Bilgili olun ama çok bilmiş olmayın!

İshak Orhan
Bilgili olun ama lütfen çok bilmiş olmayın. Yani bilgiçlik taslamayın!
 
Değerli kardeşlerim.
 
Bir toplulukta bir kişi konuşurken hemen sözü ele alan ve ağzına geleni söyleyen, susmayan bir kişi varsa, işte o kişi en sevilmeyen kişidir. Mesela;
 
Bir kişi sigara içiyor, o kişi hemen sigaranın zararlarından konuşmaya başlar ve sigara içen kişinin günde 1 paket yerine 2 paket sigara içmesine sebep olur.
 
Yine, kilolu birisi varsa ona hemen neler yapacağından söz açar ve o kişinin iyice moralini bozar, yeme dediklerini ısrarla yemeye başlar.
 
Kendilerine sorulmadığı halde, bu ve benzeri konuşmaları yapan kişiler çok bilmiş kişilerdir. Ancak o konularda sizin fikriniz sorulursa konuşun, değilse susun. Böylece insan gibi davranmış olursunuz. Değilse hem o kişilerin hem de o toplulukta bulunanların nefretini kazanırsınız.
 
Çocuğu olmayan birisine hemen konuşmaya başlarlar. Şu doktora gittin mi, şunu bunu yaptın mı, vb. Sana ne kardeşim. O kişi zaten neyin ne olduğunu biliyor. Bilmiyorsa sana sorar zaten. Gönlü kırık. Bir de sen niye gönlünü kırıyorsun?
 
Veya bazıları hemen ilk karşılaşmalarında ve tanışmalarında kaç çocuğunuz var diye sorarlar? Haydi çocuğu yok veya olmuyorsa, işte bu durumda yıkılırlar. Onları yıkmaya ne hakkınız var?
İşte bütün bunlar da kul hakkıdır. Lütfen dikkatli olalım.
 
Ancak birisi gelir de evinizin içinde sigara içecek olursa, ona balkonu gösterebilirsiniz. Bu kabalık değil. Onun sigarasından siz de zarar göreceğiniz için o kişiyi uyarmak sizin hakkınız. Böyle durumda sizi seven kişi size gücenmeyecektir. Gücenirse o kişi zaten dost değildir. Dost sizin yanınızda kapalı yerde sigara içmeyen kişidir. 
 
Sözü uzatmak istemiyorum. Lütfen kendinizi bir şey sanmayın. Ve sizden bir şey talep edilmeden konuşmayın.
 
BALIKLAR UÇMAYA, KUŞLAR DA YÜZMEYE ZORLANIRSA DÜNYA YAŞANMAZ BİR YER HALİNE GELİR.
 
"Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bayan müfettiş, bir okulu teftiş etmek için görevlendirilir.
 
Müfettiş okula gitmek için yola koyulur ancak yolda arabası hararet yapar ve aracı çalışmaz. Oradan geçen bir çocuk araca doğru yanaşarak yardıma ihtiyacının olup olmadığını sorar.
 
Müfettiş: Araçlardan anlar mısın?
Çocuk: Babam tamircidir ben de bazen ona yardım ederim.
Arabanın motoruna bir bakış attıktan sonra, alet-edevat çantasını ister.
 
Çocuk birkaç dakika uğraştıktan sonra, müfettişten aracı çalıştırmasını rica eder. Bu arada müfettiş bütün bu olanları dehşet içerisinde izler. Araç tekrardan hareket etmeye başlar! Çocuğa teşekkür eder ve bu saatte neden okulda olmadığını sorar.
 
Çocuk: Bugün okulumuza müfettiş gelecekmiş ve öğretmenin dediğine göre benim sınıfın en tembel öğrencisi olmamdan dolayı evde kalmam gerekiyormuş.
 
Fikir: Yetenekler böyle bitirilir. Zeka ve üreticilik sadece dersi anlamak ile alakalı bir şey değildir. Her şahsı, yeteneklerini ortaya çıkarabilmek için uygun ortama koymak gerekir. Aptallık diye birşey yoktur, sadece farklı yollar vardır...
 
Daha fazla yoruma gerek var mı sizce?
 
Lütfen çocuklarımıza aptal muamelesi yapmayalım. Yeteneklerini keşfederek onları en güzel şekilde yetiştirelim. Hem onlar hem de ülkemiz mutlu olsun.