Bir Annelik Mucizesi

Gökhan Darılmaz

Fedakârlık ve karşılıksız sevgiyi tanımlayan en güzel sözcük şüphesiz ki annedir…

Değeri ve önemini belirtirken tüm kelimelerin yetersiz kaldığı annelik, eşsiz olmasının yanında bir o kadar da zor bir görev.

Ancak yüce Yaradan annelere öylesine ayrıcalıklı meziyetler vermiş ki…

 Taşıdıkları sorumluluğun tüm meşakkatine rağmen, kimi durumlarda erkekleri kıskandırıp özendirerek hatta “Keşke bu duyguyu bende tadabilseydim” dedirtecek kadar tarifsiz yetilerle donatmış.

 Böylesi değerli armağanların en başta geleni ise emzirmedir.

Bir bayana sunulmuş tarifsiz bir hediye olan anneliğin en naif kısmı bebeğini doyurma anıdır. Yeryüzünün tüm ressamları toplansa dahi bir annenin kucağındaki yavrusuna süt verirken gözlerinde oluşan şefkati eserlerine yansıtmayı başaramazlar.

Oldukça önemli olan böylesi bir konunun daha da vurgulandığı bir haftayı yaşıyoruz. Emzirme Haftası münasebetiyle de Beyhekim Devlet Hastanesi Çocuk Doktorlarımızdan Uzm. Dr. Sadiye Sert konuyla ilgili bilgilerini bizlere aktaracak. Hocamıza değerli paylaşımları için teşekkür ederken, anneliğin ve annelerin kıymetini bilen nesiller yetiştirmemiz  dileğiyle.

  Hayırlı İşlerinizde Başarılar Diliyorum.

“Anne sütünün ve emzirmenin önemini aktarmak en önemlisi dikkat çekmek için Dünya Sağlık Örgütü bünyesinde 1-7 Ekim tarihleri arasında kutlanan Dünya Emzirme Haftasındayız.

İnancımızın da büyük bir itina gösterdiği, Kur’an-ı Kerimde altı yerde geçen ve Peygamber Efendimizin birçok hadisi şerifinde üzerinde önemle durduğu bir konu emzirme.

Gerçi üzülerek hatırlatmak isterim ki bir dönem ülkemizde sırf mama satışlarının arttırılması için yanlıca anne sütünün yetersiz kaldığı ve bebeklere mama takviyesinin verilmesi gerektiği görüşü hakimdi.

Buna inanan milyonlarca anne de bebeğini böylesi değerli bir armağandan mahrum bıraktı. O yıllardaki bebek hastalık ve bebek ölüm sayılarına baktığımızda bile anne sütünün faydasını anlayabiliriz.

Günümüzde yapılan birçok araştırma da anne sütünün önemini gözler önüne seriyor.

Gerçi, bir parça aklını kullanabilen herkes anne sütünün bebek için önemini anlayabilir.

Nede olsa anneyle evladı arasında ilk bağ olan göbek kordonunun doğumla birlikte kesilmesiyle yerini yeni bir bağ olan emzirme almaktadır.

Bebeğin ağzına sütün damlamasıyla birlikte ise ömür boyu asla kopmayacak bağlılığın adımları atılmaktadır.

Sorulduğunda neredeyse tüm annelerin ilk emzirme anında yaşadığı mutluluğu yıllar sonra bile hatırladığını görüyoruz.

Manevi bir iklimin anne ve çocukla birleştiği böylesi anların bebeğin sağlığı açısından da büyük önem taşıyor. Çünkü en başta anne sütü dünyaya gözlerini açan minik yavru için özel olarak, tamamen onun ihtiyaçlarına yönelik hazırlanmıştır.

Ayrıca bebeğin ilk aşısı olan ağız sütüyle minik yavrunun tüm bağırsağı immunglobilin A denilen bağışıklık maddesi ile  baştan sona kaplanıyor. Kolostrum adı da verilen bu ilk süt  bebeği enfeksiyonlardan koruyucu öğeler (immünglobülin A, akyuvarlar ve diğer maddeler), A vitamini ve  çinko içeriyor. Sarılığa karşı etkili ve dış ortamlardan gelecek mikroplara karşı bebeği koruyor.

Kolostorumdan sonraki 10 gün boyunca da yağ, laktoz ve toplam kalori içeriği artan geçiş sütü salgılanmaktadır.

Unutmayalım ki  anne sütü yeni doğan bebek için doğal, taze ve en ideal besindir. Her zaman temiz ve mikropsuz olup kolaylıkla sindirilir. Anne sütü daima hazırdır; ekonomiktir, özel harcama gerektirmez. Sentetik hormon içermez tamamen doğaldır.

Üstelik bebeğin sadece karnını doyurup kilo almasını sağlamaz. Yavrunuzun uzun dönemde bakteriyel menenjite, kulak iltihabına, solunum yolu enfeksiyonlara bazı lenfoma türlerine, şeker hastalığına, astım ve alerjik hastalıklara yatkınlığını azaltır. Ayrıca ishale karşı korur, bebeğin diş sağlığını güçlendirir, reflü riskini azaltır, çok iyi bir ağrı kesicidir.

Buna karşın mamayla beslenme daha düşük zeka seviyesiyle bağlantılıdır. Alerji ve “ani bebek ölüm sendromu” riskini artırabilir.

Tüm bu olumlu yönlerinin yanında emzirme annenin doğum sonrası rahminin hızlıca küçülüp eski boyutuna dönmesine, kanamasının azalmasına uzun dönemde ise daldığı kiloları geri vermesine ve meme kanseri ve yumurtalık kanserinden korunmasına yardımcı olur.       Emzirme süreci kesinlikle ihmal edilmemesi gereken bir konudur. Bugün dünyada her sene bir milyondan fazla çocuğun anne sütü ile beslenemediği için ishal, solunum yolları ve diğer enfeksiyonlardan ölmektedir .

Tüm bu verileri değerlendiren Sağlık Bakanlığımızda ilk altı ay yalnızca anne sütünün verilmesine yönelik olarak kamu spotu hazırladı.

Yine Bakanlığımızın ‘Anne Sütünün Teşviki ve Bebek Dostu Hastaneler’ programı sayesinde ilk 6 ay sadece anne sütü emziren anne oranı 2003’de yüzde 30 iken, günümüzde bu oran yüzde 50’lere yaklaşmıştır.

Bizde Beyhekim Devlet Hastanesi olarak “Bebek dostu Hastane” olmaya büyük önem veriyoruz. Gerek doğum yapan annelerimize gerekse hamile bayanlarımıza anne sütünün önemi ve doğru emzirmeye yönelik eğitimlerimiz var.

Yeterli anne sütüyle beslenen bilinçli nesillerde bir parça payımız olabilirse ne mutlu bizlere…”