BEKLENTİLER VE LİSTENİN AĞABEYLERİ…

Murat Can

Konya adeta altın çağını yaşıyor. Sayın Başbakan’ın Konya Milletvekili olmasıyla birlikte ciddi bir sıçrama yakaladı ve daha yakalayacak… 
Özellikle programa alınan yatırım planlarıyla birlikte sanayi ve ticaretin kalbi konumuna yükselirken öte yandan ulaşımda da bir kavşak haline gelecek. En son aldığımız haber Ulaştırma Bakanlığı’nın Konya’da yapılacak raylı sistem projelerini üstlenmesi. Böylelikle artık Konya’nın şehir merkezinde de ulaşım sıkıntısına neşter vurulmuş olacak. 
Aslında 2002’den bu yana baktığınızda Konya Ak Parti hükümetlerinden ciddi anlamda yatırım alan bir şehir. 
Bundan 13 yıl önce bir gazeteciye yahut yoldan geçen vatandaşa kalem verip bize Konya’nın en önemli sorunlarını yaz deseniz, en popülerinden beş madde yazar verirdi. Sonraki süreçte Ak Parti Hükümetleri bu sorunlara hızla çözüm getirdi. O günlerden geriye pek bir sorun kalmadı. Hatta fazlasını yaptı merkezi hükümet. 
Bunlardan en önemlisi çeşmelerden akan suların içilebilmesi mesela... DSİ’nin üstlendiği projeyle kısa zaman sonra artık Konya, çeşmesinden akan suyu gönül rahatlığıyla içebilecek. Hatta Sayın Belediye Başkanı protokolü oyalanmadan imzalasa 2 sene önce çeşmeden su akıyor olacaktı. Ancak maalesef her zamanki bananeci tavrıyla protokolü bir türlü imzalamaya gidemeyince iş epey gecikti. 
Sadece su mu? Bakın Konya güzel bir stat sahibi oldu. 
Pek çok kişi stadın Büyükşehir’in eseri olduğunu sanıyor. Ancak aslında gerçek, proje maliyetinin Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından üstlenildiğidir. 
Daha doğrusu stat yapılması karşılığında mevcut stat arazisi Büyükşehir’e verilmiştir. Her ne kadar proje iki kere ihale edilse ve birkaç defa revizyondan geçirilse de Konya Ak Parti Hükümetinin inisiyatif almasıyla bir esere daha kavuşmuştur. 
Sadece bunlar değil elbette. Hızlı tren başlı başına büyük bir gurur kaynağıdır. Konya’ya müthiş bir ivme kazandırmış ve Konya’nın motivasyonunu yükseltmiş, turizme ciddi katkılar sunmuştur. 
Yapılacak şeyler bitti mi? 
Elbette hayır. Konya’yı bir lojistik üssüne dönüştürmek ve ihracatın yıldızı yapmak adına ve Kobilerin markalaşması ve yurt dışına açılmasını sağlamak adına adımlar atmak gerekiyor. 
Bu hedefler açısından Ziya Altunyaldız’ın ciddi projeleri olduğunu bizzat kendisinden dinledim. Ziya Bey’in bu açıdan bir şans olduğunu düşünüyorum. Öyle görünüyor ki Ziya Altunyaldız Konya ekonomisinin ağabeyi olacak. Umudum sadece ağabeyi olmaması aktif görevlerle bu çalışmanın taçlandırılması. 
Yapacağı mutfak çalışmalarıyla birlikte Sayın Davutoğlu’ndan alınacak güçle Konya sanayisi ve ekonomisinin ciddi atılımlara gebe olacağından hiçbir kuşkum yok. 
Ak Parti tarımında başkenti. Ancak uzun süredir hükümette bu anlamda gündeme maalesef gelmiyor. Sami Güçlü Hoca’ya bakanlık verilmesiyle umutlanan Konya tarım ekonomisi maalesef yaşanan hayal kırıklığını uzun süredir üzerinden atamadı. 
Ancak bu talihte bu seçimlerle birlikte kırılacak diye düşünüyorum. Bu çerçevede Uğur Kaleli’den ciddi icraatlar bekliyorum. Sadece ben mi? Elbette hayır. Konya kamuoyu da aynı beklenti içinde.
Nitekim benim Uğur Kaleli’nin Konya tarım ekonomisi açısından ciddi işler başaracağına inancım tam. Uğur Kaleli bir defa tarımın alaylısı... Tarlayı eken çiftçiyi de, makinayı yapan makinacıyı da, mahsulü alan tüccarı da yakından tanıyor. Konya’nın tarım sorunlarını ve bu sorunların çözümünün her aşamasında yer alacak deneyim ve bilgiye sahip. 
Bu iki ismin meclise gitmesiyle Konya sanayi ve tarımla ilgili ivme kazanacaktır düşüncesindeyim.
Peki, bu kadar donanımlı adaylardan Konya bakan çıkartır mı? Bunun cevabını Perşembe günü verelim… 

 

HADDİMİZİ ÖĞRETENEDE BAK… 

Adam yazmış, “bilmem kim olarak beni eleştirmen senin haddine mi!”
Öyle ya! Muhteşem yeteneklerin ve Türkiye’de eşine az rastlanılır özelliklerinle toplumda hemen fark edilip bulunduğu makama oturtulmuş bir kişiyi eleştirmek ne haddimize… 
Ancak sizin gibi birinci sınıf vatandaşların tren garında çalışan gariban işçinin kafasına çanta fırlatmak haddinize… 
Ya da, medeni bir şekilde görevini yapan, ayda 1000 TL maaşla evine ekmek götürmeye çalışan, çocuğunun mamasının ve sütünün parasını ayırdıktan sonra kirasını ödeyen gariban güvenlik görevlisi yine sizin çocuğunuzu düşünerek gerekli uyarıyı yaptı diye önce adamı tartaklamak sonra koşa koşa gidip rektöre “bu adam işten atılacak” diye baskı yapmak sizin haddinize… 
Neden sizin haddinize? 
Çünkü siz üstün insanlara hizmet etmek için var olmuş gariban demiryolları personeli konforunuz için gerekli özeni göstermedi, gerekirse siz geleceksiniz diye treni durdurması gerektiğini yada bilet yoksa bile bütün yolcuları indirme pahasına size bir yer ayarlama hassasiyetini göstermesi gerekirdi. 
Neden sizin haddinize?
Çünkü sizin çocuğunuz diğer çocuklarda daha üstün olduğu için sizin haddinize… 
Çünkü siz “siz benim kim olduğumu biliyor musunuz?” cümlesini kullanabildiğiniz için sizin haddinize… 
Bu yazıyı daha çok uzatabilirim. Ancak muhatabıma şunu söylemek istiyorum. Kurum yada kişilerden gücümü alan birisi değilim. Sizin aksinize bana değer katan işgal ettiğim yerler değil bizzat kendi şahsiyetimdir. Bu ülke vatandaşı olarak hak etmediği yerde olan herkesi eleştirecek gücüm cesaretim ve basiretim vardır hamdolsun. Yüreğimiz öyle parmağını sallayarak konuşan her kişiye eyvallah demeyecek kadar geniştir.