir şekilde açıp dünyaya sunmalıyız ki görsünler kim kimdir.
Yavuz hırsız misali hem suçlular hem de…
Millet olarak nasıl adaletli, nasıl merhametli isek, Osmanlı döneminde bazı ülkeler savaşmadan kendi istekleri ile Osmanlı’ya katılmıştır.
Gördükleri zulümlerden ve adaletsizliklerden dolayı.
Armenian Secret Army for the Liberation of Armenia (ASALA).
Ermenistan'ın Kurtuluşu İçin Ermeni Gizli Ordusu.
1970'li ve 1980'li yıllarda, genelde Türk hedeflere karşı saldıran ASALA, aynı zamanda değişik nedenlerle Madrid'de Trans World Airlines ve Los Angeles'ta Air Canada ofislerini de bombaladı.
Asala'nın eylemlerinde 1979 yılından itibaren artış gözlenmeye başlandı. Eylemciler, 21 ülkenin 38 kentinde, 39'u silahlı, 70'i bombalı, biri de işgal şeklinde olmak üzere toplam 110 silahlı saldırı gerçekleştirdi. Bu saldırılarda Türkiye'nin 42 diplomatı ile 4 yabancı uyruklu kişi hayatını kaybederken, 15 Türk ve 66 yabancı uyruklu kişi de yaralandı.
ASALA'nin Türkiye içindeki ilk eylemi 1982'nin 7 Ağustos tarihinde Ankara Esenboğa Havalimanı'nda gerçekleştirdiği bombalı saldırı olmuştur. Saldırı sonucunda 9 kişi hayatını kaybetmiş, 72 kişi yaralanmıştır.
ASALA'ya mal edilen saldırılar farklı kaynaklarda değişiklikler arz etmektedir. Amerikan hükümet kaynaklarına göre 1968'den itibaren ASALA, 84 olayda 299 kişiyi yaralamış 46 kişiyi öldürmüştür.
Paris'te Türk Hava Yollarını bombalayan örgüt üyelerine 30 ay ceza verilmiştir. 1983 Temmuz'unda gerçekleşen Orly Havaalanı katliamında 8 kişi ölüp 52 kişi yaralanmıştır.
ASALA, kendi milliyetçi hedeflerinin yanı sıra benzer eğilimleri olan PKK/Kongra-Gel/KADEK, ve Kızıl İtalyan Tugayları (Italian Red Brigades) gibi diğer uluslararası silahlı örgütler ile işbirliği yapmıştır.
1985 yılında ASALA bitmiştir.
SALAK
 
Giyinişinden, konuşma ve davranışlarından seviyesiz, dengesiz ve saf olduğu anlaşılan kişi olsa da saf kısmını kullanmak gerekir.
 
Ülkeler için kullanılmasa da saf kelimesi olarak kullanabiliriz.
 
Kimseye karışmayan, ordusu bile olmayan ülkeler var.
 
Ortalama büyüme, ortalama teknoloji ile devam eden. Planlarını 5 yıllık değil 50 yıllık yapan ülkeler bunlar.
 
İsrail ve Yahudiler herkesin bildiği, Orta doğuda diğer ülkelere ve insanlara davranışına bakıldığında saf salaklarmış gibi olarak davranıyorlar.
 
ASALAK
Ortadoğu modern bir devlet ve toplum yapısına bir türlü geçemiyor. Sistemler biat, rant ve asalaklık üzerine kuruludur. Ortadoğu sistemi petrol geliri olan ülkelerle yapılan ticarete ve onların desteğine dayanan bir ekonomi sayesinde kısmi fiyat istikrarı, ücret düşük olsa da kalıcı işler ve eğitim-sağlık gibi olanaklarla sürdürülür. Bunun karşılığında da otoriteye itaat sağlanır.
Bu denklem bir nevi sosyal mukavele gibidir. Lidere itaat ilk ekonomik krize kadar sürer. Ortadoğu’da giderek kötüleşen ekonomik yapıyı geleceği olmayan petrolün finansmanıyla sürdürmenin mümkün olmadığını Suudiler ve Körfez ülkeleri de zaten anlamış olmalılar ki diğerlerine yardımları kestiklerinden bu krizler Ortadoğu’da kaçınılmaz olacak ve gitgide şiddetlenecek.
 
Ülkemizde devam eden durgunluğun da en önemli sebebi asalaklardır. Sadece faiz geliri elde edenlerdir.
Nasıl ülkeler başka ülkelerin kaynaklarını emiyorsa ülkemizde de azalmayan ve döviz kurları üzerinden bekletilen mevduat sahipleri asalaklardır.
 
SONUÇ OLARAK;
İnsan zekâsının en yüksek formu; kişinin yargılamadan kendini gözlemlemesidir.
Ünlü Hint’li yazar Jiddu Krishnamurti bir gözlemci olarak dışarıdan kendimize bakmakla, birtakım olumlu veya olumsuz yanlarımızı daha iyi görüp gelişimimizi ve sosyal ilişkilerimizi güçlendirebiliriz.
 
Salak da olmayalım, asalak da olmayalım.