BAŞBAKAN YEREL SEÇİMLERİN FORMÜLÜNÜ AÇIKLADI

Murat Can

Başbakan önceki gün Akdeniz Bölgesi illerinin milletvekilleri, il başkanları ve belediye başkanlarını genel merkezde topladı.

Toplantının gündem maddesi iki taneydi.

Çözüm süreci ve yapılan anketlerde Ak Parti’nin oy oranları.

Başbakan’ın önünde; gerek açılım araştırması, gerekse Ak Partinin bu gün seçim olsa belediye ve genelde alacağı oylara yönelik bir araştırma sonucu vardı.

Öncelikle açılıma yönelik birkaç not dikkatimi çekti.

Çözüm süreciyle ilgili en çarpıcı sonuç Osmaniye’den geldi.

Osmaniye’nin çözüm sürecine verdiği destek yüzde 47 görünüyor.

 Bahçeli’nin memleketi ve MHP oylarının yüksek olduğu Osmaniye’de halkın yarısı  çözüm sürecine destek veriyor. Bu çok ciddi bir sonuç.

Orta Anadolu bölgesine genel olarak baktığımızda rakamlar daha iyi anlaşılacaktır.

Orta Anadolu çözüme yüzde 60 civarında destek veriyor.

Yüzde 7’ lik kararsızları dağıttığınızda bu rakam birkaç puan daha artacaktır.

Akdeniz Bölgesi ise toplamda çözüm sürecine yüzde 50’lik bir destek veriyor. Yüzde 11 civarı kararsız var.

Toplantıda konuşulan ikinci konu yerel seçimler.

Yerel seçimlere dair yapılan anketlerle ilgili Başbakan durumdan genel olarak memnun görünüyor. Ancak sorunlu yerlerin olduğunu ve bunları da dile getirdiğini biliyoruz.  Kısacası başbakan İl il belediye başkanlarının aldığı oyları da toplantıda değerlendirdiğini biliyoruz.

Bu toplantıların bir başka önemi Başbakan’ın 2014 Mart yerel seçimlerinin formülünü vermesi. 

Başbakan’ın yerel seçim formülü açık ve net

Oyları parti oylarının altında kalan belediye başkanlarıyla kim olur olsun devam etmeyeceğiz. 

Kısaca işte formül:

Anketten çıkan sonuçlarda Ak Parti'nin ve Belediye Başkanının oyları bir birine yakın ya da eşit çıkarsa o başkanla yola devam kararı alınacak. 

Peki, Parti oyları yüksek ve belediye oyları düşükse ne oluyor?

Cevap yine basit:  Başkanla yollar ayrılacak.

Başbakan bunu “oyları düşük çıkan başkanlarla devam etmeyeceğiz” diyerek açıklıyor.

  • Örneği var mı?
  • Var. 

Daha önce Başbakan Orta Anadolu illerini topladı. Toplantıya Kırıkkale damgasını vurdu. 

Belediye oyları %11 civarı çıkıyor. 

Başbakan bu durumu fecaat olarak nitelendirdi. Bunun bedelini yörenin siyasileri bir şekilde muhakkak ödeyecektir.

Benzer bir durum Maraş içinde geçerli.

Maraş’ın oy oranlarından başbakan memnun olmadığını Belediye başkanının kendisine söyledi.

Konya’da durum ne?

Bunu da gelecek hafta oy oranlarıyla birlikte açıklayalım.

MİLLETVEKİLİ OLMAK

Milletvekilleri bir eli yağda bir eli balda değildir. Çoğu zaman aldığı para kendisine yetmez.

Yan gelip yatıp keyfine bakmaz. Çoğu zaman sabahlara kadar çalışır sonra ertesi gün yine erkenden meclise gelir.

Mecliste geleninden gideninden, ilinde siyasi çalışmalardan, komisyon çalışmalarından, genel merkez görevlerinden başını alamaz.

İcraat yapılırsa hükümet yaptı olur. Eksik kalanları milletvekilleri becerememiştir.

Vekil Ankara’da çözer, belediye başkanı Konya’da övünür.

Milletvekili maaş almaz. Ödenek alır.

Emekli maaşıyla birlikte almaz maaşını, emeklilik zamanı geldiğinde emekli olur. Emekli maaşını o zaman hak eder.

Herkes zengin zanneder, bütün hesapları o öder.

İşi olmadığı halde, talepleri yerine getirirse kıyak adam olur, yapamazsa beceriksiz olur.

Selam verirse başarılı, dağlınsa “ne biçim adam” olur.

Her çağırılan yere giderse “sürekli ortada”, gitmezse “burnu havada” olur.

Telefon kulağına yapışık olur. Özel anı olmaz. Dinlenmesi gerekmez, her aradığında açması gerekir, açmazsa ukala olur.

Kamber muamelesi yapılır, her düğüne, her cenazeye gitmesi gerekir. Gidemezse halktan uzak, anlayışsız olur.

Gençlerin hepsine iş bulmalı, hatta kız istemelidir. Geniş gönüllüyse ev eşyasını da alıvermelidir.

Çoğu zaman çocuğunun nasıl büyüdüğünü göremez.

Evine gidemez, her toplantıya gitmelidir.

Kısacası vekil olmak zor,  ama seçilmek daha zor iş…