DİNLEYEREK ÖĞRENMEK

Hasan Mutluoğlu

 

Geçtiğimiz Cuma akşamı, Şuurlu Öğretmenler Derneği tarafından düzenlenen Uluslar arası Eğitim Konferansına katıldım. Konferansın konusu “Emperyalizmin Eğitim Yoluyla Kültürel ve Zihinsel İfsadı” idi. Konuşmacı olarak;  Malezya, Hindistan’dan Müslüman ilim adamları ve Aksaray Üniversitesinden Prf. Dr. C. Sencer İmer  katıldı.

Seçilen konunun gerçekten isabetli olduğunu düşünüyorum. Konuşmacılar da o derece uygun sunumlarla konferansı takip edenleri aydınlattı. Kendi adıma çok istifade ettiğimi söyleyebilirim. Konferansı düzenleyen Şuurlu Öğretmenler Derneği teşekkürü hak ediyor.

Bu tür bilgilendirme çalışmalarına fertlerin/toplumun ihtiyacı var. Daha geniş kitlelere ulaşmanın yolunu mutlaka bulmalıyız. Öğrenmenin ve etkilenmenin önemli ayaklarından biri de bu tür toplu etkinliklerdir. Sivil Toplum Kuruluşları bu çalışmalarla, özlenen kültürel zenginliğe ulaşmada önemli katkılar yapmış olacaktır.

Fert olarak bize düşen görev, bu tür faaliyetlere katılarak fiili destek  vermek.  Verilmek istenen mesajları çevremizle paylaşarak yaymak.

Dünya Ülkelerinde, bilhassa Müslüman coğrafyasında Emperyalizmin etkilerini içinde/dışında görüyor ve yaşıyoruz. Çekilen bunca acıların ve yıkımların nedenleri üzerinde ne kadar düşünüyoruz?  Engel olma adına bize düşen görevleri ne kadar yapabiliyoruz?

Emperyalizm ;  hakimiyetini sağlamak için her türlü metoda baş vurdu/vuruyor. Her ülkenin ve insanının özelliklerini irdeleyerek, çalışmalarını yapmak üzere stratejilerini ona göre belirledi.

Konuşmacıların üzerinde durdukları önemli bazı tespitleri  paylaşmak gerekirse:

Emperyalist sömürücü düzen ilk olarak dilden başladı. Dilin kontrolü önemli bir strateji basamağı. “Dili kontrol ederseniz anlamını da kontrol edersiniz. Gayeyi, düşünceyi kontrol edersiniz.”

“Dil sayesinde toplumun önemli değerlerine ulaştılar ve değiştirdiler. Dini kontrol altına alarak, toplumun kontrol mekanizmasını ele geçirdiler. Toplumsal baskı ve etkileşimi kendi amaç ve idealleri doğrultusunda kullandılar.”

“Dil değişince, elbette ki bilginin kaynağı da değişiyor. Batı kaynaklı bilgiler geçerli hale geliyor. Asıl bağlantılı olduğunuz medeniyet bilgilerinden soyutlanıyorsunuz.”

“Tarih anlatılırken, emperyalizm iyi anlatılmalı. Medeniyetler Çatışması diye bir şey yoktur.  Medeniyet tektir. Öğrenilir, kavranır ve katkıda bulunulur.”

“Akıl en büyük nimet. Aklın öne çıkarılması İslam’da  esastır. Aklı korumak önemli bir görev. Aklı kullanmaktan uzaklaştığımız için medeniyeti taşıyamadık. “

Eğitim faaliyeti, üreten bir fabrika gibi düşünülebilir mi? Bilginin üretildiği yer olarak düşünürseniz, evet. Eğitim faaliyetleri,  önemli üretim çalışmalarıdır.

Tarihimizi öğretirken, öze dönmeyi, bizimle beraber olacak milletlerle ortak yanlarımızı kavratmayı sağlamalıyız. Yabancı dil ile eğitim değil, yabancı dil öğrenmeyi, yabancı dili amaçlarımıza ulaşmada araç olarak kullanılması şeklini benimsemeliyiz.

Güzel düşüncelere doğru yelken açtıran konuşmacılara teşekkür eder, çabalarının neticesini Allah’tan (c.c) dilerim.

Dinleyerek çok şey öğrenilebileceğini,  özellikle  ifade etmek istiyorum.