Başımıza gelen musibetler az bile!

Seyfullah Koyuncu
Hayvancılıkla uğraşan üretici bir arkadaşımın dün sabah saatlerinde attığı mesajla yazıma başlamak istiyorum.
                    
“Yem baronlarına neden müdahale edilmiyor? Karkas et biraz yükselmeye başladığında ithal hayvan, ithal karkas getiriliyor ve fiyatlar dengelenmeye çalışılıyor. Neden yem, saman, yonca gibi ürünlerde aynı mantıkla hareket edilmiyor? Tarım ve Orman Bakanlığı’nın derdimize ortak olması ve bu sıkıntıya bir çözüm üretmesi gerekiyor. Bu rantçılar yüzünden hepimiz zarar görüyoruz.”
 
Arkadaşımın bu haklı isyanıyla ilgili olarak geçtiğimiz günlerde de bir haber yapmıştık.
 
Konya DSYB Başkanı Edip Yıldız, sektörle alakalı olmayan bazı firma ve şahısların saman ve balya stoku yaptıkları ve ileriki zamanlarlar da piyasaya fahiş fiyatlar ile sürmeye hazırlandıklarını söylemişti.
 
İddialar vahim.
 
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin bu konuya acilen müdahale etmesi gerekiyor. Tanıdığım birçok üretici sektörden yavaş yavaş çekilmeye başladı. Ve hepsinin son zamanlarda dillendirdiği konu yem fiyatları…
 
Eğer böyle devam edilirse, Türkiye hayvancılıkta geçmişte yaşadığı arz sıkıntısına düşecek. Yine rotayı anguslara çevirecek…
 
Pandemi süreci ile birlikte turizm, düğün ve lokanta sektörünün nerede ise durma noktasına gelmesi, bunun sonucunda da et kullanımının azalması zaten üreticiyi zor durumda bırakmış ve işten el çekmeye yöneltmişti.
 
Et ve süt fiyatlarındaki durgunluğun yanında saman ve yem fiyatlarının aşırı yükselmesi de üreticileri bir kat daha mağdur etti.
 
Üreticilerden aldığım bilgilere göre; üretim maliyetleri son 9 ayda %36,1 artış göstermiş. Bir önceki yılın hasat dönemine göre mısır silajı %28,6, kuru yonca %55,5, buğday samanı % 40 ve 19 HP süt yemi %35 oranın da artış göstermiş durumda. Et ve süt fiyatlarında ise artış yok.
 
Bir vatandaş olarak et ve süt fiyatlarında artış olmasını elbette istemeyiz. Hatta fiyatlar bence daha da düşmeli. Ama bir şartla. Üreticinin de maliyeti düşmeli ki ekonomik anlamda ülkemizin tarım ve hayvancılığı sürdürülebilir olsun.
 
Üreticilerin Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan bir isteği daha var; Bakanlığın üretimi şekillendirecek ve teşvik edecek tarım ve hayvancılık desteklemelerini üretim dönemi sonunda değil, üretim döneminin başında ve en az 3 yıllık olarak açıklamasını istiyorlar.
 
İnşallah Tarım ve Orman Bakanlığı, değerli üreticilerimizin sesini duyar.
 
ALO RTÜK MÜ?
 
Televizyonun yaptığı yıkımı hiçbir şey yapmadı bu ülkede!
 
ATV ekranlarında Esra Erol'un programında bir kadın, çocuğunun, kendisinden 28 yaş büyük komşusundan olduğunu öğrenince sevinç gösterisinde bulundu.
 
Kocasının gözüne baka baka sevinç çığlıkları atan ahlaksız kadın "Ben biliyordum zaten. Şükür elhamdülillah diyorum" ifadeleriyle sevindiğini söyledi.
 
E yuh artık! Çüşş hatta!
 
Yapımda ve yayında emeği geçen herkes bu rezilliğin bir parçası.
 
Bunlara birilerinin dur demesi gerekiyor artık!
 
Sur’a üflettirmeyen Allah, bizi bu aşağılık olaylarla süründürüyor. Ahlaksızlık, çürümüşlük, yozlaşma, ne ararsan var. Resmen uyuşturuluyoruz.
 
Başımıza gelen musibetler az bile. Başımıza taş yağmadığına şükredelim.
 
Ne yazık ki toplumumuz yozlaşmışlıkta her gün yeni bir çığır açıyor. Esra Erol gibi programlar da yozlaşmış bu hayatları yayınlayarak halkın bilinçaltına girip bir nevi bu yaşam tarzlarını normalleştiriyor.
 
Artık böyle şeyler herkese çok normal geliyor.
 
Esra Erol bir de şakkadanak DNA sonucu açıklıyor canlı yayında. Tüylerim diken diken oldu. Loto sonucu açıklar gibi DNA sonucu açıklanmasına kimse müdahale etmeyecek mi?
 
Gayrı meşru ilişkiden meydana gelen çocuk, ileriki yıllarda bu görüntüleri izleyince nasıl bir haleti ruhiyeye bürünecek? Ya da çocuğun böylesi bir travma ile nasıl bir birey olmasını bekliyoruz?
 
Yeni seri katiller, yeni sapıklar, yeni suç makineleri hep böyle temellerin üzerine inşaa edilen bireylerden çıkıyor. Bunu da bir kenara not etmek lazım.
 
Sosyal medyada gelen tepkiler üzerine RTÜK geç de olsa soruşturma başlattı. ATV'de yaşanan Esra Erol rezilliğini Aile Bakanlığı da acilen ele almalı ve gereği yapılmalıdır.
 
Aileyi korumak, ahlâk ve namusu korumakla başlar.