EZAN

Doç. Dr. Ömer Akdağ

Öncelikle belirtelim ki, ezan İslam dünyasının ortak paydasıdır.

Okunduğu yerde istiklal vardır, hürriyet vardır ve güven vardır.

Ezanın İngilizcesi, Fransızcası ve bilmemnecesi olmaz.

Ezan, ezancadır ve öyle kalacaktır.

Peygamberimiz tarafından nasıl tensip buyurulmuşsa öyledir….

Yakın tarihimizde bu konuda bazı hatalar olmuşsa da Türk milleti ezana müdahale edenlere gerekli cezayı vermiştir.

Birisi İstanbul'da ezan sesinden rahatsız olmuş, Günde beş vakit "çekilmiyor" demiş. Çaban Sülü'nün bir lafı geldi alkıma; "Demokraside çare bitmez" derdi "rahmetli"....

Gerçi "rahmetlinin" çözüm bulmak gibi bir "derdi" yoktu ama "halkı oyalama uzmanı" olması hasebiyle makes bulurdu toplumda her zaman....

Ve nitekim 1960’lı, 1970’li  ve kısmen de 1980’lı yıllar böyle heba olmuştu.

Ezandan rahatsız olanlara bulundukları mekana mütenasip olarak çözüm teklifleri verelim;

1. Ezansızlar veya ezandan rahatsız olanlar şayet  İstanbul'da iseler  behemehal Yunanistan'a gitsinler. Hiç  vakit geçirmeden gidebilirler. Zira tam vaktidir. Orada malî kriz olduğundan bir köyü veya bir adayı satın alabilirler "bizim"  ezansızlar. Ayrıca o bölgede İttihatçılar taban bulmuşlardı. Mesela Selanik kadim bir İttihatçı vadisidir. ORADA BOL BOL VİSKİLERİNİ YUDUMLAYABİLİRLER.

Viskilerini yudumlamışken kendilerine uygun bir siyasi partinin propagandasını da yapabilirler. Viskilerin yudumlandığı bir ortamda oyların nereye gideceği "bellidir"....

2.Ezandan rahatsız olanlar ülkemizin güney bölgesine yakın bir yerindeyseler onlar için en münasip mekan İsrail’dir. Orada çok sayıda “yandaş” matbuat bulabilirler. 

3. Karadeniz bölgesinde ise bu ezansızlar, onlara tavsiyemiz Ermenistan’dır.

BU ÜLKEDE EZAN SUSMAZ VE BAYRAK İNMEZ.