Anlam dolu iki mekan!

Salih Köprülü

Mezarlıklar…

Şehrin gürültüsüne inat, sessiz ve sakin.

Bir zamanlar dünya telaşesinin peşinden hızla koşanlarla dolu.

Aslında anlayabilen için çok şey söylüyor.

Ölen için ne lüks mezar taşının bir anlamı var ne de mezar taşına yazılmış süslü sözlerin.

Fakat yaşayanlar için anlam yüklü…

İnsanoğlu, başka dertleri görmedikçe, kendi derdinin büyük olduğunu zannedermiş.

Bu dünyadaki olmadık dertlere kafa yormanın ve bu dertlere kapılarak dünya denizinde kürek çekmenin boş ve anlamsız olduğunu en güzel mezarlıklar anlatıyor.

200 yıl önce yaşayan da orada, 2 gün önce yaşayan da…

Bir de acil servisler var.

Eğer mezarlıklar sizin için bir anlam taşımıyorsa, büyük bir hastanenin acil servisine gidin.

Oradaki feryatları bir dinleyin.

1 saniyenin bile önemini anlayın.

Allah’a dua etmekten başka çareleri olmayan insanların gözlerindeki yalvarmayı bir izleyin.

Sabah çocuğunu okula gönderen, akşam ise ölüm haberini alan annenin o anki durumunu görün.

O anne, o saatte, dünya derdini mi düşünür yoksa kızının tekrardan hayatta olmasını mı?

İşte keşkeler de hep böyle ortaya çıkar.

İnsanoğlu, birinin kıymetini, onu kaybettiğinde anlayabiliyor.

O saatten sonra, ne kadar “keşke” dese de fayda etmiyor.

O nedenle; zamanın kıymetini…

Hayatın gerçek değerini…

Sevdiklerinizin anlamını…

Kaybetmenin ne demek olduğunu…

Acıyı, hüznü, hatta sevinci net olarak görün acil servislerde…

“Son defa yavrumu göreyim” diye yalvaran annenin, yürek sızısını ne dindirebilir?

Ödeyemediği kredi kartının borcunun ödenmesi mi yoksa lüks giysiler, evler ve arabalar mı?

Hiçbirinin değeri yok…

Değerli görünen dünya malının bir değeri olmadığını, en iyi anlatan 2 mekân.

Biri, mezarlıklar, diğeri ise acil servisler…

Belki biraz üzücü, ürkütücü ama anlam yüklü.

Şair Mehmet Akif Ersoy bir şiirinde, “Hayatın istekleri bazen ruhumu sıktığında,

Tek gezinti yerim ölüler mahallesi olur.” diyor.

Ve devam ediyor, “Sessizliğin derinliklerinde bu feryat nedir?

Bu tesirli söz Allah'ın, ama kim okuyor?”

Şiirde de anlatıldığı gibi anlamasını bilen için iki çift göz ve kulak yetiyor.

Anlamak istemeyene, her gün anlatsan da beyni almıyor.

Unutmayın; dünya iki nefes arasında…

Alıp da vermemek var…

Verip de almamak…