ERDOĞAN CUMHURBAŞKANI, FENER ŞAMPİYON

Ramazan Yaşar

Türkiye’nin hızlı ve sansasyonel şekilde değişen gündemi hakkında haftada bir yazı yazmanın zorluğunu yaşıyorum. Bugünkü yazımda bu zorluğun bir sonucu olarak, iki önemli konuyla birlikte olacağız. Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Fenerbahçe’nin şampiyonluğu. Her iki konuyu da kamuoyu yakından takip ediyor. “Şimdi Cumhurbaşkanlığını anladık da, Fenerbahçe’nin şampiyonluğu tüm Türkiye’yi neden ilgilendiriyor” itirazında bulunan başka takım taraftarlarının itirazları da gösteriyor ki, Fenerbahçe’nin şampiyonluğu kendilerini mutlu etmese de gündemlerinin ilk sırasında.

Başbakan Erdoğan, 2003’de çıktığı Başbakanlık yolunda 11 yılı geride bıraktı. Bu süre içinde Fenerbahçe beş kez şampiyon oldu. Aslında Fenerbahçeli bir Başbakan döneminde Fenerbahçe’nin şampiyonluk sayısını yetersiz görüyorum.(!) Tabi bu başarısızlığı, Galatasaylı Mesut Yılmaz’ın %25’lerle Başbakanlık yaptığı dönemlerde Galatasaray’ın şampiyonluklara koyduğu ambargoyla (!) karşılaştırarak söylüyorum. Yani Fenerli Başbakan, Fener’in şampiyonluklarına önceki mevkidaşları gibi direk veya endirek bir katkı yapmamış…

Hatta Fenerli Başbakan döneminde “3 Temmuz operasyonuyla” Fener’e öldürücü darbeyi vurmak istediler. Aziz Başkan’ın dik duruşu, taraftarın büyük desteği, futbolcuların ve teknik heyetin onurlu ve şanlı direnişiyle; bu dönemde bir şampiyonluk ve iki ikincilik kazanıldı. Saha içinde durdurulamayan Fener’e karşı yürütülen kampanya adliye koridorlarına taşınsa da; Fener büyüklüğünü bir kez daha göstererek üzerinde oynanan tüm oyunları boşa çıkardı.

Fenerbahçe’nin spor mücadelesini, Başbakan’ın siyaset mücadelesine benzetmişimdir hep. “3 Temmuz Operasyonuyla” Fener’in kapısına kilit vurmak isteyenlere karşı yürütülen mücadele, Başbakan’ı Pınarhisar cezaevine gönderip siyasi hayatını bitirmek isteyenlere karşı verilen mücadeleye ne kadar da benziyor…Sporda ve siyasette rakipler son mermilerini de kullandıklarına göre, bundan sonra Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığını engellemek, Fener’i aşağı çekmek yerine, kendileri de oraya çıkmanın mücadelesini versinler.

Sayın Başbakan, Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olacak. Biz biliyoruz, Türkiye yaşadı, dünya gördü ki; Başbakan hangi görevde olursa olsun; Türkiye’yi dünyanın zirvesine taşıyacak. Kendisinden önce Amatör ligde oynayan Türkiye’yi 11 yılda ikinci lige çıkardı. Dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasına taşıdı. 2002’de IMF’den memur maaşlarını ödemek için borç para dilenen bir ülkeyi devralan Başbakan; Türkiye’yi dünyanın en büyük 20 ekonomisi içine taşıyarak ikinci lige çıkardı. Cumhurbaşkanlığı ve sonrasında geçilecek olan Başkanlık döneminde Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi yapacak ve birinci lige çıkaracaktır. Tabi sadece ekonomik verilerle birinci lige yükselmiyoruz. Türkiye, kangren olmuş sorunlarına Başbakan’ın vurduğu neşterle bir bir yüzleşiyor ve tedavi ediyor.

Başbakan’ın, Cumhurbaşkanı olmasının anlam ve önemi daha iyi anlamak için dışardan bakış ve görüşlere de ihtiyaç var. Bosna Hersek üçlü eş Cumhurbaşkanı Bakir İzzetbegoviç’in tespitleri Başbakan’ın dünyada ve İslam ülkelerinde ne ifade ettiğini anlamamıza yardımcı olacaktır. İzzetbegoviç diyor ki; “Erdoğan özel bir insan. Sadece Türkiye'nin değil bütün Müslümanlar'ın lideridir. Herkes ona bakar ve başarılı olmasını arzu eder. Bosna Hersek'te ekim ayında seçim yapılacak ve belki ben de yine aday olacağım. Ama Türkiye'deki seçimlerden dolayı kendi seçimlerimde duyduğum heyecanın bir benzerini yaşıyorum. Kendi seçimim gibi heyecan duyuyorum.”

                Görüldüğü gibi Başbakan sadece Türkiye’nin değil, tüm İslam dünyasının; Bosna, Filistin, Mısır, Suriye’nin,…; Mıyanmar, Keşmir, Sudan, Orta Afrika, Nijerya’daki,… Müslümanların; tüm mazlum ve mağdur halkların umududur…

Güçlü bir liderle, güçlü Türkiye yürüyüşü devam ediyor. Bize düşen bu yürüyüşe destek olmaktır. Ustanın bu kutlu yürüyüşte çıraklara ve kalfalara da ihtiyacı var…

*

2014 yılını Şampiyonlukla taçlandıran, açık ara puan farkı yakalayan, son 5 maçta şu statta mı şampiyonluğu ilan etsek, bu statta mı diye fantastik bir sezona imza atan Futbolculara, Teknik heyete, Kulüp Başkanına, Yönetim Kurulu Üyelerine, tüm kulüp çalışanlarına ve en önemlisi Fenerbahçe’nin en büyük gücü olan taraftarına teşekkür ediyorum. Bu teşekkürü bir Fenerbahçe taraftarı, bir Konya Fenerbahçeliler Dernek üyesi ve Fenerbahçe Kongre üyesi olarak yapıyorum. Alın teriyle kazanılmış her şey kutsal, değerli ve önemlidir. Bu şampiyonluk da öyle.

Fenerbahçe, Erdoğan’ın 11 yıllık Başbakanlık döneminde 5 Şampiyonluk yaşadı. 10 yıllık Cumhurbaşkanlığı ve Başkanlık döneminin tamamında Fenerbahçe’nin şampiyon olmasını temenni ediyorum. Diğer rakiplerine de ikincilik yarışında başarılar dilerim(!).