Batının belleği Müslüman düşmanlığı

Ali Kaya

  2005 yılında İspanya Başbakanı Zapatero’nun teklifi ve Sayın Erdoğan’ın destekleyerek hayata geçirdikleri Medeniyetler İttifakı BM genel sekreterinin de desteği ile artık bu gün Kırgızistan’ın da katılımı ile 141 ülkenin desteklediği bir forum olarak çalışmalarına devam etmektedir.Medeniyetler İttifakının  amacı Müslüman ülkeler ile Batılı ülkelerin arasında kutuplaşmaları güvensizlik ve şüpheleri gidererek  ve bunların neticesinde istismarları önleyerek ,  İslamofobi gibi batının korkularından kurtulması, uluslararası terörizmi önleyerek medeniyetler arasındaki kültürel işbirliğini sağlamak ve bunun neticesinde   Uluslar arası güven ve  istikrarın tesisini sağlamaktır dese de hala amacından uzak gözükmektedir.

Geçtiğimiz nisan ayında  Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de gerçekleştirilen  ve  141 ülkenin desteklediği  7. BM Medeniyetler İttifakı   forumunda  ülkemizi temsilen katılan Cumhurbaşkanımız sayın Erdoğan’ın ‘’İttifakın amaçlarından hala çok uzağız’’ diyerek altını çizdiği konuşmada Terör vurgusu ve teröre ortam hazırlayan faktörlerin güven ve işbirliği ile nasıl  üstesinden gelinebileceğini belirttiği konuşmasında ittifakın  bizim ve dünya devletleri için son derece önemli işleri başarabileceğini işaret etmiştir.

Ancak gelin görün ki bu amaçtan oldukça uzak olduğumuz gerçeği geçtiğimiz günler de İstanbul’da düzenlenen Dünya İnsani Zirvesinde de bir kez daha karşımıza çıkmıştır.  Bu gün dünya üzerinde milyonlarca insan tepelerinde patlayan bombalar yüzünden evlerini ve yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda bırakılmıştır.

Milyonlarca insanın evlerini   ve ülkelerini terk etmesi ve hayatlarını kaybedenlerin sayılarının yüz binleri bulması özellikle Batılı devletlerin olaya insani açıdan bakmak yerine hala kendi çıkarları doğrultusunda bir yol izlemeleri zirvenin  sonuç bildirgesinde bir kez daha göstermiştir. Ülkemizin imza koymadığı sonuç bildirgesinde insani sorunlara çare bulunmasının  ötesinde Batılı devletlerin oyunlarını rahat oynayabileceği bir sonuç bildirgesi olarak kapanmıştır.

Neden böyle bir sonuç olduğu herkesin malumu , ölen mülteci durumuna düşen Müslümanlar olması sebebiyle batının karar vermede ve insani yardım yapmada  isteksiz olmasıdır. Avrupa Birliğinin Suriyeli misafirlerimize,  Türkiye olarak yaptığımız insani yardımlara destek olarak söz verdiği parayı hala göndermemesi ve  Avrupa’nın bu yardımı şarta bağlaması hala tarihten beridir belleğinde gizlediği İslam düşmanlığının ekonomik boyutudur.

Ölenler Müslüman değil de Hristiyan olsa idi veya nesli tükenmekte olan bir balina olsa idi o zaman batının meziyetlerini yani kampanyalarını acil çağrısı ile görmeye başlardık. Size bir anımı paylaşacağım Ağcanın Papaya silahlı saldırı yaptığı yıllarda  Almanya’da  işçi olarak çalışan bir babanın 7-8 yaşlarındaki bir çocuğu olarak Almanyada yaşıyorken,  bir arkadaşım ile  okuldan eve dönerken  babam yaşındaki bir Alman tarafından saldırıya uğradık ve ben adamın  elinden kurtuldum ancak arkadaşım kurtulamadı ben 100 - 150 metre kadar  uzaklaşınca geriye  bir baktım Alman adam sanki kendi yaşıtı biriyle kavga eder gibi arkadaşımı dövüyordu , suçumuz neydi  biliyormusunuz ? 

Elhamdülilah MÜSLÜMAN TÜRK olmak çocukta olsak biz  Müslüman’dık ve müslüman olduğumuz için bizden nefret  ediyorlardı ,  o Alman  tarihten beridir hafızalarına işlenen Müslüman düşmanlığı ile arkadaşımı hastanelik etmişti.Batının bize şartlı dayatmalarının temelinde hep belleklerine işlenmiş Müslüman düşmanlığı yatar.

 SAYGILARIMLA