AB’nin çıkmazı

Ömer İnal

Çok hareketli gelişmelerin yaşandığı bir haftayı geride bırakırken, bu olaylardan Rus lider Putin’in Cumhurbaşkanı Erdoğan için söylediklerinin ayrı bir önemi vardı; 14 Şubat soruşturmasıyla zor günler geçiren mahut yapının tüm gücüyle saldırdığı bir zamanda Erdoğan’a yapılan bu övgü gayet anlamlıydı…

Basın toplantısında konuşan Putin, önemli açıklamalar yaptı: ‘’Türkiye'de bulunduğum zaman Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, bazı konuları basın önünde konuşmayalım, kazları kızdırmayalım (Rusça'da "düşmanı öfkelendirmeyeyim" anlamında kullanılan bir deyim), yarın buraya uçmaya başlarlar, dedim. Erdoğan bana hiçbir çekincelerinin olmadığını söyledi. Sayın Erdoğan çok sağlam bir adam. Bizim saklayacak bir şeyimiz yok dedi"

Putin endişesinde son derece haklıydı zira ‘’yalnızlıklar zirvesi’’ diye küçümsenen bir buluşmanın böyle önemli anlaşmayla sonuçlanacağı hiç beklenmiyordu, Güney Akım projesinden vazgeçilerek Mavi Akım’a ilave olarak inşa edilecek yeni hatla Avrupa’ya gidecek olan gazın Türkiye’den pompalanacağının deklare edilmesi özellikle AB için şok etkisi yarattı…

Avrupa Birliği ve ABD’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırım hamlelerinden sonra Güney Akım projesi de bu yaptırımlar doğrultusunda nasibini aldı…  Projenin uygulanmasında isteksiz davranan Avrupa Birliğine karşı Putin yeni bir hamleyle Karadeniz’den devam ederek Bulgaristan topraklarına çıkması planlanan boru hattını yerine Türkiye’nin Yunanistan sınırı yakınlarından çıkacak şekilde yeni bir proje açıkladı…

Bu beklenmedik hamle karşısında tedirgin olan AB, enerji konusunda Rusya’ya tam bağlı olmak istemezken, güney Akım projesinin yerine hayata geçirilmesi beklenen bu yeni projeyle Türkiye’nin enerji merkezi haline dönüşmesine de pek istekli değil… Yani, ne Rusya’ya bağlı olmak isteyen ne de Türkiye’nin enerji koridoru haline gelip güçlenmesinden yana olan bir AB söz konusu iken, Bu düşüncelerle enerji konusunda tam bir çıkmaz yaşamakta olduğu da bir gerçek…

Batının içinde bulunduğu bu zor durumun farkında olan Rus lider Putin Yine aynı basın toplantısında ‘’Avrupa gaz istiyorsa Türkiye'den alabilir" sözleriyle Avrupa Birliğini Türkiye’ye mecbur ederek adeta köşeye sıkıştırmıştır…

AB bu hamle karşısındaki öfkesini medya aracılığıyla baskıya vermiş, hem Rusya hem de Türkiye aleyhine kara propaganda çalışmalarına hız vererek, kendisine karşı yapılan hamleleri değersiz gösterme uğraşına girmiştir…

Özellikle 14 Şubat soruşturmasında ‘’basına operasyon yapılıyor’’ türü İngilizce pankartlarla Türkiye’nin Batıya jurnallenmesi sonrasında Batıdan gelen çifte standart ürünü tepki açıklamalarının özünde Rusya’yla yakınlaşan Türkiye’nin icraatları yatmaktadır…

AB bu tepkileriyle Türkiye’ye adeta aba altından sopa göstermektedir… AB üyelik sürecinin kesilmesi gibi tehditler de tıpkı Rusya’ya yapılan yaptırımlar gibi Türkiye’yi sıkıştırma yönelik hamleleridir ve özünde ‘’özgürlük-demokrasi’’ endişelerinden ziyade Asya bloğunda yer alacak bir Türkiye korkusu yatmaktadır…

Son günlerde dile getirilmeye başlayan, ‘’Batı, Türkiye’ye yaptırım uygulasın’’ türünden sözlerde tamamen bu amaca hizmet etmesi için planlanan girişimler olup, kamuoyunda tedirginlik yaratma ve hükümetin baskı altına alma amaçlarını gütmektedir…

Rusya’ya uygulanan yaptırımlardan dolayı resmi olarak bu ülkeye mal satamayan Batılı şirketler özellikle Türkiye üzerinden bu yaptırımları delerek gayri resmi ticaretlerini yapmak isterlerken, Türkiye gibi bir pazara yaptırım kartını oynamak, ekonomik anlamda sıkıntıda olan Batı ekonomisini zora sokacağı gibi, Türkiye’nin Asya bloğundaki oluşumlara katılma iradesini çok daha güçlendireceğinden böylesi bir hamle AB için harakiri anlamına gelir…

Bu tür söylentileri,  Türkiye’nin kendi menfaatlerini önceleyen icraatlarına duyulan rahatsızlıktan dolayı algı operasyonları yapılarak, uyguladığı politikalara yön verme çabası olarak görmek gerekir…

Selametle…