Bir Zamanlar İş ve İşçi Bulma Kurumu Vardı” başlıklı yazılarım yoğun ilgi alaka gördü. İİBK bugün İŞKUR olarak yoluna devam ediyor. İİBK kökenli İŞKUR ülkemizin yegâne istihdam kurumu olarak 1946 yılından bugüne 79 yıldır halkımıza, işçi, işveren ve öğrencilere hizmet ediyor. Kurulduğu ilk günden itibaren iş ve işçi bulma hizmetini sürdürüyor. Modern istihdam kurumlarının işlevleri olan işsizlik sigortası, kısa çalışma ödeneği ve ücret garanti fonu gibi çalışmalarla istihdamı koruma ve geliştirme hizmetlerine devam ediyor.
Bendeniz 1989 yılında kurumda göreve başlayan ilk siyasal bilgiler fakültesi mezunu olarak 79 yıllık kurum tarihinin 34 yılına memurluktan İl Müdürlüğüne kadar birebir tanık oldum. Kurumu içerden eleştiren ve yapıcı öneriler getirmeyi şiar edinmiş kurmay ve icracı bir personel olarak liyakatla temayüz ettim. İşimizi ve sözümüzü namus bilip, ekmek teknemizden aldığımız bakır beş kuruş dahil hakkını ödemeye gayret ettim. Milletimize hizmet etmek için ivazsız ve garazsız olarak öz motivasyonla attığımız adımların her zaman ardında durdum. (https://www.yenihaberden.com/bir-zamanlar-is-ve-isci-bulma-kurumu-vardi-5-16192yy.htm
Kurum çalışmalarının tüm tarihini ve geçirdiği evreleri yakından irdeledim. 1990 ile 2000 yılları arasında yaklaşık 10 yıl boyunca katıldığım reorganizasyon çalışmaları ile elde edilen ve ulaşılamayan evreleri de gözlemledim. Sonraki 24 yıl boyunca birçok noktada nirengi noktası olan toplam kalitenin kuruma yansıtılması, öğrencilere meslek seçimi seminerleri, toplum yararına çalışma programları, bölge çalışma müdürlüğünün kuruma entegrasyonu, depremzedelere yönelik istihdam ve danışmanlık projelerinde başat roller üstlendim. Kurumun yayınladığı tüm dergi, kitap ve broşürleri, genelgelerden oluşan yayınları okuyup irdeledim. İşe başlamadan iki yıl önce 1987 yılında İİBK ile Federal Almanya Cumhuriyeti/Alman İş Bulma Kurumu Arbeitsamt ile başlatılmış olan ilk reorganizasyon çalışmasına 1990 yılında katıldım. Alman projesinde genel müdürlük tarafından ülke düzeyinde açılan yazılı ve sözlü sınavları kazanarak Almanya’da 40 gün reorganizasyon seminerine katıldım.) İİBL bünyesinde ilk yazdığım rapor bu konuda oldu. Arkasından onlarca rapor ve yazı ürettim. (https://www.yenihaberden.com/bir-zamanlar-is-ve-isci-bulma-kurumu-vardi-1-15927yy.htm)
Yurda döndükten sonra 1 yıl ARGE çalışması yapıp 1993 yılında başlatılan Ankara Şube modelini geliştiren ve tasarlayan ekipte başat rol üstlendim. Ankara Şube modeli raporunu hazırladım. 1993-2000 yılları arasında BEKA Dünya Bankası projesinde yine eş uzman olarak seçildim. İş Kulübü, İş Arama becerileri, toplu İşten çıkarmalara karşı önlem eğitimleri aldım. Sayısı rapor yazdım, Genel Müdürlük makamına, daire başkanlarına, kurum il müdürlerine, Alman, İngiliz ve Amerikan proje uzmanlarına brifingler verdim. 1997 yılında Dünya bankası projesinde gördüğüm olumsuzlukları raporladım. Proje önerilerim doğrultusunda yeniden stop-start yaptı. Türkiye genelinde tüm İİBK birimlerinin alt yapı, insan kaynakları ve reel durumlarını ve olası İŞKUR olarak yeniden yapılanması halinde örgüt yapısı üzerinde çalışmalar yaptım.
Ankara İl Müdürlüğünde her tür çalışmalarla birlikte bu teknik atılım çalışmalarını yaparken ben sıradan bir memur ve Veri Hazırlama Kontrol İşletmeni idim. El bebek gül bebek desteklenen ve gözetilen bazı “en ziyade müsaade-i mazhariyete” sahip personellerden değildim. Kelimenin tam anlamıyla bir buçuk asgari ücret maaş ve üç çocukla Sincan varoşlarında ikamet ettim. Uzun süre banliyö treni ile kuruma geldim gittim. 1997 yılına kadar bir kez Şef, bir kez Eğitim Uzmanı kadrosunu yazılıda ön sırada kazanıp, sözlüde politik arkamız ve bir türküde söylendiği gibi Ankara’da bir dayımız olmadığı için elendim. 1997’de ise yazılı ve sözlü sınavı ikinci olarak kazanmış bir Şef personel idim. Memur sendikacılığı kuruluş döneminde eylemden eyleme koşan ve İİBK işyeri temsilciliğinden Büro Memur-Sen genel başkanlığı dahil yapan bir konumdaydım. Hatta rahmetli Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan ile kurum kuruluş yasasını değerlendiren Memur Sen Konfederasyonu heyeti içinde idim. İİBK içindeki memurun konumu, ikramiye haklarını, İstihdam uzmanlığı eğitiminin içeriğini ve ilerdeki sosyal haklarını kovalarken aynı zamanda Türkiye geneli memurun kaderini etkileyecek sendikal çalışmaları da eş zamanlı yürüttüm.
İİBK/İŞKUR hizmetlerinin kurumsal değişim ve dönüşüm noktalarına bir göz atalım:
İş ve İşçi Bulma Kurumunda büro ve ofis ortamı
İİBK 1946 yılından 1970’lere kadar görece yeni hizmet binaları ve nitelikli ofis ortamlarında görev yapmıştır. 1970’lerden 1990’lı yıllara kadar ise 1950’li yıllarda ilk alınan ve miadını dolduran, modası geçmiş mefruşat, büro malzemeleri ve köhne malzemeler ile görev yapmak zorunda kalmıştır. Niye derseniz 12 Mart 1971 darbe ortamının getirdiği ortam ve yüksek enflasyon, anarşi ortamları, Almanya’ya işçi gönderme işlemlerinin 1973’de kesilmesi ile İİBK kamu maliyesi içinde bir çeşit yalnızlığa itilmiştir. Devletin ödenekler ve kadro itibarıyla en üvey evladı konumuna indirgenmiştir.
Ben Başkent Ankara’da göreve başladığımda bu durumla karşılaştım. Kurşun kalem, renkli kırmızı mavi kalem, delgi ve zımba makinesi hatta makas bile birimlere tek tek zimmetle veriliyor idi. Malzeme ve kırtasiye talepleri yok veya elindeki ile idare et şeklinde yanıtlanıyordu. (https://www.yenihaberden.com/bir-zamanlar-is-ve-isci-bulma-kurumu-vardi-2-15942yy.htm)
Birimler kapalı kapılar ardında odalar şeklinde dizayn edilmişti. Memurlar ve başında şef olarak 3/5/7 kişi sistemine dayalı Nuh nebiden kalma eski ve demir masalarda çalıyordu. Tüm birimlerin iş akışı ve etkileşimi 19. yüzyıldan kalma Taylorist modele göre yapılandırılmıştı. Ne olduğunu bilen ve kafa yoran da yoktu. Ben Siyasal Bilgilerdeki İşletme ders notlarıma göre böyle olduğunu anladım. Sadece İİBK değil tüm kamu yönetimi birimleri temelde hala böyledir. Her ne kadar 200’li yıllarda Toplam Kalite yönetimi çalışmaları başlatılsa da zihniyet hala kışla mantığı ve yönetim felsefesi Taylorist zihniyetin kalıntılarından kurtulamamıştır. Esneklik, Fordist yönetim, Post Fordist yönetim veya entegre tek durak tek masa yaklaşımı ne İİBK, ne İŞKUR ne de kamu yönetimine henüz yerleşik olamamıştır. Pandemi ile mecburen başlayan evden çalışma sistemi bu zihniyet değişikliğine dair inşallah bir işaret fişeği olmuştur.
Bu hizmet binalarında odaların kapılarından içeriyi görecek, görülebilecek pencere yoktur. Çalışma masaları ise tam bir nostalji unsuru ve antika idi. Masalar çelik çerçeveli demir masalar ve alt kısmındaki komodin dolaplar şeklindeydi. Büyüklüğüne göre içinde bir veya iki şifonyeri olur. Her masanın orta kenar kısmında bir tür sümen görevi gören, evrak, müsvedde kağıdı, metal mektup açacağı konulan ince bir çekmece rafı olur idi. Şef masaları memur masalarının bunların iki katı büyüklükte idi. 1995'lerde normal formika kaplı ve altı metal ayaklı masalara geçmiştik. Odaya giren birimin amirinin kim olduğunu masasının büyüklüğünden anlar. Ankara İl Müdürlüğünde ile başladığımda yani, 1989 yılında pek moda idi. 1995'lerden sonra ortadan kalktı. (https://www.yenihaberden.com/bir-zamanlar-is-ve-isci-bulma-kurumu-vardi-3-15997yy.htm)
İkinci olarak birimde tutulan formların konulduğu metal çelik kasa dolaplar vardır. Çekmecelerin içinde endeks, karteks, kayıt formları vardı, kavalyeler ile alfabetik tasnife gidilirdi. Çekmecenin sonunda düşmemesi için saçtan yapılmış fren/takoz levhaları vardı. Fotoğraftaki büyük model, bunlardan ve bunun yarısı kadar olanları Sakat ve Eski Hükümlüler Servisinde çok kullandım.
Bunlar çekince bazen frenleri tutmaz, aşağıya düşer ve pantolon ve etek yırtılır idi. O yüzden çalışılan çekmecenin altına bir tane de güvence olsun, düşerse oraya düşsün diye yedek çekmece açılırdı. Kartlar tozlu olduğu için açan hapşırır idi. Yani İSG açısından da sorunlu bir evrak saklama dolabı idi. Kurum panoları ise tahta ilan panoları, sonra demir bacaklı cam panolar ve çok sonraları alüminyum çerçeveli panolar şeklinde idi. Kraliçenin kardelen çiçeği nöbeti gibi genelgeler ile 2010’lara kadar bir çok ilde bu panolar köhne ve tozlu vaziyette kullanılmıştır. (https://www.yenihaberden.com/bir-zamanlar-is-ve-isci-bulma-kurumu-vardi-4-16073yy.htm)
Bunca hantal yapıya rağmen bilgisayar alanında ise devrimci Genel Müdür Teoman Güner sayesinde Türkiye’de pek çok kamu kurumundan önce bilgisayar bizim genel müdürlükte ve başlangıç olarak önemli 5 ilde vardı. İnternet yoktu ama Intranet olarak Adana, Ankara İstanbul, İzmir, Bursa ve genel Müdürlük bilgisayarları birbirine bağlıydı. Henüz bilgisayar faresi, disket sürücü yok idi. Ekran MS-DOS tabanlı yeşil ekranlı ve paket yazılım vardı. Lazer yazıcı değil nokta vuruşlu şerit yazıcı kullanılmakta idi. Bilgisayara login yazılan kısımdan her il kendi ismini ve kurum sicilini yazarak giriş yapabiliyordu. Ankara il müdürlüğünde en büyük il olarak sadece 18 monitör verilmişti. Bilgisayar hard disk kasa yoktu. Bir tane ana serverden günlük, haftalık yedekleme ve backup alınıyordu. Yani Windows 95’in icat edilmesine daha 6 koca yıl vardı. Bu yüzden kamuda kullanılan bilgisayarlar açısından tüm teknolojik gelişmelere vakıf olduğumu ve deneyimlediğimi önemli bir nokta olarak belirtmem gerek. Az daha sistem işletmeni, yazılımcı bile olabilirdim.
Bir Zamanlar İİBK Konya Bölge Müdürlüğü hatıra ormanı
Hatıra Ormanı 1990'ların sonunda Valilik kampanyası ile başlamış olsa da halen devam ediyor. Hüda-i nabit epeyce büyümüş durumdalar. 2000 yılında Konya bölge müdürlüğüne tayin olup geldim. Baktım ki İİBK kapatılmış ve Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü kurulmuş orman levhası eski isimle duruyor. Bölge müdürüne ilettim ve levha Türkiye İş Kurumu Konya İl Müdürlüğü hatıra ormanı olarak yenilendi. Arada sırada ormanlık alanı kontrol etmek için Akyokuşa çıkarım. Levha orman ıssız bir yerde olduğu için tüfek saçmaları ile delik deşik olmuş. Levha yine eskidi. 2011 yılında kurumun taşra teşkilat ismine Çalışma kısmı eklendi. Levha halen eski isimle ve delik deşik halde duruyor.
Akyokuş mevkiindeki İİBK hatıra ormanı 1997 yılında dönemin Valilik kampanyası ile kurulmuştur. İlk olarak 2001 yılında minik fidanlar halinde iken gördüğüm ormanlık kurum adına yapılan en hayırlı işlerden biridir. Akyokuş mevkisindeki ormanlık alana bir süre kurum personeli arkadaşlar 1997 model Leyland minibüsle bidonla su taşıyıp suladılar. Sonra bu iş tavsadı ve kendi haline bırakıldı. Ormanlık alan bu günlerde tam kelimenin anlamına yakışır bir halde olmasa da çam ağaçları iyice boy atmış durumdalar. Pandemiden önce ve sonra yine gittim. Yakın zamanlarda tekrar ziyaret ettim. Gitmiştim. Şimdiki hali daha iyi olmuş. Orman radyo/Tv verici istasyonları ile komşu ormanlıklar ve Kredi Yurtlar kurumu sayesinde yalnızlıktan kurtulmuş. Allah devlete millete zeval vermesin dağın başına devlet devasa blok halinde üniversite öğrencilerine yurt yapmış. Koskoca Konya Ovasında yer yok gibi Akyokuşun tepesine üniversite yapma kararı alırsanız dağın başına da yurt yapılıyor. Yanlış düğme yanlış gömlek ile tamam oluyor.
Hatıra ormanını kalıcı bir yerleşkeye dönüştürmek için bir nöbet istasyonu kurulmalı ve 1/5/10 yıl içinde bir orman ve dinlenme merkezi olarak geliştirilmelidir. Kendi halinde ve başı boş bırakıldığı için bizim ormanlık alan mezbelelik duruma dönmüş. Ağaçların her bir tarafında mıntıka temizliği şart. Her yerde kola, bira, içki şişeleri ve poşet atıklarla ve çöplerle ve inşaat atıkları görülüyor. Bu nedenle öncelikle ormanın koruma teli ile çevrilmesi, güvenlik kamerası konulması, sabit güvenlikçi için konteyner yapılması lazım. Bakım ve gözetim için güvenlikçi ve bakım dikim çalışmaları yapan personelin dinlenip hava alacağı kameriye konulması gerekli.
Ağaçlar için damla sulama sistemi kurulması, WC ve tuvalet donatıları ile LED güneş aydınlatma ve enerji yedekleme sistemi hatta GES ve RES bile yapılması gerekiyor. Bunun içinde kurumsal olarak Orman Bölge Müdürlüğü ile iş birliği içinde alanı peyder pey yeni fidanlarla donatmak ve genişletmek şart. İşkur orman ve sosyal tesisleri olarak dizayn etmek gerekiyor. Kifayetsiz muhteris bir zevata bu konuda Orman Bölge Müdürlüğü ile iş birliği protokolü yapılabileceği önerisi iletmiştim. Ne zaman olur bilinmez ama bir zaman gelir inşallah gün gelir mümkün olur. Bir de merak ettim acaba Türkiye genelinde kaç ilde İşkur hatıra ormanı var?
15.03.1946 tarihi İİBK/İŞKUR’un kurumsal kuruluş yıldönümüdür.
1946'dan bu yana hizmet veren kurumun bir aidiyet bilinci ve kurumsal kültürü olmalıdır. Kuruluş yıldönümü kutlanması ve personelinin onore edilmesi bu bağlamda yapılan önemli bir adımdır. Bugüne kadar kurumun iki kez çok kapsamlı olmasa da kurumsal kutlama programı yapılmıştır. İİBK olarak 1971 yılında 25. Yıl kutlaması yapılmış, hatıra kitabı, kurum logolu rozet ve kurum logolu İİBK hatıra sigarası yaptırılıp dağıtılmıştır. İkinci olarak 1986'li yıllarda Genel Müdür Teoman Güneri zamanında 40.yıl kutlanması bağlamında afiş, broşür ve rozet dağıtılmıştır.
1994-2000 yılları arasında Alman projesi ve Dünya Bankası projesinde uzman olarak çalışırken kurumun 50.yılının kutlanmasını ilk öneren ve yazılı rapor veren kişiyim. Bu konuda dönemin Genel Müdürü Harun Öztürk’le birebir görüşme yaptım. Şaşırdı ve bu konuda bağlı birimlerin makamı bilgilendirmediğini ifade etmişti. Ne 1994-2000 yılları arasında ne de 2015'lere kadar bu tür bir kutlama yapılmadı. Kuru bir Genel Müdürlük e-postası ile iç iletişim ile yetinildi.
Son yıllarda genel Müdürlük kuruluş yıldönümü kutlamasını sosyal medya üzerinden ve Instagram paylaşımı ile biraz sahiplendi. 79. yıl adına kutlama mesajı yapıldı. Emekli olduğum için bilgim olmadı, muhtemelen personele de toplu e-posta mesajı ile kutlama yapılmıştır. Kuruluş yıldönümünü mesajla kutlamak gerekli ve kamuoyuna duyurmak önemlidir ancak bu yetersiz ve kısıtlı bir adımdır. Kurum kuruluş yıldönümü bir paket program olarak geniş katılımlı ve konsept programlar paketi ile kutlanmalıdır. Bu kapsamda:
- Her ilde yıldönümü kokteyli düzenlenmelidir. Ankara'da çalışanları temsil eden personel ile birlikte her ilden en az üç emekli temsilcileri ile geniş katılımlı bir kutlama programı yapılmalıdır. Her İl müdürlüğünde de yıl içinde mart ayından itibaren her ilin kendi kuruluş yıldönümünü içeren kokteyl verilmelidir. Bu programlarda kurumda 35 yıl ve üstü çalışana Altın, 25 yıl ve üstü çalışana Gümüş, 15 yıl ve üstü çalışana Bronz olarak rozet hediye edilmelidir. Personel için özel baskı ve tasarımla yapılmış ismi yazılı altın/gümüş uçlu prestijli kalem, kıravat iğnesi ve kurum rozeti hediye edilmelidir.
- Her yılın (79.yıl) teması ve hizmet mottosu belirlenip bir yıl boyunca o çizgide adımlar atılmalıdır.
- Genel Müdürlük tarafından ortaöğretim okullarında makale ve hikâye yarışması açılmalıdır.
- Genel Müdürlük tarafından konusu istihdam ve işsizlik ve kurum personelinin fedakarlığını yansıtan kısa film yarışması yapılmalıdır.
- Tüm illerde personelin kuruluş yıldönümü haftasında sinema ve tiyatro etkinliğine aileleri ile birlikte ücretsiz gitmesi sağlanmalıdır.
- Her ilde emekliler ayrıca misafir edilmelidir. Emekli personelin hatıraları ve özel çalışma anıları derlenip yayınlanmalıdır.
- Hazırlanan kamu spotu tüm kamu ve özel TV’lerde sosyal mecralarda yayınlanmalıdır.
- O yıla ait geçmişten bugüne fotoğraf, hizmet, büro ekipmanları vb. içeren kurumsal çalışmaların geçirdiği evreleri yansıtan bir sergi açılmalıdır.
- Mart ayı içinde kuruluş haftasına gelen süper lig maçlarında İŞKUR spotu ile futbolcuların sahaya çıkışları yer almalıdır.
Kurum misyon ve vizyonu ile örtüşen ve kurumsal aidiyete sahip yönetim zihniyeti kodlanmalı ve uygulanmalıdır. Kuruma ve personeline sahip çıkan ve koruyan gözeten bir Genel Müdürlük ve İl Müdürlüğü ambiyansı inşa edilmelidir.
İşkur yıldönümü filmi
1999/2000 yılı İİBK-Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İstihdam Uzmanlığı Eğitimi
Kurumun en klas ve nitelikli eğitimi bu eğitimdir. BEKA Dünya Bankası projesi kapsamında 2+2 4 ay üniversitede teorik bir eğitim olarak uygulanmıştır. Bu teorik süreç pratik olarak 2+2 dört ay kendi ilinde ve başka bir ilde yapılan eğitimlerle 8 ay sürmüştür. Eğitim alınan çeşitli konularda ARGE yapılması ve misafir personel olarak bulunma evreleri vardı. Her ders için yazılı ARGE yapma ödev notu alma prosesleri bulunmakta idi.
Eğitim tasarlanması aşamasında kurum danışmanı olan iki akademisyenden oluşan kurul ile görüşmelerim oldu. İstihdam hizmetlerinin hukuki, toplumsal, sosyal psikoloji, uluslararası boyutu, teknolojik düzeyi, psikolojik danışma, iş danışmanlığı ve meslek danışmanlığı, istihdam danışmanlığı başlıkları ve tüm eğitim içeriğine dair öneriler hazırladım. İİBK sendika işyeri temsilcisi olarak Prof. Dr. Yıldız Kuzgun hocam ve Alman Prof.Dr. Gerhard Latsch hocam ile birlikte eğitim konularını istişare ederek kararlaştırdık.
Bizde eğitim deyince memur takımının aklına önce harcırah gelir. Nitekim eğitim şartları açıklanınca Ankara dışından gelen arkadaşların dolar harcırahı alması, merkezden katılanların almaması da tartışma konusu olmuştu. Genel Müdür Harun Akgül'e bunun haksızlık olduğunu Ankara Siyasaldaki eğitim ziyaretinde iletmiştim. Bir kulp takıp Ankara'dan katılanlara harcırah veril(e)miyor ise eğitimi Söke'de yapın herkes harcırah alsın demiştim. 2 ay için taşradan gelen personele ilave 750 dolar ver, diğerine vermez isen tabi ki problem olur.
Kurum misafirhanesinde barınma, yemek, buzdolabı gibi şartları iyileştirme ve Maltepe’den Cebeci’ye servis taleplerinde bulunmuştum. Daha sonraki grupların bu doğrultuda yeterliliği olan Ankara öğretmen evinde kalması sağlandı. Metro hattını kullanarak eğitime gidip gelme sorunları çözüldü. Bu eğitim için Ankara Üniversitesi ve SBF’ye hibe olarak epey alt yapı desteği (fotokopi, büro, sınıf tefriş, matbaa makinesi kiralama) verdik. Matbaa herhalde hala üniversitede kaldı gitti, mülkiyet de devredilmiş olabilir. Program koordinatörü ismi lazım değil birkaç yıl içinde terfi etti Prof. Oldu. Kariyer derneği kurdu, MEB ile bir rehberlik sayfası açtı.
2008'lerde Mersin'de İŞKUR İş ve Meslek Danışmanları ve Meslek Danışma Merkezinde çalışanlar ile MEB rehber öğretmenler için karma eğitim düzenlendi. İş ve Meslek danışmanı olarak koordinatörü MEB ile çalışırken gördüm. Diğer koordinatör de Prof. oldu. Şimdi politikaya atılmış bir partide MYK üyeliği yapıyor. Projeden dolar bazlı ne kadar ücret aldılar bilemiyorum. Dünya Bankası projesinde emekli DPT ve hazine uzmanları veya aktif çalışanlar 1995-2000 arası 1000 dolar ücret alıyor, bizde 657 sayılı Devlet Memurları kanunun en gariban hizmet sınıfı olan Genel İdari Hizmetler dalında asgari ücretin bir buçuk katı maaş ile fikir üretiyor idik. Bu eğitimde her devrede ilk beşe girenler proje gereği yurt dışına Almanya, Amerika ve Kanada’ya inceleme gezisine gidecek idi. Acizane ben bizim grupta üçüncü olup ilk beşe girdim. Başarı plaketi aldım. Lakin ÇSGB bakanı Yaşar Okuyan (2000 yılındaki meşhur sendika eylemlerinde sloganlardan biri Yaşar Okuyan, canımıza okuyan idi) istemiyor dediler o imkânı da kullanamadık.
Yıllar içerisinde projeler sayesinde kimler yurt dışı gezilerine katıldı. O da ayrı bir parantezdir. Bizim kuşak içinden 1991 yılında kurum içi merkezi sınavla ve bizzat genel müdürün yaptığı sözlü sınavda başarılı olup yurt dışında seminere hak kazandık. Bu konsept dışında ne Ankara'da ne Konya'da bir daha yurt dışına eğitime gitmenin ne "y" sini duyduk, ne de gördük. Olması gereken ise merkez ve taşra personel dengesini gözeten, eşit katılım imkânı sağlayan bir study tour düzenlemesi olmalıydı.
Hülasa-ı kelam değerli kari İş ve İşçi Bulma Kurumunun tarihini yazmak takdir edersiniz ki zor bir süreç. Bu sürecin canlı tanığı, tarafı ve ayaklı kütüphanesi olarak naçizane bu şeref bana nasip oldu. Dolayısıyla bu yılın mart ayında bir, nisan ayında üç, mayıs ayında bir, haziran ayında bir ve temmuz ayında bir olmak üzere toplam altı yazı hazırlamıştım. Bu sefer yedinci yazı ile İİBK’da göze çarpan nirengi noktalarını ve bazı dönüm noktalarını genel ve yerel planda irdeledim. 2000’li yıllardan bugüne kadar gerçekleşen kurumsal kimliğimize ait dönüm noktalarını ve tanıklıklarımı da inşallah kaleme alacağım. Esen kalın, sağlıcakla kalın, Allah emanet olunuz.
KTV Haber Öğrencilerin Konya İşkur Meslek Danışma Merkezine Gezileri