EĞİTİME DAİR (1)

Hasan Mutluoğlu

 

Eğitim deyince, öğretim bu sürecin neresinde diye sorulabilir. Konuşma dilinde “EĞİTİM” sözcüğü her iki kavramı da içine alan bir ifadedir. Eğitimin tarifini sorduğunuz her fert, mutlaka kendine göre ifadelerle izah etmeye çalışır. Ben de kendime göre şöyle bir ifadeyi paylaşmak istiyorum.

Eğitim: İnsan kaynağının ülkeye ve tüm insanlığa yararlı hale getirilmesinde en büyük faktördür. Gerçekleşmesi için, “Beşikten mezara” kadar sürecek olan birbirini takip eden bir dizi  faaliyetler ve çalışmalar yapma zorunluluğu vardır.

İnsanoğlunun dünya üzerinde varoluşundan itibaren hep böyle olmuştur. Eğitim ve terbiye konusunda Allah(c.c) yarattığı kullarını başıboş bırakmamış, (İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır! Kıyame suresi 36) gönderdiği Peygamberler vasıtası ile gerekli eğitim ve bilgilendirme faaliyeti gerçekleşmiştir.

Tarihin her devrinin ve döneminin kendine has medeniyet, kültür ve bilgi birikimi,  eğitim sayesinde zamanımıza kadar nesilden nesile aktarılarak gelmiştir. Tarım toplumu, Sanayi toplumu, Bilgi toplumu diye evrelere ayrıştırılan medeniyet devirleri, aşamaların geçişi sert bir çizgiyle birbirlerinden ayrılmamış, tecrübelerini birbirine aktararak gelişme çizgisinde devam etmiştir.

Zamanın şartları değiştikçe, bilgi ve tecrübeler eğitimde kullanılarak çağın gereklerine ulaşılmış. Yaşamı kolaylaştırıcı imkanlar elde edilmiş.

Hz. Ali (K.V) “Zaman durmaz, zaman da size uymaz. Çocuklarınızı zamanın gerçeklerini göz önünde bulundurarak eğitiniz.” Diye buyuruyor. Ne güzel bir ifade. “Muasır medeniyet seviyesi”ne ancak bu şekilde ulaşılabilir.

Eğitim paydaşları arasında olan “Aile” de eğitim çok önemli bir basamağı oluşturur. Aile içinde de en önemli görevi anne üstlenir. Annenin etkisi çocuklar üzerinde daha fazla görülür.

Annenin ailedeki rolünün önemini vurgulayan bir Afrika Atasözünü paylaşmak istiyorum. “Bir erkeği eğitirseniz, bir bireyi eğitmiş olursunuz. Bir kadını eğitirseniz bir aileyi, dolayısıyla bir toplumu eğitmiş olursunuz.”

Toplumun temel taşı olan aile ne kadar önemli ise, aile fertleri içinde kadının üstlendiği görev ve rolü o derece önemli. Toplumun çözülmesi, ailenin sağlam temellerinin pörsümesinden kaynaklanmakta. Sağlam aile oluşturmak, toplumu huzura kavuşturmak istiyorsak, çocukları sevgi ortamında büyütmenin tedbirlerini almalıyız.

Eğitimli insanlardan oluşturulacak aile yapısına kavuşmak, eğitim sistemimizin amacı. Cinsiyet ayırımı yapmaksızın herkes eğitim hakkını kullanır. Devlet de bunun takipçisi ve uygulayıcısıdır.

Aile fertlerinin eğitimli olması, çocukların yetiştirilmesini kolaylaştıracaktır. Anne ve babanın çocukların eğitilmesinde aile içinde aldıkları rol farklıdır. Annenin rolü daha fazladır. Ancak anne de çalışıyorsa, çocuğun yetişmesi için gerekli zaman yeterli olamayacaktır.

Anne için en önemli ve mübarek görev ANNELİKtir. Ekonomik şartlar nedeni ile çalışma hayatında yer alan anne, asıl görevini ister istemez olumsuz yönde etkilemekte. Kadının annelik yapmasını kolaylaştırmak, çalışma hayatındaki mesaisini yeniden düzenlemek gerekir.

Gerekir demek yetersiz. Toplumun “Sağlıklı nesillere” ihtiyacı var. Bunu istiyorsak , mutlaka düzenlemelere gidilmelidir. Bu konunun uzmanları, nasıl olması gerektiği konusunu çözebilirler.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı son zamanlarda bu konu üzerinde çalışıyor. Çalışmalar ilgi ile takip edilmekte. Umarız güzel sonuçlar elde edilir.