Filistin’de uzlaşı rüzgârları esiyor

İsmail Yaşa

Yıllardır iki başlılıktan ve bölünmüşlük halinden muzdarip olan Filistin’de milli birlik ve bütünlüğü sağlama çabaları tekrar yoğunlaştı.

Batı Yaka ve Gazze Şeridi arasında yeniden uzlaşı rüzgârları esiyor.

İslami Direniş Hareketi (Hamas) ve Fetih Hareketi bugüne kadar kağıt üzerinde birçok kez anlaşmasına rağmen Filistin halkına büyük zararı olan bölünmüşlük hali ne yazık ki pratikte aynen devam etti.

Konuyu daha iyi anlayabilmek için Filistin’de iki başlı yönetimin ne zaman ve nasıl başladığını hatırlamakta yarar var.

Filistin’de 2006 yılında yapılan parlamento seçimlerini Hamas’ın kazanmasını hazmedemeyen Filistin Yönetimi Başkanı Mahmut Abbas, Hamas’ın çoğunlukta olduğu parlamentonun ve kurulacak hükümetin elini kolunu bağlamak amacıyla önemli bir takım yetkileri üzerine aldı.

Kendisini “Filistin’in kurucu partisi” olarak gören ve o zamana kadar “tek parti” iktidarının keyfini süren Fetih Hareketi de Filistin halkının özgür iradesine darbe için harekete geçti.

Hamas daha çok Gazze Şeridi’nde etkili olduğu için operasyonda Muhammed Dahlan ve adamları ön plandaydı.

Dahlan, o dönemde Gazze’deki Koruyucu Güvenlik biriminin başındaydı ve çatışmalar, bombalı saldırılar ve suikastlarla “güvenlik boşluğu” oluşturmaya çalışıyordu.

Kirli planın farkına varan Hamas, 2007 yazında askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları aracılığıyla Gazze Şeridi’nde kontrolü sağladı.

Dahlan ve adamlarının birçoğu Mısır’a, İsrail’e veya Batı Yaka’ya kaçtı.

Bu olayın ardından biri Gazze’de ve diğeri Ramallah’ta iki ayrı hükümet ortaya çıktı.

Abbas, Heniyye başkanlığındaki hükümeti görevden aldığını açıklayarak Selam Feyyad’ı yeni hükümeti kurmakla görevlendirdi.

Hamas ise Abbas’ın kararını tanımadığını ilan etti.

Filistin halkının özgür iradesini temsil eden parlamentonun kapısına kilit vuruldu.

Feyyad ve sonrakilerin kurduğu hükümetler parlamentodan güvenoyu almadan görev yaptı.

Filistin Anayasası’na göre 8 Ocak 2009’da görev süresi sona eren Abbas, yetkilerini Filistin Parlamentosu Başkanı Aziz Duveyk’e teslim etmesi gerekiyordu.

Fakat Abbas o tarihten bu yana anayasaya aykırı bir şekilde başkanlık koltuğunda emrivaki ile oturmaya devam etti.

Parlamentonun yokluğunda “tek adam” olarak tüm yetkileri elinde topladı ve Filistin’in geleceğiyle ilgili tek taraflı keyfi kararlar almaktan kaçınmadı.

Hamas liderleriyle konuşmak yerine İsrailli yetkililerle görüşmeyi tercih etti.

Bugüne gelecek olursak…

Filistin’de birlik ve bütünlüğün sağlanmasının yolu seçimlerden ve sandıktan çıkacak sonuca herkesin saygı duymasından geçiyor.

Abbas, önce parlamento seçimlerinin ve bir süre sonra da başkanlık seçimlerinin yapılmasında ısrar ediyor.

Daha önce bu görüşe karşı çıkarak parlamento ve başkanlık seçimlerinin aynı gün yapılmasını isteyen Hamas, Abbas’ın ısrarı karşısında o teklifi de kabul etti.

Heniyye, önceki gün Abbas’a gönderdiği mesajda seçimlerin altı ay içinde ve kısa aralıklarla yapılmasını kabul ettiklerini bildirdi.

Abbas da cevabi mesajında Hamas’ın bu tavrından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Filistin kamuoyu uzlaşı rüzgârları estiğinde yapılan bu tür iyimser açıklamalara alışkın.

Cevabını merak ettiği asıl soru ise şu:

Parlamento seçimlerini Hamas kazanırsa, Abbas halk iradesine saygı duyacak mı yoksa bir yolunu bulup başkanlık seçimlerinin yapılmasına engel mi olacak?