Diyabet önemli bir hastalıktır

Büşra Gülşah İyikan
Diyabet günümüzde yaygın olan fakat yeterince üzerinde durulmayan bir hastalık. Diyabet hastalarının diyet yapması, ilaçlarını düzenli şekilde kullanması ve disiplinli spor yapması gerekiyor.
 
Birçok kişi ilaçlarını düzenli kullanıyor fakat spor yapmıyor. Sağlıklı yaşam için doktor tavsiyesinde bulunan bütün unsurların yerine getirilmesi gerekiyor. İlaç kullandığı süre içerisinde iyileştiğini düşünen diyabet hastası, ilaç alımını ihmal ederek tedavisini yarım bırakabiliyor.
 
Yarım bırakılan tedaviler ileride daha riskli hastalıklara neden olabiliyor.
Besinlerle kana geçen glikoz, insülin hormonu aracılığı ile hücrelere girmektedir.
 
Şeker hastalığının orta ve ileri yaşlarda sık görülen tipi olan insüline bağımlı olmayan diyabet bütün dünyada büyük bir hızla yayılmakta…
 
Özellikle kilo fazlalığı ve şişmanlığın büyük bir salgın gibi yayılması bu tip diyabet ile karşılaşma olasılığını artırıyor.
 
Diyabet hastasının endokrin veya dahiliye uzmanına mutlaka gitmesi gerekmektedir. Yapılacak tahlillerle hastalığın ne şekilde ilerlediği, diyabetin nasıl bir hastalık olduğunun öğrenilmesi için uzmandan görüş alınmalıdır.
 
Diyabet hastaları mutlaka diyabet konusunda tecrübeli bir diyetisyene başvurmalıdır. Diyetisyenle görüşülmesi diyabette neler yenip içileceği, yemeklerin hangi yöntemle pişirilmesi gerektiği gibi konularda diyabet hastalarına rehberlik edecektir.
 
Diyabetiklerin mutlaka şeker ölçüm cihazına sahip olmaları gerekmektedir. Ölçülen şeker değerlerinin ve tüketilen gıdaların düzenli olarak not alınması önemlidir.
Diyabet hastalarının 1-3 aylık periyodlarla hekimlerine başvurması gerekmektedir. Hastalığın seyri ve daha sağlıklı bir hayat için bu konu önem taşımaktadır.
Egzersiz uzmanıyla görüşülmesi ve şekeri düşürmeyen programların uygulanması tercih edilmelidir. Egzersiz programının diyetisyen ile paylaşılması da spor öncesinde ve sonrasında neler yenilmesi gerektiğini belirlemektedir.
 
Düzenli yaşam tarzı diyabet hastaları için yaşam kalitesini artırmaktadır. Yeme-içme, spor vb. aktiviteler belirli bir sırada yapılır, yiyecekler ve içecekler belirli saat aralıklarında tüketilirse yaşam kalitesi daha da artacaktır.
 
 Fazlaca işlenmiş, bu nedenle posasını ve doğal yapısındaki pek çok önemli etkenini yitirmiş ve ayrıca margarinler, sanayi şekeri ve katkı maddeleri ile doldurulmuş hazır atıştırmaların (cipsler, barlar, şekerlemeler) glisemik indeksleri genellikle yüksektir. Bu tür bir beslenmeyle alınan karbonhidratlar kana hızla karışır ve pankreas bezinden yoğun ‘‘insülin’’ salgılanmasına sebep olurlar.
 
Bir süre sonra insülin direnci sorununun ve pankreas bezi yorgunluğunun yetersizliğinin ortaya çıkması, kilo fazlalığı, şişmanlık ve şeker hastalığını da beraberinde getirecektir. Fast-food besinlere ve atıştırmalara özellikle çocukların ve gençlerin eğilimli oldukları gözönüne alındığında, aslında orta ve ileri yaşlarda görülmesi gereken  Diyabet'in çocuk ve gençler arasında neden hızla yayıldığı kolayca anlaşılacaktır. Batı tipi beslenme çocuklarımızı ve gençlerimizi işte bu nedenle erkenden yaşlandırıyor. Çözüm ise son derece kolay: Geleneksel Türk mutfağı ile Akdeniz mutfağının iyi planlanmış bir sentezi ya da harmanlanması.
 
Erişkin tipi şeker hastalığının yaygınlaşmasında bedensel aktivite eksikliğinin önemli bir rolü olduğunu bilmelisiniz.
 
Modern yaşamın bedenimize yönelik en büyük tehditlerinden birincisi yanlış beslenme ise, diğeri de hareketsizlik ve tembelliktir. Pek çoğumuz yürümüyor, merdiven kullanmıyor, egzersiz yapmıyoruz. Bedensel aktivite düzeyimiz neredeyse kalp atışlarımız ve soluk alıp vermeleri ile sınırlı bir hale geldi. Kahvaltımızı yatakta yapmak, garaja asansörle inip arabamıza kurulmak.
 
Kısacası, daha çok kalori alıyoruz. Enerji dengemiz sürekli olarak fazla veriyor. Bütün bu enerji hareketlerinin organizasyonunun neredeyse tümünü pankreas bezinin beta hücrelerinde imal edilen insülin hormonuna yüklediğinizi bilmelisiniz.
Bir sınırımızın olduğunu da unutmamalıyız…