Bu garabet bitsin artık!

Hayrettin Atak

Sayın Genel Yayın Yönetmenim,

Saygıdeğer Yazı işleri Müdürüm,

Sayın Haber Müdürüm, İnternet editörüm,

Sayın Matbaacımız, Kağıt tedarikçimiz,

Saygıdeğer reklam verenlerimiz,

Sayın okuyucularım,

Sevgili takipçilerim,

Sevgili Konyalılar,

Ve emekçi muhabir arkadaşlarım…

Bütün yazılarıma böyle başlasam ne kadar sıkıcı olurdu değil mi? Okur muydunuz sahi? Kaçınız isminin metinde bu şekilde geçmesinden mutlu olurdu?   

Yanıt veriyorum; “Hiç…”

Ama aynı şeyi şehrin en önünde gelen isimler belki de her gün hatta günde birkaç kez yapıyorlar.

Zaten çoğu çok sıkıcı olan konuşmaların tamamı bu cümlelerle başlıyor; Ve aslında çoğu da gereksiz…

Biri buna dur demeli!

Sayın Valim,

Sayın Belediye Başkanım,

Sayın Daire Başkanım,

Sayın Emekli Büyükelçimiz,

Sayın kurum muhasebecimiz…

Bir salon düşünün tıklık tıklım ilköğretim çocuğu. Cıvıl cıvıl… Şen şakrak herkes… Ya da tıklım tıklım kadın dolu salon. Rengarenk… Program başlıyor. Tok mu tok bir ses; ”Sayın Belediye Başkanım, Sayın İl Kadın Kolları Başkanım, Sayın Müdürüm…”

Bir güzel program nasıl daha baştan mahvedilir. Bizden öğrenin…

…  

Nerden miras ki bu bize…

Hadiste, Sünnette yoktur diye düşünüyorum!

Selçuklu, Osmanlı’da da hiç sanmam; “Sayın Padişahım, Sayın Şeyhül İslam’ım, Saygıdeğer Kazaskerim, sayın Reisülküttabım, sevgili Yeniçeriler…”

Hele ki Batı’dan hiç mi hiç sanmam; düşünsenize Theresa May’i; “Sayın Kraliçem, Sayın Londra Belediye Başkanım, Sayın Ortadoğu’dan sorumlu istihbarat Şefim…”

Başka bir meslek var mı ki; Mesela bir öğretmen derse giriyor; ‘Sayın sınıf başkanım, Sayın temizlik kolu üyelerimiz, Saygıdeğer öğrenciler…’

Oradan değil, buradan değil. Nereden ki bu garip adetin temeli?

Bürokrasinin kendine göre kuralı var elbet. Ama ya o kural çok saçmaysa… Devam etmeli miyiz…?   

“Konuşmaları böyle dolduracağız” diye düşünüyorsanız yanlış yoldasınız! 

“Biri kuyuya bir taş atmış ama hiç birimiz çıkaramıyoruz” diyorsanız da tamamen haklısınız!

Devam o zaman…

Başta askeri vesayetin neredeyse! bittiği ancak bürokratik vesayetin nedense! hala bitirilemediğinin en önemli göstergesi bu seremonidir sanıyorum…

Belki sizin hoşunuza giden tarafları vardır ama o programa katılan vatandaşın canı çok sıkılıyor bu seremoniden. Bilin istedim…

Programa katılan herkesin tek tek söz almadığı,

Bir ya da iki kişinin çıkıp dolu dolu konuştuğu,

Konuşmalarına da sadece ‘Selam-ün Aleyküm’ diye başladığı, hatta sadece ‘Selam’ da olur,  

Ve olabildiğince kısa tutup, kürsüden indiği gün,

Muasır Medeniyetler seviyesini kat be kat geçmiş olacağız!

 Sayın Genel Yayın yönetmenim,

Sayın Yazı İşleri müdürüm,

Sayın Matbaacımız,

Saygıdeğer Kağıt tedarikçimiz

Ve tabi ki saygıdeğer reklam verenlerimiz…

Sayın okuyucularım ve Saygıdeğer Konyalılar…

Bugünkü yazım bu kadardır.

“Arz ederim!”