Dağlık Alanlarda KOP’un kalkınmaya katkısı ve İl Özel İdare

Hamdi Bağcı

İki hafta önce Cumartesi Konya Yazarlar Birliği ile Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının (KOP)’un “Yazılacak Çok Şeyimiz Var” gezileri çerçevesinde Seydişehir’in Yaylacık Köye ile Bozkır ve Mavi Boğaz’ı kapsayan Doğa ve Foto Safari Gezisine katıldık.

Konuyla ilgili iki yazdım, bu üçünce yazı ve bugün de size o gezide tespit ettiğim KOP’un kalkınmaya katkısı ve İl Özel İdare ile organize çalışmalarından ve bunun kırsal bölgelere nasıl etki yaptığından bahsetmeye çalışacağım.

Konuyu ele alırken birkaç başlık altında aslında koskocaman bir rapor yazılması gerektiğinin, bu konunun çok çok önemli olduğunu belirtmek istiyorum.

Şunu da ifade edeyim, KOP bu konuda ok önemli birkaç tane rapor hazırladı. Bunları az çok incelemeye çalıştım. Kesinlikle sadece bu konudan dolayı bile KOP takdiri hak etmektedir.

Özellikle, “KOP Bölge Nüfusu - 2012 Yılı İtibariyle Nüfus Hareketleri Raporu” Konya’mız ve bölgemiz için müthiş bir fotoğraf niteliğindedir.

Bu raporun Konya’da çok geniş bir şekilde analiz edilmesi gerekmektedir. Yetkililerimiz, Sayın Valimizin Başkanlığında bu raporu masaya yatırmalı ve Konya’nın nasıl kalkınabileceğini uzun uzun tartışmalıdır.

KOP’un Konya Yazarları Birli ile düzenlemiş olduğu bu gezi aslında bize kırsal bölgelerimizin vahim durumunu yerinde göstermek bakımından da önemli oldu, zira bölgenin Konya merkeze göre ne kadar geri kaldığı ve bu haliyle Konya ili kalkınma modelinin sürdürülebilir olmadığını biz gözlerimizle gördük.

Konya’dan 50 yıl geride yaşayan ilçelerimiz, köylerimiz var ve buralar bitmek üzere. Bu bölgeler bittikçe de Konya merkezde hayat yaşanamaz hale geliyor.

Konya’nın dağlık ilçeleri, Halkapınar, Selçuklu, Hadim,  Güneysınır, Taşkent, Bozkır, Meram, Akören, Ahırlı, Seydişehir, Yalıhüyük, Derbent, Beyşehir. Derebucak, Doğanhisar olarak ifade edebiliyoruz. Bu ilçeler ve köyleri Konya’nın yaklaşık yüzde 35 bu vahim durumu aynelyakin yaşıyor…

Burada toplamda yaklaşık 500 köy ya da kasaba diyebileceğimiz yerleşim alanları var.

İstatistiklere baktığımızda dağlık alanda, diyebileceğimiz bölgelerde nüfus hep gerilemiş. Şaşırtıcı bir şekilde Türkiye’de nüfus çoğalırken bizim kırsal alanlarımızdaki nüfus azalmış. Tabi buralardaki azalma Konya’nın nüfusuna da yansımış ve Konya 15 yıl önce Türkiye’nin 5. Büyük kentiyken bugün 7. Sıraya düşmüş.

İşin garip tarafı bu günkü yapı değişmez ve kırsal kesimler için bir kalkınma modeli oluşturulup giden nüfus geri getirilmezse, ya da yeni doğan nesil bu bölgelerde tutulamazsa 2023 konjonktüründe Türkiye yüzde 10 seviyelerinde büyürken Konya’nın büyümesi yüzde 5 seviyelerinde kalacak.

Türkiye’ye göre gelişemediği gibi yine bölgeden insanlarımız başka illere medarı maişet için gitmiş olacaklar.

İşte bu noktada bölge için kalkınma konusu sorulduğunda, bölge nasıl kalkınacak, bölgeye kim önderlik yapacak dediğimizde iki kurum öne çıkıyor. Bunlar KOP ve İl Özel İdaresi…

Ama İl Özel İdaresi 2014 yılında kapanacak, o zaman devreye Konya Büyük Şehir Belediyesinin girmesi gerekiyor.

KOP Başkanı Mehmet Babaoğlu Konya Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tahir Akyürek’e bu konu ile ilgili iki öneri sunmuş, bunlardan birisi Kırsal Kalkınma Daire Başkanlığı, ikincisi ise Kırsal Kesim Ulaşım Daire Başkanlığı…

Tahir Başkan, bu konu ile ilgili olumlu olduğunu ve ne gerekiyorsa yapılması talimatını verdiğini ifade etmiş.

Bence Mart ayı beklenmemelidir. Şimdiden bu iki daire başkanlıkları kurulmalıdır ve görev ve sorumlulukları İl Özel İdaresi, KOP ve konu ile ilgili diğer aktörler, muhtarlar, belediye başkanları, bir araya gelerek belirlenmelidir.

Bir de kalkınmanın şekli var.

Ben bu konuda İl Özel İdare İle KOP’un tam olarak doğru modeller uyguladığını düşünmüyorum.

KOP ve İl Özel İdare bölgenin kalkınması için tarımı ve hatta organik tarımı tek çıkış noktası olarak öngörüyorlar.

Bunun yeterli olabileceğini zannetmiyorum. Seydişehir’e Konya Şeker’in yapmış olduğu patates fabrikasının bölgeye nasıl etkisi oldu, hepimiz gördük.

Netice itibariyle bu bölge için, dondurulmuş gıda, et, süt fabrikaları, turizm, taş ocakları ve madenlerin verimli kullanılması gibi farklı seçeneklerinde mutlaka düşünülmesi ve planlanması gerektiğini belirtmek istiyorum. Fabrikalaşma olmadan kalkınmanın olmayacağı kesin.

Bölgenin coğrafyası turizm için bizlere müthiş fırsatlar sunuyor, bununla birlikte bölgedeki göller, göletler, barajlar, dağlar, varsa sıcak su, tarihi kalıntılar, ören yerleri gibi konular mutlaka geniş etütler yapılarak kalkınma için seçenek olarak sunulmalıdır.

Neticede KOP ve İl Özel İdare’nin bugün oluşturdukları tecrübe temel alınarak bölgenin kalkınması için seçenekler geliştirilmelidir.

Eğer bu bölgelerde kalkınmayı geliştiremezsek, sadece bu köyler bitmeyecek, bu köylerle birlikte şehirlerimizde nefes alamaz hale gelecek ve bitecek.

Evet, köylerdeki nüfus şehirlere geliyor ama çok ciddi sorunlarla da geliyor, Türkiye’nin gelişimi Anadolu illerimizin gelişmesinden, kalkınmasından, Konya’mızın gelişmesi ise kırsal ve dağlık bölgelerimizin gelişmesinden kalkınmasından geçiyor…

Ya bu kalkınmayı başaracağız ya da hep birlikte çağın hengâmesine boyun eğerek bindiğimiz geminin batmasını izleyeceğiz.

Sizce hangisi mantıklı…

 

Gelecek hafta Cumartesi konuya devam edeceğiz…