Bir 15 Temmuz daha geçti…

Macit Uluçamlıbel

15 Temmuz’un hemen ardından birkaç gün sonra sosyal medya hesabımdan yazmışım aşağıdaki satırları… Sanat sepet tayfanın o zaman ki duruşu da milletin yanı değilmiş yani.

Sorsan halkçılar, halk için iyi şeyler isterler, mücadeleyi halk için yaparlar ama halkın çoğunluğunun oy verdiği iktidara karşılar, iktidara oy veren çoğunluk halkı da halktan saymıyorlar… Durum bu… O zaman da ben bunları yazarak kendimize kızmışım aslında;

“Bu Darbe girişiminden çıkarmamız gereken derslerden biriside bizlerin, yaptıkları müziği dinlediğimiz, dizilerini ve filmlerini izleyerek prim yaptırdığımız, kitaplarını okuduğumuz kendilerini sanatçı ve aydın diye niteleyen ve AK Parti iktidara geldiği günden beri çeşitli bahanelerle iktidarı suçlayan ve halkın seçtiği iktidara karşı her eylemde gerek bedenen gerek attıkları imzalarla en ön saflarda yer alan ve halkı küçümsemekten geri durmayarak sürekli kendilerini fikir önderi olarak göstermeye çalışan güruh darbe girişiminden beri kayıp... demek ki neymiş?? Dertleri insan hakları özgürlükler demokrasi o şu bu değilmiş... Çünkü bunları dert edinenler cuma gecesinden beri sokaklarda... ve bu güruhtan ses yok... Bu durumu not edin... Biz Özgürlükler için Demokrasi için geleceğimiz için meydanlarda olmaya devam edeceğiz...”

Yine kendimize kızmamız lazım… Adamların kadınların ne oldukları belli… Biz hala onları baş tacı edeceğiz diye uğraşıyoruz.

15 Temmuz’un yıl dönümünde örgüte para sağlayan firmalara operasyon yapıyoruz. On yıl olmuş hala bunlara finans sağlayan var. Onlar sayesinde bu hale geldim canları sağ olsun diyecek kadar da bağlılar hala. Allah kahretsin bunların hepsini…

Sabahat Akkiraz’ın enteresan cümlesini gördünüz mü?

“Saflarımız netleşti: Bir taraf Cumhuriyet diğer taraf ümmet. Atatürk ve Hz. Ali’nin gösterdiği yolda yürürüm.”

Nasıl ama iyi mi?

Hz. Ali’nin gösterdiği yol ne ola ki? Ümmetin halifesi Peygamberimizin hem amcasının oğlu hem ilk yol arkadaşlarından İslam için İslam ümmeti için savaşlarda en ön safta kılıç sallayan büyük halifenin gösterdiği yol ne acaba?

Hayatı boyunca peygamberin yanından ayrılmayan beş vakit namazını peygamberin ardında kılan, sonrasında sırasıyla Hz. Ebubekir’le, Hz. Ömer’le, Hz. Osman’la beş vakit saf tutan daha sonra kendisi imam olan ümmete önderlik eden Hz. Ali’nin yaşantısından neyi örnek aldılar acaba?

Sıkıştıkları yerde Atatürk deyip sıyrılıyorlar… Sıkıştıkları yerde Hz. Ali deyip kıvırıyorlar… Yahu siz bu karşı tarafa koyduğunuz ümmetin Hz. Ali’yi ve onun evlatlarını ne kadar sevdiğini tahayyül bile edemezsiniz. Bırakın artık bu ayrıştırıcı dili.