Dindar ve Din Tüccarı..

Büşra Aksakbağı Ay

Ne kadar farkındayız bilmiyorum bu kavramlar hayatımızın merkezinde olmaya başlıyor.  İkisinin arasında ki fark ise seçim gününe yaklaştıkça daha çok ortaya çıkıyor.

Dindar, başkalarıyla dinin muhakemesini, dinci ise maddi veya manevi ticaretini yapandır. Dindar, dini bir yaşam felsefesi olarak algılar ve hayatının merkezine koyar. Dinci ise dini kumbara gibi görür ve sadece kullanmak istediği yerde kullanır. Daha net olmak gerekirse; dindar kraldır, dinci ise kralcı..

Sanırım her seçimde yenilgi alan CHP, son kurşun olarak “din” argümanına sarılmış durumda. Ak Parti bilindiği üzere muhafazakar bir parti.. Ve yıllardır ülkenin yönetiminde. CHP ise kurulduğu günden beri din ve dinin gerekliliklerine elinden geldiğince karşı durmuş, devlet kademesinde bulunmasını geçtim en temel hak olan eğitimde bile müdahalelerde bulunmuş bir parti.. Sonunda bir yerde yanlışlık yapıyoruz deyip strateji değişikliğine gittiler. Fakat halk ne kadar güvenir ve inanır onu bize zaman gösterecek. Ya da CHP ne kadar samimi yine bize zaman gösterecek..

Muhalefetin en güçlü Cumhurbaşkanı adaylarından birisi Muharrem İnce.. Biliyorsunuz daha önce kendisi Ramazan ayında tatilde olup burada gündüz vakti açık alanda alkol almıştır. Kınamıyorum veya kızmıyorum. Herkes inandığı gibi yaşayabilir. Yani ben bu noktada Sayın İnce’yi eleştirmem veya vurmam. Fakat neler oldu da Ramazan ayında alkol olan Muharrem’den, abdestsiz yere basmayan Muharrem’e evirildi dersiniz..

Muharrem İnce, öğretmeni ısrar etmese dedesi tarafından İmam Hatip’e yazdırılacakmış. Abdest almadan adım atmazmış, Cuma namazlarını ise asla kaçırmaz, duasız açılış töreni asla yapmazmış. Hatta o kadar dinine düşkünmüş ki arkadaşları Hacı Muharrem derlermiş..

Ne diyelim Allah kabul etsin. Kimsenin içini Mevla’dan başkası bilemez. Fakat seçim öncesi bambaşka biri iken seçim dönemi evliyaya dönülünce insanoğlu işte ister istemez sorguluyor. 

Erdoğan yıllardır Cuma namazlarını kılıyor, orucunu tutuyor, dini konularda hassasiyetini herkes biliyor. Buna rağmen belli bir güruh Erdoğan’a yıllardır dini kullanıyor, siyasete alet ediyor diye yüklenmeye çalışıyor. Şimdi ise aynı güruh seçim dönemi bunları yapmaya başlayan İnce için savunmaya geçiyor. Müslümanlık Ak Partililerin tekelinde değilmiş, şimdiye kadar gizli yapıyormuş vs.. Peki, şimdi neden açıktan yapma ihtiyacı hissetti?

Recep Tayyip Erdoğan ülkede öyle bir rüzgâra neden oldu ki artık bu ülkede dini ve dindar insanları yok sayarak, ezerek bir yere gelinemeyeceğini anladılar. CHP’nin bile din argümanına sarılması siyasal islamın Türkiye’de ki zaferinin ilanıdır.

Tüm bu olanları ve açıklamaları CHP ve zihniyetinde ki kesim gülümseyerek, kazanmak için söylüyor, zafere giden yolda mubahtır, doğru strateji diyerek dinliyor ve itiraz etmiyorlar. Nasıl olsa iktidara gelince istediğimizi yaparız diyorlar.

Bunlar cahil, biz Allah, kitap, abdest diyelim, dua edelim bize oy verirler dediğiniz halkı kandırabilecek misiniz bunu 24 Haziran’da göreceksiniz.

Teşbihte hata olmaz.. Reklamcılıkta bir malın taklidi sürekli reklam yapar ise aslının satışı ve karı artar. Daha anlaşılır konuşmak gerekirse; taklitler aslını yaşatır. Sayın İnce, başkası olma kendin ol, böyle çok daha güzelsin..