Konya’nın simge noktalarından biri olan Alaaddin Tepesi’nin kuzeybatısında, tramvay yolunun hemen kenarında yer alan Ak Cami, her gün binlerce kişinin önünden geçtiği, ancak pek az kişinin geçmişini bildiği tarihi bir yapı olarak dikkat çekiyor. Bu cami, Selçuklu döneminde kölelikten önemli bir devlet adamlığına kadar yükselen Şaz Bey tarafından yaptırıldı.
Ferhuniye Mahallesi, Alaeddin Bulvarı No: 21 adresinde bulunan yapı; Sakahane (Şifahane) Mescidi ile İnce Minareli Medrese arasında yer alıyor. Duvarlarının beyaz kireçle badana edilmesinden dolayı halk arasında "Ak Cami" olarak anılan yapı, konumundan ötürü bir dönem “Yıkık Mahalle Mescidi” olarak da bilinmiş. Banisi Şaz Bey’e izafeten ise “Şaz Bey Camii” adıyla da anılıyor.
Her ne kadar yapım tarihi ve banisiyle ilgili yazılı bir kitabesi bulunmasa da, kaynaklar Şaz Bey’in Karamanoğulları döneminde yaşamış, Akşehir’deki Seyit Yunus Zaviyesi’nin vakfiyesinde şahit olarak adı geçen bir devlet adamı olduğunu ortaya koyuyor. Aynı zamanda bu bölgede bir çifte hamam, mescit, zaviye ve garipler için bir misafirhane yaptırdığı da tarihi belgelerde yer alıyor.
Fatih Sultan Mehmet ve II. Bayezid dönemine ait tespit kayıtlarında caminin aktif olarak kullanıldığı, çevresindeki köyler, bağ, bahçe, tarla, dükkân ve fırınların vakfedildiği görülüyor. Caminin yakınındaki çeşmenin ise dönemin önemli isimlerinden Sahip Ata’ya ait olduğu biliniyor.
İlk inşası Karamanoğulları dönemine tarihlenen Ak Cami, zamanla orijinal yapısını kaybetmiş. Hacı Kaymaklardan Kasım Ağa’nın öncülüğünde halk tarafından yeniden inşa edilen caminin kerpiç duvarları ve düz damı yenilenmiş. Bugünkü haliyle cami, 10,70 x 11,70 metre ölçülerinde, kübik gövde üzerine sekizgen kasnakla oturtulmuş tek kubbeli mimarisiyle dikkat çekiyor.
Caminin iç mekânı, 2008 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan restorasyonla tamamen yenilenmiş. Alt duvarlar ahşap lambrilerle kaplanırken, kuzeyde iki sütunun taşıdığı ve yarım daire şeklinde öne çıkan bir mahfil eklenmiş. Mihrap mermerden yapılmış olup, yarım silindirik şekilde duvara oyulmuş ve dışa çıkıntılı bir formda. Caminin minberi ise ahşap olup batı duvarına bitişik şekilde konumlanmış.
Kubbenin eteğinde yer alan siyah zemin üzerine beyaz sülüs hatla yazılmış yazı kuşağında ise Nebe Suresi yer alıyor.
Konya’nın tarihi zenginliklerinden biri olan bu cami, hem mimarisiyle hem de geçmişiyle dikkat çekerken, kölelikten devlet yönetimine uzanan bir hayat hikâyesinin de sessiz tanığı olmayı sürdürüyor.