Bir Zamanlar İş ve İşçi Bulma Kurumu Vardı (5)

Ömer Tokgöz

“Bir Zamanlar İş ve İşçi Bulma Kurumu Vardı” başlıklı yazılarım yoğun ilgi alaka gördü. İİBK tarihine girizgâh yapınca sözün dönüp dolaşacağı yer İŞKUR olacaktır. Bendeniz kamu hizmetinde yaklaşık 11 yıl İİBK, 23 yıl İİBK’nun devamı olan İŞKUR’da olmak üzere toplam 34 yıl hizmet verdim. Kurumda ilk siyasal bilgiler, hukuk, iktisat, işletme fakültesi bitirmiş memur personel olarak yazılı ve sözlü sınavla işe başladım. 1989 yılından 2000’li yılların başına kadar Ankara’da tüm projelerde uzman olarak çalıştım. Bu süreçte kurum hizmetlerinin tüm tarihçesini İİBK kütüphanesinde a’ dan z’ye inceledim. İstihdam hizmetlerinin dönüm noktalarını 1946 yılından 2000’li yıllara kadar araştırdım. 1990’lı yıllarda başlatılan Almanya projesi ve Dünya Bankası projesi ile yürütülen İİBK’dan İŞKUR’a geçiş sürecinde yaşanan dönüşümde ve re-organizasyon sürecinde rol almış biriyim.

2000’li yıllarda ise reorganizasyon çalışmalarına Konya’dan katıldım. Toplam kalite yönetimi (TKY) felsefesinin kuruma kazandırılması, İş Arama becerilerinin adaptasyonu, Toplum Yararına çalışma projesi, Tanınırlık ve görünürlük, Meslek Seçiminin Hayatımızdaki Önemi seminerlerinin geliştirilmesi, Bölge çalışma müdürlüklerinin kuruma adaptasyonu çalışmaları yaptım. Özellikle toplam kalite felsefesinin kurumda uygulanabilirliği noktasında taşrada ilk rapor yazan kişiyim. (https://www.yenihaberden.com/bir-zamanlar-is-ve-isci-bulma-kurumu-vardi-1-15927yy.htm)

Genel Müdürlüğümüzün tensipleri ve İl Müdürümüz Rıfat Çetinkaya'nın takdirleri ile TKY uygulamasını belge almış olan Sanayi Ticaret İl Müdürlüğünde yerinde araştırdım. TKY teorik ve pratik düzlemde İŞKUR’da uygulanabilir/sürdürülebilir önerisini ilk defa raporlaştırdım. Zaten TKY felsefesini 1990’ lı yıllardan beri tanıyan ve izleyen biriydim. Aydın Söke’de kurum personeline hizmet içi eğitim veren sanayide eğitim şube müdürü ve bazı köşe taşı eğitimcilere derslerde bu konuda parantez açtım. Toplam kalite odaklı yönetim felsefesinin temel taşlarını söylediğimde bazı eğitimcilerin adeta sigortaları atmıştı. Sonra uydum kalabalığa deyip toplam kalitenin herkesten fazla savunucusu hatta bazıları eğitici/denetici bile oldular. Kalite konusunun ciddiyetini kavrayan çok az kişiden birisi kurum personeline kalite eğitimleri verdiğimiz Mahmut Yılmaz hocam olmuştu. Sohbetlerimizde kalite belgesi alma işi tamam da ondan sonra zihniyet dönüşümü ve performans olarak ne yapacağız diyen nadir eğiticilerdendi.

Bu bağlamda TKY eğitimlerinde kurumun efsane hizmet içi eğitim hocası Mahmut Yılmaz ile yollara düştük. Ege bölgesinde Afyon, Aydın ve İzmir’de TKY felsefesi eğitimleri verdik. Bendeniz hem TSE kalite başarı sertifikası hem de Kal-Der başarı sertifikaları ve İŞKUR eğiticilerin eğiticisi olarak sürece katıldım. Eğitime girmeden kurumun İİBK'dan İŞKUR'a geçirdiği değişim ve dönüşümleri ve hizmet evriminin nirengi noktalarını ve önemli km taşlarını çıkardım. 2003 yılına kadar ayrıntılı dökümünü de yaptım ve personel eğitiminde kullandım. Eğitimde ilk defa seminer öncesi ve aralarda sadece meslek danışma merkezinde olan multimedya bilgisayarları kullanarak enstrümantal ses ve müzik yayını yaptım. Herkes hem şaşırdı hem memnun kalmıştı. Vakar ve ciddiyet içinde kasım kasım kasılarak eğitim yapmak yerine hayatın içinde kalarak eğitim yapmak kişisel mottolarımdandır.

İİBK’ dan İŞKUR' a kurumsal değişim ve dönüşüm

Araştırmalarımda İBBK/İŞKUR’ un geçirdiği 12 ayrı dönüşüm ve evrim noktası tespit ettim. İİBK' dan İŞKUR' a gidilen yol ve yöntemlerde diyalektik anlamda çatışma ve karşıtlık söz konusu değildir. 1946 yılından bugüne ILO sözleşmelerine riayet edici bir bütünlük gözetilmiştir. İş ve İşçi Bulma Kurumunun (İİBK) tarihsel tecrübeleri ve istihdam hizmetlerinin üstüne koyarak geliştirilmesi söz konusudur. !990’lı yıllarda başlatılan İİBK’nın küçük noktalarda değil baştan başa yenilenmesi yöntemi izlenmiştir. İŞKUR modellenirken ülkemizin sosyal ve ekonomik durumu, yerel ve bölgesel ihtiyaçlar ile modern istihdam kurumları benchmarking yapılarak ve global gelişmelere paralel biçimde hizmetin modernleştirilmesi olarak tasarlanmıştır.

Çalışma ekiplerinde yer alan bizler (yaklaşık 40 kurum personeli) tarafından İİBK 'nın 1946’dan bugüne gelen organizasyon ve klasik aracılık hizmetiyle birlikte Almanya, İngiltere, Fransa, İrlanda, Hollanda ve USA-Kanada istihdam kurumları irdelenmiştir. Türkiye iş gücünün ve ekonomisinin ihtiyaçları ve İİBK tecrübesi gözetilmiştir. Yürütülen adaptasyon çalışmaları ile birlikte hizmetler çeşitlendirilmiştir. Bir taraftan da mevcut hizmetler güncellenerek aktif bir istihdam kurumu olarak çağdaşlaşması yönünde tasarım yapılmıştır. Mesela 1960’lı yıllardan beri âtıl durumda olan yurt dışı işçi kayıtları ile yurt içi kayıtlar birleştirilmiştir. 1975’den beri pasif olan yurt dışında iş arayan işçi kayıtları bir ay içinde başvurulmaz ise iptal edilir şeklinde yönetmelikle tasfiye edilmiştir.

Bu süreçte en önemli dönemeç noktası kurumsal dönüşüm adımıdır. 2000 yılı KHK ve 2003 yılı 4904 sayılı teşkilat yapılanması ile toplum karşısına yeni bir kurumsal kimlik ve isimle çıkılmıştır. 54 yıllık mazisi ile bilinen İİBK hatasıyla sevabıyla dönemin koalisyon hükümetinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanı merhum Yaşar Okuyan’ ın kamuoyunu ikna için rijit takdimleriyle de olsa sonuçta kapatılmıştır. Toplumun karşısına yeni bir isim olarak İŞKUR adıyla ve işsizlik sigortası, istihdamı koruma ve geliştirme fonksiyonları ile çıkılarak kurumsal bir atılım yapılmıştır.

Klasik İİBK organizasyonu 19.yüzyıl patentli Taylorist bir modeldir.

İİBK 2.dünya savaşı sonrası global baskılar ve memleketin ihtiyaçları doğrultusunda 15.03.1946 da Adalet Bakanlığının bir binasında faaliyete geçmiştir. O tarihe kadar İş ve İşçi Bulma Kurumu 1936 tarihli İş yasasında ilerde kurulacağı belirtilen ama bir türlü kurulamayan bir kuruluştur. Bu anlamda İİBK, SSK, İşçi Sendikaları ve Çalışma Vekaleti olarak 1946 yılının başında yasalaşmıştır. İİBK kurumsal olarak 1946 koşullarında Taylorist bir bakış açısı ile dizayn edilmiştir. İİBK Genel Müdürlüğü İLO’nun 88 sayılı sözleşmesi kapsamında hemşerim Konyalı Prof. Dr. Sadi IRMAK gözetiminde ve yönetiminde kurulmuştur. 88 sayılı sözleşme doğrultusunda özerk yapıda ve iktisadi devlet teşekkülü (İDT) statüsünde ve KİT benzeri bir kuruluş oluşturulmuştur. Kurum personelini sosyal baskılara ve ekonomik güçlüklere karşı korunmak üzere mahalli danışma komitelerine, genel kurul yapısına dayalı ve personeline iki maaş düzeyinde ikramiye ödenen bir yapıda kurulmuştur. (https://www.yenihaberden.com/bir-zamanlar-is-ve-isci-bulma-kurumu-vardi-1-15927yy.htm)

Kuruluş itibarıyla İİBK Amerikan modeli bir kurumsal yapıya sahiptir. Tüm muamelat(işlemler) el kitabı ve ilk kurumsal yayınlar ABD’den tercüme edilmiş metinlerdir. Mesela bankacılıkta yaygın olarak kullanılan bir tabir olan “plasman” kelimesi bizde 2000’li yıllara kadar kullanılmıştır. Biraz da osmanlıca kelimeler yaygın idi: “münhal” ve “tenkisat” gibi. İİBK’ da 1987-2000 yılları arası yürütülen aktif işgücü ve istihdam hizmetleri açısından Amerikan tarzı ve Almanya karması melez bir yapıya sahiptir. Gövdesi Amerikan tarzı hantal bir yapıya sahip iken hizmet alanında İş ve Meslek danışmanlığı ile dinamik olmaya çalışmaktadır. İş ve Meslek Danışmanlığı ekseninde Alman İş Kurumu benzeri modellenen yapısı ise 2000/2003 kuruluş yapılanması ile Almanya/Arbeitsam/Alman İş Kurumu orijinli bir modeldir. Genel Müdürlük yapılanması tamamen Almanya modeli iken taşra teşkilatının yani İl Müdürlüklerinin idari ve teknik yapılanması kısmen Alman modelidir. İdari anlamda il genel kurulu, yönetim kurulu yapılanması eksik bırakılmıştır. Almanya’ da İş danışmanı ve Meslek Danışmanı ayrı birer kadro iken bizde birleştirilmesi tercih edilmiştir. İsabetli de olmamıştır, ayrı kadrolar daha sağlıklıdır.

Bu vadide Ankara Şube Modelinden bahsetmeden de olmaz. Yaklaşık 16 ay süren revizyon çalışması sonucunda Ankara Şube (İl) müdürlüğünde 1.Ocak 1993 tarihinde Ankara Şube Alman modeline geçildi. Klasik 3-5 kişiden oluşan 7 tane servisi kaldırdık ve yeni bir model tasarladık. Bendenizin savuna geldiği Ankara Şube Modelinde ise Post Fordist bir yaklaşım uygulanmıştır. TKY ve team çalışması ve birimleri Şefsiz çalışacak biçimde özerk olarak oluşturduğumuz için personelin yetki genişliğine sahip bir modeldir. Halen İŞKUR işlemler el kitabında bu model yer almakla birlikte maalesef bürokratik hastalıklar sayesinde gölgesi bile ayakta değildir.

Bu bağlamda bir atalar sözünde denildiği gibi “Ol mahiler ki derya içredir amma, deryayı bilmezler ” denildiği gibi ne özürlü tiplerinin bilimsel dayanağını, ne eski hükümlülerin hukuken suç tasniflerini ne de çalışma ekonomisine göre işsizlik tiplerini mazideki İİBK’da ne İŞKUR’da bilen yoktur. Mesela İİBK döneminde friksiyonel işsizliği hiç duymayan, mobilite kavramını bilmeyen amma mobilet marka motorsiklet olmasın diyen kişiler gördük. Empati kelimesini psikolojik danışma ve mesleki rehberlik alanında kullanmak lazım denilince sempati olmasın diyen daire başkanlarını gördüm. Yani çalışma ekonomisi, iş hukuku, mesleki rehabilitasyon, mülakat teknikleri, bilgisayar kullanma becerisi ve istihdam kurumuna ait bilimsel ve kurumsal terminolijiyi bilmeyen ve literatüre hâkim olmayan, öyle bir derdi de olmayan vasat bir personel ve kurumsal yapıdan bahsediyorum. (https://www.yenihaberden.com/bir-zamanlar-is-ve-isci-bulma-kurumu-vardi-4-16073yy.htm)

İİBK’dan İŞKUR’a kurumun geçirdiği evreleri ben oniki evreye ayırdım :

1-1946-1960 dönemi kuruluş ve 61-78 arası 67 ilde örgütlenme,

2- 1961 yılı Milli Güvenlik Kurulu kararıyla kamuya işçi alımlarının İİBK eliyle yapılma mecburiyeti,

3-1978-1998 dönemi reorganizasyon ve yeniden yapılanma dönemi, Bölge Müdürlüklerinin kurulması,

4-1987-1994 dönemi Alman İş Kurumu modelinin örnek alınması. Federal Almanya ile Türkiye arasında yapılan uluslararası antlaşma ile Arbeitsamt-İİBK arasında Türk-İş İdaresinin Reorganizasyonu çalışmalarının başlatılması, 87-94 Alman projesi dönemi, 5 ilde İmd ve Ankara da sektörel plasman servisleri kurulması,

5-1994-1998 dönemi BE-KA isimli Dünya Bankası ve Arbeitsamt-İİBK İstihdam ve Eğitim projesi,

6- 99-2003 yeni kurum yasası ve işsizlik sigortası çalışmaları ile İİBK'nın fiilen kapatılıp İŞKUR’a devredilmesi,

7-2000 yılı İİBK’nın kapatılması İŞKUR/TİK KHK dönemi ve işsizlik sigortası uygulamasının başlatılması,

8-2001-2010 Toplam Kaliteye geçilmesi. TKY uygulamalarının getirdiği çalışmalar,(Konya’dan tarafımdan önerildi, Bakanlık İşkur, SGK’de proje talimatı verdi.)

9-2011 sonrası KHK ile Kurumun yeniden yapılandırılması ve Bölge çalışma Müdürlüğünün kuruma devredilmesi, Taşrada galat-ı meşhurla vatandaşın dilinde esprili niteleme dönemi olarak dile gelen Bölge Müdürlüğünün devredilmesi,

10- 2012 İMD atamaları ile mevcut İMD ve İD hizmetleri ülke genelinde ve kurum bütününde yatay dikey olarak 30 ildeki 3-5 kişiyle yapılır olmaktan çıkarılarak yaygınlaştırılması iyi olmuştur. Ve Alman projesi doğrultusunda 1991 de 24 kişiyle başlatılan danışmanlık ve mesleğe yöneltme hizmetleri asli bir fonksiyon olarak kurumda yerleşik hale gelmiştir,

11-2009’dan itibaren başlayan aktif işgücü programları ve projeleri ile İŞKUR istihdamı koruma ve geliştirme projesi olan TYÇP, İşbaşı eğitim ve mesleki kurslar ile işsizlere ve gelir desteği arayanlara nefes aldırmıştır,

12-Pandemi ve Covid dönemi ise firmalar ve çalışanlar için için ücret garanti fonu, Kısa zamanlı çalışma desteği ve Ücretsiz izin ödemeleri ve nakit ücret desteği ile ekonomik ve sosyal krizlerde el uzatan tek kurum olmuştur. Kaynaklar ise işsizlik sigortası fonundan ve işçi, işveren ve devletin mütevazi katkılarından karşılanmıştır. İş hukukunda iş güvencesi ve gelir güvencesi denilen emekçiyi ve çalışanları koruma kalkanı sadece İŞKUR ile realize edilmiştir.

Kurumsal reorganizasyon çalışmaları her dönemde ortaya çıkar.

Birinci olarak İİB’dan İŞKUR’a geçerken re-organizasyon aşamasında gerekli tanıtım ve halkla ilişkiler çalışmaları ihmal edilmiştir. Bu süreçte özellikle 2000-2005 yılları arasında İİBK’ nun kapatılması ve yeni kurulan İŞKUR’un işsizlik sigortasını uygulaması kamuoyunda önemli bir bilgilendirme ihtiyacı ortaya çıkarmıştır. İŞKUR’un yeni yüzüyle topluma lanse edilmesinde maalesef gerekli hiçbir adım atılmamıştır. En büyük eksiklik halkla ilişkiler (PR) ve tanıtım çalışmasının hem merkezde hem illerde planlı ve programlı biçimde yapılmamasıdır. Yerel basın temsilcileri kuruma geldiğinde veya telefonla bilgi istediğinde kurum yöneticileri benim bilgim yok, bakanlık açıklayacak demişlerdir. Mesela en önemli sosyal güvenlik uygulaması olan işsizlik sigortası nedir, nasıl yararlanılır ve kaç kişi ödenek alacak gibi temel bilgiler yazılı ve sözlü basına açıklanmamıştır.

Klasik İİBK ve yeni İŞKUR yöneticileri çoğunlukla ve alan olarak hukuk, siyasal, kamu yönetimi, iktisat, İİBF, işletme çalışma ekonomisi alanlarında lisans eğitimi almadıkları için işsizlik sigortası başlarken sükût etmişlerdir. Kişi bu konuları lisans eğitimi olarak görmemiş olsa da merak edip okumalı ve öğrenmeli değil mi? Elde bu konuları anlatan klasik bir genelge de olmayınca lal olup kalınmıştır. Bu noktada bir anekdotu paylaşayım: Ben bir yerel gazeteye 12 Ocak Basın bayramı vesilesiyle ziyaretimde sordular ve tüm süreçleri anlattım. Ulusal bir gazetenin Konya sayfasında çıktı.

O zamanki İl Müdürü gazeteyi önüme koydu: Bu ne dedi? İşsizlik sigortasını bilen ve kurumsal materyallere hâkim bir kurum personeli ve İstanbul Siyasalda Sosyal Politika ve Çalışma Ekonomisi derslerini dört yıl okuyan ve Genel Müdürlük proje ekibinde 10 yıl çalışan bir personel olarak işsizlik sigortası hakkında literatürü söylemek ve kamuoyunu bilgilendirmektir. İl İdaresi kurulu üyesi olmayan ve özerk bir kurum olan İŞKUR İl Müdürü olarak sizin, Şef personel olarak benim kamu hizmeti olarak işsizlik sigortasını açıklamam kurumsal mevzuata uygundur. Taşra yönünden Valilik ve Genel Müdürlükten izin alınmaya ise gerek olmadığı gibi bir beis de yoktur dedim. O tarihte İl Müdürlüğünde Şube Müdürü olmadığı için Şefler Şube Müdürü gibi kaliteli denilirdi. Bende öyle yaptım dedim ve konu tatlıya bağlandı.

İkinci olarak 2010’lu yıllardan itibaren İŞKUR, kurum yasasında öngörülen misyon ve vizyonu öncelemek ve kurum içi liyakat ve ehliyeti önceleme noktasında negatif değişimler yaşadı. Kurumsal kültüre ve mesleki deneyime sahip olmayan ve sık değişen ve istikrarlı olmayan bir kurumsal üst yapı gelişti. Bir istihdam kurumu olarak ülkedeki ekonomik ve sosyal yapının ihtiyaçlarına uygun, makro ekonomik göstergelere yönelik ve işsizlere yönelik adımlar atılması en doğal kurumsal çizgidir. Bu noktadan Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’ün “biz bize benzeriz” vecizesine uygun ve İLO 88 konseptini bazı noktalarda ıskalayan bir çizgiye doğru kaydı.

Üçüncü olarak İl Müdürü atamalarında şahsi görüşüm 4904 sayılı yasada olduğu gibi hem Genel Müdür olarak hem İl Müdürü düzeyinde mutlaka Siyasal Hukuk, İktisat, Kamu Yönetimi, İşletme ve ÇEKO öncelikli lisans mezunlarından atanmalıdır. Kurum içi yükselme esas, kurum dışı atanma istisna olarak tanımlanmalıdır. Taşra teşkilatında İl Müdür Yardımcılığı ayrı bir kadro olarak özlük hakları güçlendirilmelidir. Merkezde Genel Müdür Yardımcısı’nın statüsü ve özlük hakları ne ise aynı yetkiler İl Müdür Yardımcısına tanınmalıdır. İl Müdürü ile İl Müdür Yardımcısı arasında makul makas olmalıdır. Her tür İl Müdürlüğüne vekalet ve diğer vekalet durumlarında vekalet eden kişiye vekalet ücreti ödenmelidir. İl Müdürlüğü vekaleti rotasyonlu olarak tanımlanmalıdır. Tüm orta ve üst düzey yöneticiler arasında adil bir ücret skalası oluşturulmalıdır. Yönetim piramidinde belirli yetişme ve deneyim kazanmayan kişiler bir üst basamağa geçmemelidir.

Dördüncü olarak il müdürlükleri ve genel müdürlük için makul ve gerçekleştirilebilir beş (5) adetten fazla performans göstergeleri konulmamalıdır. 2010 yılında kurum portalinde aktif işgücü programları hakkında yaşanan sorunları analiz eden iki e-posta paylaşımı yaptım. Genel Müdürlük sağ olsun işlemler el kitabı 5.bölüm çalıştayına görevlendirdi. Programı ziyaret eden Genel Müdür ve tüm üst düzey yöneticilerimize bir konuşma yaptım. Toplum yararına çalışma programı, kurs, işbaşı eğitim programlarının tümünün paket program olarak Konya modelinde olduğu gibi yaygınlaştırılmasını anlattım. Web sayfasında gerekli başvuruların alınmasını, bilgilerin açıklanmasını ve tanınırlık görünürlük çalışmalarını yansıttım. ÇEKO akademisyen olan Genel Müdürümüze kurumda bu alanda lisans eğitimli ikinci kişi olduğunu söyledim.

Merkezde başka Konya’dan başka hizmet portreleri olduğunu belirterek: Dedim ki 6 ayda 100 bin kişilik TYÇP yaptık. Ben Şube Müdürü olarak şubattan beri dört ayda seçme ve denetimlerde 9 bin km yol yaptım. Personelim ise ben sahadayken 7/24 çalışıyor, mesaiye kalıyor, cumartesi geliyor. Lütfen bize 8.gün ve 25.saat verebilir misiniz? Dedim. Lütfen birde şu saha çalışmalarında Konya’nın 40 bin km’lik coğrafyası ve 196 tane belediyesinden gelen TYÇP projesini (+kurs, İEP) sadece 2 ayda nasıl denetleyebiliriz? Genel Müdürlükte talimatı hazırlayanlar bu gerçeği biliyor mu? Dedim. Genel Müdür haklısın dedi ve espri yaparak biz Evliya Çelebiyi seyyah biliriz, Evliya çelebinin Konya temsilcisi sen misin sayın müdürüm demişti? Yıl sonunda tüm hedefler bu önerime rağmen iki katına çıkarılmış olarak geldi. Muhtemelen o günkü konjoktür ve uzmanların hülyaları ve taşraya uzaklık etkili oldu. Gerçekçi olmayan hedefler için istatistiki şişirmeler ve gerçekçi olmayan rakamlar eklenerek herkes günü kurtarmaya çalıştı.

Beşinci olarak Bölge Çalışma Müdürlüğünün İŞKUR’ a devredilmesi kurumsal kimliğe katkı sağlamamıştır. SGK’ye devredilmesi işverenlerin denetimi açısından daha mantıklı idi. Bu süreçte satüsü ilgili kuruluş olan İŞKUR’a bakanlıkça talimat verilebilir olması hukuki bir çelişkidir. Kişisel kanaatim önce Anayasanın 90, maddesine, ÇSGB yasasına, kuruluş yasasının idari ve mali özerklik maddelerine ve bu kurumsal yapıyı emreden İLO' nun 88 sayılı sözleşmesiyle çelişmektedir.

1946 'dan bugüne çalışanlarının ekmek teknesi, işsizlerin umut odağı İş ve İşçi Bulma Kurumu için merhum Türk İş genel başkanı Şevki Yılmaz Genel Müdür Mehmet Nuri Arslan'ın yanında bir panelde " kurum için "kendisi himmete muhtaç bir dede, gayriye nasıl himmet ede" demişti. Oysa zaman geldi İİBK/İŞKUR corona günlerinde Alman İş Kurumu modelinde kısa çalışma, ücret garanti fonu, işsizlik sigortası ve nakit ücret desteği gibi ödemeler ile yüzbinlerce kişinin ve binlerce firmanın ayakta kalmasına fedakârca çalışarak destek olan bir kuruma dönüştük.

Altıncı olarak İİBK/İŞKUR topluma ne katkılar sunmaktadır diye eleştirel bir bakış açısı ile sürekli think thank yapılarak irdelenmesi gereklidir. Bu bağlamda oto kritik ve özeleştiri bağlamında kurum içi beyin fırtınasına her zaman başvurulmalıdır. Bu bağlamda İŞKUR denetimi yapan bir denetmen ile görüşmemizden bir kesit sunmak isterim. Denetmen dedi ki: “Tüm bunlara rağmen İİBK/İŞKUR ne işe yarar diye sordu? Etkinliği sıfırdır, kurumu bugün kapatsak Türkiye ne kaybeder diye ciddi bir tenkit yaptı ve görüşümü sordu: Bende aynı ciddiyetle Çalışma Ekonomisi ve Sosyal Politika bilimine göre ve Türkiye'nin taraf olduğu ILO Uluslararası çalışma örgütüne göre istihdam kurumu olarak İİBK/İŞKUR anayasal bir kamu kurumu olarak özerk bir devlet kurumudur. İstanbul Siyasal Bilgilerden sosyal politika, çalışma ekonomisi ve Türkiye iktisat târihi dersi hocam Prof. Dr. Nazif Kuyucuklu'ya göre İİBK bir iş ve işçi bulma kurumu, işsizlik sigortası kurumu, bir mobilite kurumudur, yani işçiler için bir gelir güvencesi, iş güvencesi ve iş arama özgürlüğünün güvencesi, işverenler için personel bulma, istihdamı koruma ve geliştirme alanında iş birliği kurumu ve kolektif olarak yönetimine katıldığı bir organizasyon demektir.

Fonksiyonel noktada yıllardır kurumu etkinleştirmeye yönelik çalışmalar ile ömrümüz geçti, ben sizden fazla kurumu eleştiren, mücadele eden biriyim dedim. Bu kurum idari ve mali açıdan özerk olmalıdır. İlk kuruluş yasasında Kit benzeri İDT yani iktisadi devlet teşekkülü olması hem 88 sayılı ILO sözleşmesi hem anayasal ve kanuni açıdan kendi kuruluş ilkeleri doğrultusunda özerkliği getirmiştir. İİBK/İŞKUR özerklik kalkanı altında kurumsal tecrübeleri ile istihdamı koruma ve geliştirme anlamında rasyonel tedbirler almalıdır. Özerkliğe uygun bir teknik ve idari yapılanmaya sahip olmalıdır diyerek yanıtımı tamamladım. (https://www.yenihaberden.com/bir-zamanlar-is-ve-isci-bulma-kurumu-vardi-3-15997yy.htm)

Yedinci olarak İİBK kapatıldıktan bugüne geçen 25 yıl içince İŞKUR idari ve mali özerklik anlamında kan kaybetmiştir. 88 sayılı ILO sözleşmesi ve Anayasamızın 90.maddesine aykırı olarak “ilgili kuruluş” statüsü konumu lafızda kalmıştır. Bölge çalışma müdürlüklerinin İŞKUR’a devredilmesi isabetli olmamıştır. İş teftiş çalışmalarında lojistik destek vermek ve idari para cezalarını uygulamak hizmet esasıyla çelişmektedir. Hukuki planda kurum yoğun iş yükü ile karşı karşıya kalmıştır. İŞKUR özerk ve ilgili bir istihdam kurumu değil sanki bağlı bir kuruluş haline dönüşmüştür.

Sekizinci olarak taşra yönetiminde de kurumda Almanya istihdam kurumu modeli doğrultusunda genel kurul, yönetim kurulu ve İl Müdürü modeline geçilmelidir. Danışmanlık organizasyonunda ise benim tasarladığım ve uyguladığım Ankara Şube modeline geçilmelidir. İş ve Meslek Danışmanı kadrosu ivedilikle PDR, Kamu Yönetimi, İşletme, İktisat, ÇEKO ve sosyal politika kapsamında personel alınarak ve İl istihdam Uzmanı statüsü ile çalıştırılmalıdır. 2012 yılından bu yana istihdam edilen ve kurumun misyon ve vizyonu ile örtüşmeyen lisans eğitimlerine sahip olan personelin potansiyeli akademik destek eğitimleri ile İİBK/İŞKUR’un tarihsel birikimlerine ve kurumsal misyon/vizyonu ile desteklenmelidir. İdari, mali, hukuki yönden ve teknik açılardan nasıl özerk olunmalıdır ve özerklik nasıl korunur, niye özerk olunur diye kurumun tüm personeli hukuki açıdan eğitilmelidir.

Dokuzuncu olarak hizmet sunumunda ABD ve Almanya melezi bir iş ve meslek danışmanlığı yerine yeniden yapılanma ile doğrudan Alman modeli baz alınmalıdır. Bu noktada Almanya modelinin Türkiye şartlarına adapte edildiği tek model olan Ankara Şube modeli tercih edilmelidir. Ankara Şube modeli ekseninde güncellemeler yapılarak sektörel bazda esnek çalışma grupları oluşturulmalıdır. Saha çalışması diye, alan çalışması diye söz meclisten dışarı ikame maliyetleri ele almayan yaklaşımlar teklif dahi edilmemelidir. Taşra deneyimi olmayan kişilerin saha çalışması diye İl Müdürlüklerine talimat olarak dikte edilen parlak fikirleri gündeme dahi alınmamalıdır. Sabun köpüğü drama gibi yokluğa mahkûm ve kalıcı bir iz bırakmadığı tecrübeyle sabit olan emek ve zaman israfı olan her tür saha çalışmalarından (ziyaret, anket, rapor, toplantı vb.) vazgeçilmelidir.

Onuncu olarak İİBK’dan İŞKUR’a geçiş sürecinde kurumsal kimlik ve aidiyet çok önemli iki kavramdır. Bu kurumun tüm çağrışımlardan uzak ve anlaşılır bir marka ismi olmalıdır. Eski isim yetersiz, yeni isim kapsayıcı değildir. Modern bir istihdam kurumuna yakışır, geçerli ve bilindik bir ismi, kısa ismi ve logosu olmalıdır. İsim ve logo akademik incelemeler ve yarışmalar ile belirlenmelidir. 1994 yılında bu alanda mevcut logoyu inceleyerek Genel Müdürlüğe logo yarışması önermiştim. Kurumun kullandığı logo sayısı ise geçmişten bugüne dört tanedir. Yakın plan bağlamında 83-87 yılları arasında görev yapan Genel Müdür Teoman Güner döneminde logoya emrivaki ile defne yapraklarının arasına ülke bayrağı eklenmiştir. Ancak daha sonra bayrak kanununa aykırı biçimde logoya eklendiği ve bayrak hilalinin sağa veya sola bakması da tartışma yarattığı için kullanımına son verilmiştir.

Onbirinci olarak istihdam kurumunun sahip olması gereken misyon ve vizyona uygun bir hizmet içi eğitim portresi oluşturulmalıdır. Kurumun faaliyet sahasına giren sosyal, hukuki, ekonomik literatür ve kurumsal terminoloji yaşatılmalıdır. Bir anekdot: Emekli olmadan birkaç yıl önce İl Müdür Yardımcısı odama evrak imzası için bir İş ve Meslek Danışmanı (İMD) personelim. Selam kelam derken mobilite nedir diye sordum. Müdürüm ben üniversitede Fizik okudum bilmiyorum dedi. İlk nesil İş ve Meslek Danışmanı olduğu için emek arz ve talebi, seyyaliyet, işgücü akışkanlığı, mesleki ve coğrafi mobilite kavramları hakkında kısaca durdum. Bunun için varız ve bunun için İMD istihdam ediliyor ki dedim. Sizin 360 saatlik sertifika eğitiminde kavram olarak vardır veya 762 sayfalık İMD kitabında filan mutlaka geçer dedim. Kişisel müktesebatında olmadığı ve eğitimde üzerinde durulmadığı için hatırlamıyorum dedi. Hizmet içi eğitimlerde bir bahseden olmadı mı? dedim. Müdürüm eğitimde bol bol mülakat, işçi ve işveren drama yaptık dedi, keşke bu mobilite kavramı üzerinde dursalar dedi. 0tuz yıllık bir tecrübe ile sözü uzatıp artık nerede diye sormadım.!

Onikinci olarak olumlu noktaları da unutmamak gerekir. İİBK ve İŞKUR döneminde bizim kurumsal olarak toplum belleğindeki yerimizi korumak ve yaşatmak üzere herhangi bir sosyal sorumluluk projesi yapmadığımız halde (o ne ki zaten) biz KURUM OLARAK TÜRK MİLLETİNİN hatıralarında yaşatılıyoruz. Türk edebiyata geçmiş hikayelerde, romanlarda, filmlerde ve tiyatro oyunlarında toplumsal bir izlek olarak yer etmiş durumdayız. Özellikle Haziran 1961 de başlayan Almanya'ya ilk işçi kafilelerinin gönderilmesi ile 1990’lara kadar çevrilen birçok filmde İş ve İşçi Bulma Kurumu senaryolarda ve film akışında ismi geçmektedir. Tophanedeki İstanbul İİBK binası, iş arama sahneleri ve yurt dışına gitmek için sıra olan insan kuyrukları sinema filmlerinde çokça yer almıştır. Kamu kurumlarına işçi olarak başvurup İş ve İşçi bulmadan kart almak bir deyim olarak hala toplum içinde kullanılmaktadır. İşe yerleşip emekli olanlar İşçi Bulmadan kart aldıklarını sitayişle sohbetlerde iletmektedirler.

Son söz olarak kurumsal hafızayı yaşatmak için üç önerim bulunuyor. İŞKUR Genel Müdürlük bünyesinde bir “İstihdam Müzesi” açılmalıdır. Bu müzede kurumun içinde geçtiği süreçler fotoğraf, film, roman, hikâye, hatıralar, belgesel olarak yer almalıdır. Müzede görsel filmler, belgeseller ve yayınları içeren bir videotek bölümüne sahip olmalıdır. Müze web sayfasından digital olarak gezilmelidir. Dönemsel kullanılan büro malzemeleri, makineler, bilgisayarlar ve kullanılan formlardan bir derleme yapılmalıdır. Ankara merkezde ve taşrada tüm birimlerden varsa âtıl duran bu çeşit malzemenin istihdam müzesine intikali sağlanmalıdır.

Genel Müdürlük düzeyinde ve tüm illerde 15.03.1946 tarihi İİBK’ nun faaliyete geçtiği tarih kuruluş yıldönümü olarak kutlanmalıdır. (1995 yılında tarafımdan yazılı rapor önerisi). Genel Müdürlük tarafından temalı kısa film yarışmaları yapılmalıdır. Yıl içinde 81 ilde kuruluş tarihli yıldönümü kokteyli düzenlenerek şehrin sosyal gündemine İİBK-İŞKUR, hizmet evrimleri, nostaljik hatıralar ile birlikte yansıtılmalıdır. Bu etkinliklere çalışan personel için hizmet yılı itibarıyla bronz-gümüş altın hizmet plaket ödülü, rozet, kravat iğnesi, kalem, çakmak vb. hatıra hediyeleri seti oluşturulmalıdır. Bu etkinliklere özellikle emekli personel davet edilerek onore edilmelidir.