Afrika bizim neyimiz olur?

Hamdi Bağcı

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bildiğiniz gibi Afrika turuna çıktı. Erdoğan, 11 Ocak tarihine kadar Afrika’da. Resmi ziyaretlerine Gabon ile başladı. Gabon'dan Nijer'e 8 Ocak'ta geçti, bugünde Nijer’de, daha sonra da Senegal’e geçecek.

Tabi doğal olarak da bir anda gündemimize Afrika girdi ya da ne bileyim aslında gündemimize Afrika’yı bu vesileyle mutlaka almalıyız mı demem gerekiyor bilmiyorum?

Bazı araştırmalar yaptım, Afrika bizim için ne anlam ifade ediyor? Anlamaya çalıştım.

Efendim Afrika’dan 1912 yıllarında çıkmışız. Aslında daha önceki yıllarda Afrika bizim için vatan sınırlarındaymış, vatanmış… Önceleri Portekiz, daha sonraki yıllarda ise İtalya, İngiltere, Fransa ve onlar kadar olmasa da Almanya Afrika’nın tam anlamıyla kanını emmiş. Petrol, demir, elmas, altın, magnezit, kereste ve ne yazık ki insanları Afrika’dan Avrupa’ya götürülmüş ve satılmış. Ticareti yapılmış. Bize medeniyet dersi veren Avrupa yıllarca Afrikalının kanıyla beslenmiş ve tabi semirmiş dünyayı ezmiş.

Ama bu cihan kimseye kalmadı, kalamaz da ve kalmamışta. 1912 yılında sömürü için bir tehdit olarak gördükleri Osmanlıyı da Afrika’dan tamamen çıkarmışlar buna rağmen saltanatları fazla sürmemiş. Hitler 2. Dünya Savaşında İngiltere ve Fransa’yı hallaç pamuğu gibi savurunca mecburen İngiltere ve Fransa dişlerini Afrikalıların damarlarından çekmek zorunda kalmış ve Afrika ondan sonra biraz rahat etmiş diyeceğim ama nerede…

Sıra Çin, İsrail, Rus, Amerika vampirlerine gelmiş. Bu sefer farklı yöntemlerle, kabileler birbirlerine düşürülerek Afrika kan gölüne dönmüş ve tabi Amerika, Çin, İsrail, İngiltere, Fransa, Rusya’da farklı bir şekilde sömürülerine devam etmişler.

Başbakanımız kesinlikle haklıdır, bu dünyada adalet diye bir şey varsa mutlaka İngiltere, Fransa, Amerika, İsrail, Rusya, Çin bu emdikleri kanın hesabını bir gün verecekler. Bu hesap sorulacak, bugün ya da yarın fark etmez mutlaka o kanların hesabı sorulacak.  

Neyse efendim biz Afrika’dan çıkışımızın tam yüz yıl sonrasında tekrar Afrika’ya gidiyoruz.

1912 yılında terk ettiğimiz Afrika’ya, kardeşlerimizin yanına şimdi daha zengin, ticareti bilen ve onlara da balık tutmayı öğretecek bir şekilde gidiyoruz.

Önce 2008 yılında yapılan toplantılarla Afrika ile stratejik işbirliği anlaşmaları imzalanmış. 2011 yılında 24- 26 Mart tarihlerinde Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül Afrika’ya bir ziyaret gerçekleştirmiş. Bu ziyaretten 1 yıl sonra Gabon’a büyükelçi atamışız. Dışişleri Bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’nun verdiği bilgiye göre şu anda Afrika’da büyükelçimizin olmadığı tek ülke bile yokmuş. Bu konuda dünyada bütün Afrika ülkelerine büyükelçi atayan tek ülkeymişiz.

2005 yılında ülkemizde Afrika yılı ilan edilmiş o yılda ticaret hacmimiz 9 milyar dolar civarındaymış, şimdi ise 20 milyar dolar civarında. Tabi bu ticaretin büyük bölümü bizim ihracatımızdan oluşuyor. Beyaz eşyadan tutunda, gıda, otomotiv, hazır giyim başta olmak üzere onlarca kalemde ihracat yapıyoruz Afrika’ya.

2023 yılına kadar Afrika ile ticaret hacmimizi 50 milyar dolara yükseltmeyi planlıyoruz. Türkiye Afrika’da ciddi oranda inşaat yapmak istiyor. Özellikle sosyal konut, yol, baraj gibi Afrika’nın kalkınmasına da ön ayak olacak yapıların inşatları Türkiye’nin öncelikleri arasında. Afrika’dan maden almak istiyoruz, doğalgaz, petrol, kereste almak istiyoruz. Ama sömürmek değil, ticaret yapmak, Afrikalılarla birlikte kalkınmak istiyoruz.

Bir kere çok açık ifade edelim, yenidünyaya inanmayan, yenidünyada Türkiye’nin büyüklüğünü göremeyen insanlara ben acırım… Türkiye her haliyle geliyor, biz bunu anlatabilsek de anlatamasak da Türkiye dünyaya yeniden şekil verecek, barış, sevgi, eşit paylaşım medeniyetini kuracak İnşa Allah…

Burada üzerinde durmak istediğim bir iki konu daha var, öncelikle TUSKON, MÜSİAD ve TİM’i kutluyorum. Hükümetin vizyonunu anlayarak Afrika konusunda attıkları adımlar için.

Bunun dışında inşaat işi ile iştigal eden dostlarımıza da bir şey ifade etmek istiyorum. Bakın Konya’da tıkılıp kalıyorsunuz, arazi arayıp duruyorsunuz, gidin Afrika’ya tam 200 bin konut açığı varmış. Arazi bol, hem tarımla uğraşırsınız, hem inşaat yaparsınız.

Necmettin Erbakan Üniversitesini de kutlamak istiyorum, tam bugünlerde (dün- 08.01.2012) Konya’da Afrika konferansı düzenledi. Belki arzu ettikleri ilgiyi görememişlerdir. Ama olsun Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Erol Güngör Konferans Salonu’nda ‘Uluslararası Güney Afrika-Türkiye İlişkileri Paneli’ni düzenlemek ve bir Osmanlı Âlimi Ebu Bekir Efendi’nin Güney Afrika’ya gönderilişinin 150. yılını hatırlamak önemli.

Bu Sayın Başbakanımızın sunduğu ve Sayın Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu’nun fikir ve politikalarıyla geliştirilen Afrika Politikasıyla uyuşmaktadır.

Tabi Prof Dr Birol Akgün gibi bir rektör yardımcısı olan önemli bir üniversitemizden daha fazla uluslar arası konferans bekliyoruz. Cümlemizi de Sayın Başbakanımızın bir ifadesi ile bitirelim, “Tarih boyunca olduğu gibi bugün de Afrika'ya baktığımızda elmasları, altınları, madenleri, yeraltı zenginliklerini görenlerden değiliz. Biz Afrika'ya baktığımızda ortak tarihimizi görüyoruz, sadece ve sadece dost ve kardeşlerimizi görüyoruz. Artık kardeşler arasındaki hasreti, ilgisizliği, uzaklığı ebediyen dindirmeye niyetlendik ve bunun için mücadele veriyoruz”.