İnsan hayatı mevsimlere benzer. Sevgi ve mutluluk baharı, ayrılık ise kasvet dolu kış günlerini hatırlatır. İnsan hep sevmek ve sevilmek ister. Kendisini el üstünde tutacak birini arar durur mütemadiyen. Beklentilerinizin gerçekleşip gerçekleşmemesi bir yana, ayrıca yaşarken nelerle karşılaşılacağınız muammadır. Yaşamak tekdüze bir eylem değildir ve her zaman aynı biçimde sürüp gitmez. Yaşamın içinde acı da vardır, sevinçte. Mutlulukta vardır, mutsuzlukta. Vuslatta vardır ayrılıkta.
Bahar ve yaz günlerinde yaşamak ne denli güzelse, gökyüzü ve yeryüzünün aynı satıhta buluştuğu kasvet dolu kış günlerinde yaşamak o denli zor ve sıkıntılıdır. Ancak bu günlerde yaşamanız mukadderse, bu sizin yandığınızın resmidir. Bakarsınız ayağınızdaki hasret prangasıyla meçhul bir zindanda bulursunuz kendinizi. Bir kapınız vardır o da kilitlidir ne yazık ki. Üstelik kapının anahtarı zindanın önünde bekleyen bir zebellanın elindedir. Çıkmak istersiniz çıkamazsınız. Bahar gelse diye O’na yakarırsınız. Umuda sarılmaktan başka çareniz yoktur aslında. İçiniz yansa da, umudunuz hep diridir. Umudunuzun kulağınıza fısıldadığı şu söz ferahlatır içinizi; “Mevsimleri yalnız kıştan ibaret sanma! Yazıda vardır, baharı da.”
Bir dargın bir barışık yaşanılan günler hazan mevsimini çağrıştırır. Tıpkı yaprak döken ağaçlar gibi sizde gözyaşı döker ve hüzünle yaşarsınız bu mevsimi. Bütün maharet sevgiliye kavuşmaktır. Ondan ayrı kaldınız mı vay halinize! İşte o vakit ayrılık bir bıçak gibi saplanır yüreğinize. Hasret acısını kanıksar, ayağınıza o zebellanın takacağı prangayı hatırlarsınız. Ayak direseniz ve hatta isyan etseniz bile, bazen olacakların önüne geçmek mümkün olmayabilir.
Ayrılığın kendisi bir tarafa, adı dahi; “yaman kelime” olarak anılır. Yaşamak; bahar mevsiminde güllerin arasında, güllerden de güzel sevgiliyle ömür sürerseniz bir anlam ifade eder. O yanınızda değilse, hayatın ne tadı olur ne de tuzu. Onunla yaşamak için sarf edilen gayret boşa gitmez. “Saçlarından yakaladınız mı baharı” aşk denen bengisuya kavuşur, alıp verdiğiniz her nefes bir ömür mesabesindeymiş gibi yaşar gidersiniz hayatı. Nasibinizdekiyle nasibinizde olanı yaşamak için ona dört elle sarılmak gerekir. Bunun için ona dizeler dolusu şiir yazarsınız ve şöyle dersiniz; “ Elin elimdeyken mevsim hep bahar/Elimi bırakma kış görmeyeyim/Bir an sensiz kalsam içim kan ağlar/İçinde olmadığın düş görmeyeyim/Bengisuyum ol da yüreğime ak/Senden gayrısını hiç sevmeyeyim/Rabbimden isterim hep yalvararak/Sana doyamadan ben ölmeyeyim.
Hoşça kalınız. Her gününüz bahar olsun, kış çalmasın kapınızı.