Konyaspor Beşiktaş karşısında oyunu kontrol eden taraftı. Beşiktaş öncelikli olarak savunmayı düşündü. Oyunu hiç riske etmedi. Topun arkasına geçip "denk getirirsek atarız" mantığıyla oynadı.
Konyaspor sağdan Jin - Ho Jo ile oyun kurmaya çalıştı. Savunma tandeminin sağından oyun kurarken kanat beklerini öne atıp açık gibi kullandı. Böylelikle Muleka'yı Umut'un yanına sokup ileride kalabalık olmaya çalıştı.Top rakipteyken ise dörtlü savunma ile rakibini karşıladı.
Oyun hakimiyeti Konyaspor'dayken Beşiktaş'ın aradığı fırsat kornerden Ndidi ile geldi. Pazartesi akşamı yaptığımız televizyon programında Spor yorumcusu arkadaşım Mehmet Canlı Konyaspor'un kısa bir takım olduğuna Jevtoviç'in sakatlığı ile daha da kısaldığına dikkat çekip Konyaspor'un yüksek toplarda sıkıntı yaşayabileceğini belirtmişti ve maalesef haklı çıktı.
Programda Halil Yılmazer "kalede kim olmalı?" sorusunu yönelttiğinde ben de Mehmet de Deniz'in tam olarak güven vermediğini bu tür maçlarda tecrübeden yana tercihte bulunmanın yani Bahadır tercihinin daha doğru olacağını söylemiştik. Bu konudaki endişemizde da maalesef haklı çıktık. 66.dakikaya kadar korner golü pozisyona giremeyen Beşiktaş maçta bulduğu ilk pozisyonu gole çeviremese de hemen beş altı dakika sonra Deniz'in hatasından ikinci golü buldu.
Hocanın bence maç içinde tek hatası Pedrinho yerine ilk önce Melih İbrahimoğlu'nu oyundan çıkarmasıydı. Tunahan'ı oyuna alması doğruydu. Tunahan bireysel kabiliyeti ile rakip savunma dengesini bozabilirdi. Birkaç girişimi oldu ancak yeterli gelmedi. Zaten ikinci gol takımı da demoralize etti.
Melih Bostan ve Stefanescu hamleleri de sonuç vermedi. Mevcut oyuncu kalitesi ile bu kadar. İyi kapanan bir takımı açmak için daha kaliteli ayaklara ihtiyaç var.
Bu sebeple tribünlerden yükselen Recep Hoca'ya yönelik istifa seslerini bu maç özelinde haklı bulmadım. Bireysel hatalar sonucu belirledi. Recep Hoca'nın mevcut opsiyonlar içinde çok fazla yapabileceği bir şey yoktu.