Adına yakışır bir şölen…

Seyfullah Koyuncu
Gastronomi alanında yapılan çalışmalar er ya da geç meyvesini veriyor. Bunu bu hafta sonunda bir kez daha gördük.
 
Konya, tam bir festival tadında, şölen havasında müthiş bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Konya’nın zengin yemek kültürünü tanıtmak amacıyla Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Konya GastroFest, isminin hakkını fazlasıyla verdi.
 
GastroFest’e, şehir içinden ve şehir dışından çok sayıda misafir yoğun ilgi gösterdi. Gastronomiye böyle yüksek bir alaka olmasının Konya için çok mutluluk verici olduğunu düşünüyorum.
 
Ecdat Parkı’ndaki festivale bu kadar ilgi olacağını her halde ne etkinliğin sahibi olan Büyükşehir Belediyesi ne de etkinlik alanında stant açan kurum ve kuruluşlar beklemiyordu.
 
Sabah saatlerinden akşam 22 sularına kadar adeta iğne atsanız yere düşmüyordu. Dün gündüz saatlerinde ise araç kuyrukları Ecdat Pakı’ndan Otogar’a kadar uzanıyordu.
 
Özellikle yemek stantlarının hınca hınç dolu olduğunu gördüm.
 
Belediyelerin kendi yöresel lezzetlerini ve ürünlerini tanıttığı stantlar da ilgi çeken noktalardandı. Seydişehir’in nohutu ve leblebisi, Ereğli’nin peyniri ve süt ürünleri, Hadim’in pekmezi, Bozkır’ın tahini; hepsi çok güzeldi.
 
Konya’nın en değerli markalarının başında gelen Torku standının önünde de uzun kuyruklar vardı. Burada tattığım etli bulgur pilavı ve et döner ile ben de kendimi ödüllendirdim. Torku’nun nezih mutfağının yeni ürünlerinden biri olan ‘Pancar Tatlısı’ ise beni çocukluğuma götürdü. Altınekin Akıncılar’da çocukken yediğim pişmiş pancar, şimdi Torku tarafından yeni bir anlayışla ticarileşme yolunda ilerliyor. Tahin ve cevizle harmanlanan bu güzel ürüne de tam puan verdiğimi ifade etmeliyim.
 
Festival alanında Atiker tarafından sunulan düğün pilavı da yine Konyalıların değerlilerinden biri olarak görünüyordu. Orada da ilgi yoğundu.
 
Yine Ekrem Coşkun ürünleri de festival alanının ilgi gören noktalarından biriydi.
 
Alanda o kadar çok değerli marka vardı ki, her birini ziyaret edip ürünlerini tatmaya kalksanız ne vaktiniz yeter ne de enerjiniz.
 
Bu kadar geniş katılımlı ve kalabalık bir organizasyon olması sevindiriciydi doğrusu.
 
Konya’nın markaları bu işe sahip çıkmış.
 
Festivalin tanıtım programında Başkan Uğur İbrahim Altay’ın dillendirdiği ‘Konya mutfağı, sadece belediyelerin çabalarıyla değil, tüm Konyalıların bu işi sahiplenmesiyle hak ettiği yere gelir’ hitabı, yerini tam olarak bulmuş.
 
Henüz daha ilk festival bu kadar tutulduysa, bu işin gelenekselleşmesiyle çok büyük gelişmeler olacağının işaretini herkes almıştır bence.
 
O yüzden bu alanda herkesin üzerine düşeni bundan sonra da fazlasıyla yapması şart.
 
Büyükşehir, gastronomi alanındaki çalışmalara büyük önem veriyor. Konya Büyükşehir Belediyesi’nin, gastronomi alanında üzerine düşeni fazlasıyla yaptığını düşünüyorum. Konya’nın bu zenginliklerini tescil ettirme adına Coğrafi İşaretli ürünlerin başvurularını gerçekleştiriyor. Başvurusu yapılan 51 ürünün 21’inin tescilinin gerçekleştiğini hatırlatmış olayım.
 
30 ürünle ilgili tescil süreç devam ederken, 35 yeni ürünle ilgili başvuru da tamamlanmak üzere. Böylelikle Konya’nın 100’e yakın coğrafi işaretli ürünü kayıt altına alınmış olacak.
 
Konya’nın bu alanda yaptığı atılımlar hakikaten de takdire şayan.
 
İnşallah bundan sonraki süreçte bu ilgi, turizmle harmanlanarak ekonomik anlamda da şehre katkı sağlamaya devam eder.
 
Festivalle ilgili tek eleştirimi de belirtmem lazım; 3 günlük festival çok kısa oldu. Biz doymadık. Seneye festival günlerinin 1 hafta falan sürmesini isteriz.
 
Konya Gastro Fest’te emeği geçenlere bir kez daha teşekkür ediyorum.
 
Kalın sağlıcakla…