Dayın Yoksa İşin de Yok

Ayşe Sarı

Evet, yeni mezunlar için iş bulmak zor...

Ama asıl mesele zor olması değil, adil olmaması.

Kendi alanında çalışmak isteyen birinin aldığı sorular, yeteneklerinin ne olduğundan çok tanıdıkları, dayıları ve referanslarının kim olduğu. İşin tuhaf yanı da şu ki sözde referans sistemi sadece prestijli kurumlar için geçerli değil; en vasıfsız, en sıradan işler için bile torpil gerekiyor. Kendi yeteneklerimizle bir yerlere gelmeyince “Demek ki yeterince iyi değilim.” gibi düşünceler zihnimizi ele geçiriyor. Ama gerçek şu ki bizden daha kötü, ne iş yaptığını bile bilmeyen insanlar o koltuklarda oturabiliyor. Çünkü onların torpili vardı. Senin yok, olay bu kadar basit. Kısaca Türkiye’de dayın yoksa işin de yok.

Kendi alanında iş bulamayınca, zar zor bulduğun bir torpille işe giriyorsun. Bazen bu bile olmuyor çoğu genç alanı dışında mesleklere yönelmek, zorunda kalıyor. İşte asıl adaletsizlik ise burada başlıyor. Zar zor girdiğin işte görevin dışında pek çok işi sana yaptırıyorlar, isteklerinin ardı arkası gelmiyor. Bir bakmışsın birden fazla kişinin yapacağı işi tek başına yapıyorsun ve çabanın karşılığını alamıyorsun. Yaptığın ekstra işler için ekstra maaş yok, hatta vermek zorunda oldukları üç kuruş parayı bile çalışanından türlü bahanelerle geri almaya çalışan işverenler var.

Ama ne zaman yetişmesi gereken bir iş olsa, “Sen ailedensin, yaparsın edersin, bu zaten senin görevin...” derler. Hatta yetiştiremediğinde, azarı yine sen yersin. Ne güzel sistem değil mi? Dünyaya işveren olarak gelmek varmış...

Bu şartlar altında dayanamayıp işten çıkınca da diyorlar ki:

“Gençler iş beğenmiyor.”

“Yeni nesil ancak yesin, içsin, gezsin...”

“Hevesleri yok, fikir üretmiyorlar.”

Evet biz genciz, ama ne iş beğenmemezlik yapıyoruz, ne de çalışmaya hevesimiz yok. Biz sadece “iş” adı altında sömürülmeye karşıyız. Düşük ücrete, ekstra işe, mobbinge ve yaşımız küçük diye işlerin üzerimize yıkılmasına karşıyız. Gençliğimizi, hayallerimizi ve geleceğimizi yıpratan bir düzene ayak uydurmak istemiyoruz.

İşten kaçmıyoruz.

Çalışmak ve üretmek istiyoruz, hakkımızın yenildiği bir yerde değil hakkımızın verildiği bir yerde.