AK PARTİ SEÇİM BİLDİRGESİ

Prof. Dr. Önder Kutlu

Seçimler ‘demokrasinin bayramları’ olarak kabul edilirler. Seçim dönemlerinde verilen sözler, gelecek döneme ilişkin ipuçları sunmakla kalmaz, takip eden döneme ışık da tutar. Herhangi bir partinin seçimlerde başarılı olması halinde hangi politikaları benimseyeceklerini, hangi konuda ne şekilde hareket edeceklerini seçim dönemlerinde açıklanan Seçim Bildirgeleri ortaya koyar. Gelecek dönemde o partiden seçmenin ne bekleyebileceğini, bu bildirgeler kamuoyuna duyurur.

İktidar partisi dün görkemli bir törenle seçim bildirgesini kamuoyu ile paylaştı. Başbakan Davutoğlu’nun bizzat kendi ağzından duyurduğu ve her bir safhası özenle hazırlandığı hissi uyandıran bildirge bundan sonraki dönemde, seçim boyunca konuşulacak. Muhalefet belki belli yönlerden eleştirecek, Ak Parti de muhtemelen farklı boyutlarıyla alakalı açıklamalar yapacak. Bunlar son derece olağan gelişmeler. Bizler de, siyaseti gözlemleyen insanlar olarak bunun böyle olmasını, toplumda ve siyasette sağlıklı bir tartışma ortamı tesis edilmesini isteriz.

Tartış(tır)ma görevi parti yetkililerine ait. Burası bir ‘pazar’; herkes ‘malını’ ortaya koyacak, ‘alıcıları’ olan seçmenler de bunlardan birini tercih edecek. Ama maalesef Türkiye her seçimi bu şekilde yaşamıyor. Teoride çok iyi işleyen bu yaklaşım ve vasat uygulamada yeteri kadar taraftar bulmuyor. Mevzu hemen başka alanlara, istenmeyen noktalara kayıveriyor. Bu da bizim siyasi olgunluğumuzla alakalı. Birileri bazen seçimi sandıkta değil, ‘masa başında’ kazanma hülyasına kapılıyor.

Ak Parti’nin Seçim Bildirgesi ile ilgili söylenebilecek çok şey var. Dikkatimi çeken en önemli detaylardan biri seçim sürecinde Ak Parti’nin, daha doğrusu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yirmi yılı aşkın süredir kampanyalarını üstlenen Arter Ajans’ın ve patronu Erol Olçak’ın gene başrolde olduğu. Oysa 14 Ağustos’tan sonra artık kampanya işlerini bıraktığını açıklamıştı, ama bu defa da olmamış. Hoca’yı yalnız bırakmak içinden gelmemiş anlaşılan.

Bildirgenin sunumu iyi yapıldı. Her şey yerli yerinceydi. Salondaki düzen, intizamdan tutun da seçilen kelimelere kadar her aşama titizlikle planlanmış. Ak Partili seçmene parti ve genel başkanının kendisine saygı duyduğu, önemsediği hissi verildi. Ben bu şekilde gözledim.

Ana başlıklar son derece dikkatli bir şekilde seçilmiş. Toplam altı temel kategoride yeni dönem ele alınmış. En dikkate değer husus, her bir maddede ‘neler yapıldı’ ‘neler yapılacak’ başlıklarıyla hem şimdiye kadar yapılanları özetlemek hem de bundan sonraki dönemde neler yapılacağını ortaya koymak. Eğer Ak Parti başarılı olursa şahsen ben bu listeyi elime alıp, dört yıl boyunca neler yapıldığını, yapılmadığı izlemek isterim. Bunu her seçmen yapabilir.

Başlıklar sırasıyla şu şekilde verilmiş: Demokratikleşme ve yeni anayasal sistem; İnsani kalkınma ve nitelikli toplum; İstikrar ve güçlü ekonomi; Bilim, teknoloji ve yenilikçi üretim; Yaşanabilir şehirler, sürdülebilir çevre; Vizyoner ve öncü ülke.

Başlıklar içerikle alakalı bilgi veriyor zaten. Birincisi, yeni dönem şimdiye kadar tartışmadığımız yeni boyutları gündeme getirecek. Mesela bu bir genel seçim olmasına rağmen, yerel bir konu gibi düşünülen ‘yaşanabilir şehirler ve sürdürülebilir çevre’ başlığı zikredilmiş.

‘Çevreye önem vermeden, şehirleri yaşanabilir hale getirmeden yapabileceklerimiz sınırlı kalır’ diye olduğunu zannediyorum. Belediye başkanı olsam özellikle bu kısmı çok iyi okurdum. Yerel yönetimler açısından yeni dönemin kodları buralarda gizli.

Yeni anayasa konusu gene aynı şekilde. Konu kaçınılamaz olarak gündeme geliyor. Bu bir gereklilik. Demokratikleşmeyle birlikte zikredilmesi, yeni anayasal düzenin nasıl olması gerektiği konusunu da aydınlatıyor. Zira her ‘yeni’ demokratik olmayabilir.

‘İnsani kalkınma ve nitelikli toplum’ Türkiye’de kamuoyunun ilk kez tanıştığı bir kavram. Bunun içinde manevi kalkınma çok önemli bir yer tutuyor. Sıralamada ikinci olarak zikredilmesini de önemsemek lazım. Davutoğlu gibi güçlü akademisyenler bu sıranın önemini çok iyi bilirler. Bir önem sıralaması yapılmış.

‘İstikrar ve güçlü ekonomi’ başlığı, özellikle dünyayı kasıp kavuran ekonomik problemlerin üstesinden gelinmesi noktasında önemli. İnsanların karnı doymazsa, fiziksel/fizyolojik ihtiyaçları karşılanmazsa gerisi gelmez. Diğer başlıklara geçemezsiniz bile.

Sıradaki başlık, gelişmenin ve ekonomik istikrarın devamı anlamına gelen, ‘bilim, teknoloji ve yenilikçi üretim’ konusuna yoğunlaşmış. Metodolojik olarak sırada bu mesele var zaten. ‘Yenilikçi üretimi’ sağlamadan sadece ‘hamallık’ yapabilirsiniz.

En son ‘vizyoner ve öncü ülke’ başlığı ele alınarak geleceğe dönük boyut vurgulanmış zira vizyon ülkenizi, kurumunuzu gelecekte nerede göreceğinizi ifade etmenizi sağlayan bir kavram. Dört yıl sonra Türkiye nerede olacak? Cevabı vizyon belgenizde gizli.

Altı başlığı seçim döneminde tek tek ele alacağız. Ama ilk izlenim son derece akıllıca ve dikkatle hazırlanmış bir bildirge olduğu yönünde.

Diğer partiler açıklayınca onların bildirgelerini de değerlendireceğim. Onların haklarını da teslim edeceğiz.

Önemli olan tartışmak, değerlendirmek.

Herkes yapsa iyi olur...