Aramızdaki leş yiyiciler

Ayşe Sarı

Nereye giderseniz gidin, ne yaparsanız yapın kurtulamayacağınız bir şey var: O da sizin her hareketinizi eleştiren, kıskanan, yüzünüze gülüp arkanızdan zehir saçan insanlar...

Evet, bu insanlar her yerdeler: işte, okulda, sokakta...

Çoğu zaman bir dost gibi yaklaşan, yüzümüze gülen, yanımızdaymış gibi gözüken bu insanlar aynı zamanda düştüğünüzde saldıracak olan ilk kişiler. Çünkü onlar için önemli olan sizi ne kadar yiyip tüketebilecekleridir. Sizin tükenişinizle onlar doyarlar. Ne yaparsanız yapın onları her türlü rahatsız edersiniz, hatta hiçbir şey yapmasanız bile...

Bana göre onlar tam anlamıyla bir akbaba, yani leş yiyici.

Tabi doğadaki leş yiyicilerin ekosisteme katkıları karşı konulamaz bir gerçek olsada insan görünümlü bu yaratıklar için aynı şeyi söylemek ne yazık ki mümkün değil.

Dediğim gibi; leş yiyiciler ekosistemin bir parçası.

Doğadakilerin nesli tükenmek üzere olsa da aramızdakiler için aynı şeyi söylemek mümkün değil, tam tersine virüs gibi çoğalıyorlar. Yani hep varlardı ve var olmayada devam edecekler.

Çoğalmalarının önüne geçmiyorsak yapmamız gereken tek şey onlarla başa çıkmayı öğrenmek olacaktır. Bunu; onlara malzeme vermeyerek, onların zehirli sözlerine kulaklarımızı tıkayarak ve en önemlisi de düşsek de kimseden yardım beklemeden daha güçlü bir şekilde kalkarak başarabiliriz.

Unutmayın, onlar birer leş yiyici.

Kısaca düşeni yerler. Sen ise tüm ışığınla, güçlü bir şekilde ilerlemeye devam et.

Dimdik ve inatla...