Sevgili okurlar 2018 yılından bugüne kadar bu konularda herhalde onlarca kez yazı yazmışımdır. Ne üzücüdür ki bu konularda ne kadar yazsak da söylesek de boş yere kürek çekiyoruz.
Ticaret Bakanlığı işini yapıyor ya da yapmıyor, kamu kurumları denetliyor ya da denetlemiyor, cezalar kesiliyor ya da kesilmiyor; inanın bunların hiçbir önemi olmuyor.
Çünkü bir insan ahlaksızsa, ahlaksızdır! Ahlaksız olanlar, ahlaksızlığını bir şekilde kılıfına uyduruyor, bir şekilde yapmaya devam ediyor.
Her kesimin ahlaksızları vardır ama esnafın ahlaksızı inanın çekilmiyor.
Zaman zaman haberlerini yapıyoruz, zaman zaman şikayet ediyoruz ama sayıları her geçen gün artıyor. Çünkü ahlaksızlık bazıları için artık adet olmuş, yaşam biçimi olmuş.
Geçtiğimiz gün ben de böyle ahlaksız bir esnafla burun buruna geldim. O sebeple de burada içimi dökmek istedim.
Şöyle ki; geçtiğimiz gün Konya Galericiler Sitesi’ne arkadaşlarımla birlikte bir araca bakmaya gittik. Daha önce sarı sitede ilanını gördüğümüz aracı almak niyetindeydik. İlanda, aracın birkaç parçasının boyalı olduğu belirtiliyordu. Kilometresi düşük, modeli çok da eski değil, ideal bir araç gibi görünüyordu.
Kendine ‘Doğru’ diyen ama doğrulukla hiç alakası olmayan esnafımıza, aracın başka sorununun olup olmadığını sorduk. Araca tam güvence verdi ve başka hiçbir kusurunun olmadığını belirtti. Fakat kaputu açtığımızda aracın hiç suyunun kalmadığını görünce şüphelendik ve bunun üzerine Galericiler Sitesinde bulunan bir oto ekspertiz firmasının yolunu tuttuk.
Adamın dediği gibi aracın bazı parçalarında boya tespit edildi ama bizi bekleyen asıl sürpriz, aracı life alıp yukarıya kaldırdıktan sonra ortaya çıktı.
Motor yağ yakıyor, piston yanık, otomatik şanzıman kulağı kopuk, alt takımlarda bazı vidalar eksik, akislerde ve direksiyon kutusunda alabildiğine boşluk var, klima motoru değişmiş ama arızalı görünüyor, say say bitmiyor aracın kusurları. Hani motorla ilgili bir kusur olmasa diğer arızaları görmezden gelecektik belki ama motordaki bu sıkıntı bizi buz gibi soğuttu.
Henüz ekspertizdeyken, kendine galerici diyen bu adamı aradık ve durumu anlattık. “Araç bu, alırsanız alın, almazsanız almayın!” şeklinde bir yanıtla karşılaştık.
Bunun üzerine aracı tekrar galeriye götürüp burada yüz yüze durumu bir daha anlattık.
Normalde araç satışında satıcının taahhüt ettiği durumun dışında ağır bir kusur çıkarsa, ekspertize ödenen ücreti satıcı karşılar. Hem gelenek böyledir hem de insani olan.
Biz yine de adamı zorda bırakmayalım diyerek, ekspertize ödediğimiz ücreti yarı yarıya paylaşalım dedik.
Ama boş yere uğraşmışız! Çünkü fırıldaklık yapmaya başladı.
Önce ekspertizler ne anlar araç motorundan diyerek aklımızla dalga geçti. Sonra motorun üst tarafı işlem gördü ama motorda başka sıkıntı yok itirafında bulundu. Daha sonra da yine aynı cümleyle, “araç bu, alırsanız alın, almazsanız almayın” şeklinde geçiştirdi. Ekspertiz ücretine ben karışmam diyerek de işin içinden çıktı.
Esnaf ya işte…
Ya kendine galerici diyen bu şahsı kendi dükkanında yaka paça indirecektik ya da olayı büyütüp kadılık olacaktık…
Lanet olsun senin esnaflığına diyerek çıktık kendine galerici diyen şahsın dükkanından.
Cebimizden boş yere hatırı sayılır bir para harcadığımızla kaldık.
Şimdi bu ahlaksızlığı yapan sözüm ona esnaf, muhtemelen araçtan pek anlamayan, ayrıntılı bir ekspertize gitmeye gerek görmeyen bir garibana çok afedersiniz ‘çakacak’ bu külüstürü…
Sonra da o kazandığı parayı helal sanacak, evine götürecek, ticaret yaptığını düşünecek.
Ben söyleyeyim, o para helal değildir, benden çıkan paranın da ona helal olmadığı gibi.
Sonra galericiler hakkında insanlar sosyal medyada olumsuz yorum yapınca şaşırıyorlar. Neyine şaşırıyorsunuz? Hiç şaşırmayın!
Benim yaşadığım bu olayla benzer olan binlerce hikaye dinliyoruz, okuyoruz, şahit oluyoruz. Ne yazık ki içinde en fazla çürüğü barındıran meslek grubunun başında geliyor galericiler.
İşini iyi yapan, helal rızka önem veren, sayısı çok az olan galerici abilerimi kast etmiyorum, onlar haklarını helal etsinler.
Ama bu ahlaksızlara da ne söylense az…
Buradan Konya Oto Galericiler Odası Başkanı Abdullah Acıbadem’e de selam gönderiyorum. Basınla arası çok iyi olan, bize her zaman yardımcı olan Sayın Acıbadem de bu yazdıklarımı bir köşeye not ederse sevinirim.