DÜĞÜN

Hasan Mutluoğlu

Sosyal toplumun en önemli ve en küçük topluluğu ailedir. Şöyle bir ifade,ailenin önemini daha iyi anlatır.”Toplumun temel taşı ailedir.”

Dinimiz; aile düzeninin korumasını,evliliklerin düzenli bir biçimde sürdürülmesini, gençlerin geciktirilmeden evlendirilmesini önemser.

Her anne/baba çocuklarının mutlu bir yuva kurmasını,onların mürüvvetini görmeyi arzular. Bu mutlu olayın gerçekleşmesi için gereken gayreti/çabayı sarf eder.

Bilhassa gençlerin zamanı geçirmeden evlendirilmesi gerektiğini Peygamberimiz bakın nasıl ifade ediyor.

Peygamberimiz minberden ashabına şu şekilde sesleniyor:

“Ey inananlar! Cebrail (a.s) sırlara âlim olan Allah tarafından nazil olunca yanıma gelip, "Ey Allah'ın Resulü!" dedi. "Kızlar ağacın dallarındaki meyvelere benzerler, eriştikleri vakit koparılmaları gerekir. Aksi takdirde güneşin harareti ve rüzgârın şiddetli esintisi onların tazeliğini bozar. Erkekler de böyledir, ergenlik çağına vardıklarında, kalplerinde meydana gelen huzursuzluğun evlendirilmelerinden başka ilacı olmaz. Evlendirilmedikleri takdirde fesat ve günaha duçar olurlar..."

Evlilik müessesesinin sağlamlığını korumak için, nereden ve ne zaman başlanılması gerektiğini ne güzel ifade ediyor.

Evlenmenin, aile kurmanın gereğini ve önemini Allah(C.C) Kur’an-ı Kerimde şöyle buyuruyor:

“Her şeyden iki çift yarattık, tâ ki düşünüp öğüt alasınız.”(Zariyar-49

 

“Ve O'nun nişanelerindendir, sükuna erişesiniz diye kendi nefislerinizden eşler yaratması.”(Rum-21)

Müslüman toplumunun oluşması, devamı, sağlam ailelerin varlığı ile doğru orantılıdır.Her Müslüman fert evlenmek ve aile kurmakla yükümlüdür.

Evlilik yapmamanın tehlikelerini ve sakıncalarını peygamberimizin şu ifadelerinden anlıyoruz:

Kıyamet günü ateş ehli olarak haşredilecek kimselerin çoğu, içinizden bekâr olarak ölenlerdir.”

“  En kötüleriniz, (bu dünyadan) bekâr olarak ayrılanlarınızdır.”

 “ Sizin en kötüleriniz, içinizden bekâr olanlarınızdır ve bunlar şeytanın kardeşleridirler.”

 “ Ümmetimin en iyileri evliler, en kötüleri ise bekârlardır.”

Çocuklarımızın anne/baba üzerinde en önemli haklarından birisinin, iyi bir evlilik yapabilme konusunda gereğinin yapılmasıdır.

Her anne/baba çocuklarının mutlu bir yuva kurması için gerekeni yapabilmenin çabasında olurlar.Bu işi zorunlu bir görev olarak benimser ve gereğini yapar.

Mutlu bir yuva kurma çalışmaları, DÜĞÜN olarak adlandırdığımız güzel bir şenlikle taçlandırılır.

Düğün; mutlulukların en güzeli olan şenliğin bir adıdır.Bu sevinçli günümüzü akraba ve dostlarımızla paylaşırız.

Düğünler, bütün dost ve akrabaların buluştuğu çok önemli toplantıya da vesile olduğundan, toplum birlikteliğini güçlendirici hayırlı bir işleve dönüşür.

Hafta sonu,bir dostumuzun düğününe katıldık.Yıllardır görüşemediğimiz dostlarımızla görüştük.

Düğünün yapıldığı ortam uygun,tören sade, etkileyici ve güzeldi.

Düğünler;adaba uygun ve neşe veren bir şenlik havasında yapılabileceğini yeniden görmüş olduk.

Kur’an tilaveti,dualar eşliğinde yapılan nikah töreninden sonra, güzel bir Türk sanat müziği ziyafeti ve yemek faslından sonra düğün sonlandırıldı.

Yazımı, Edebi Şaheserimiz KUDATGU BİLİKTEN alıntı ile sonlandırmak istiyorum.

“Arzun, kurumayan ırmak gibi, akıp-gelen; saadetin, ihtiyarlamayan bir hizmetkar gibi, daim kapında dursun.”